TBMMye gitmek üzere olan yeni Vakıflar yasa taslağının sakatlıkları çok. Şimdi ne olacak? Bütün hesap AİHMden geri dönecek, Türkiye yine tazminatlara mahkum olacak, biz de ulusal egemenlik elden gidiyor! Kahrolsun AB emperyalizmi! diye dövüneceğiz.

Gazetelerde ya da internette, iç ve dış düşman ihtiyacı Türk ve Müslüman olmayanları nasıl da düşmana dönüştürüveriyor... Peki bunlar neden mahkemeye verilmiyor? Bizim Azınlıklar Raporuna hakaret ve ölüm tehdidi başlayınca, biz verdik. Peki ne oldu?

Türkiyenin bir Stratejik Orta Boy Devlete yaraşır politika izlemesi için, ABDnin istemediği şeyleri yapması gerekiyor. Yani İran ve Suriyeye yapılan baskılara direnmesi; Rusyaya yaklaşması; kendi insanına insan muamelesi yapıp AByle derhal barışması

İnsan Hakları Danışma Kurulu tarafından hazırlanan ve büyük tartışma yaratan Azınlık Hakları ve Kültürel Haklar Raporuna yöneltilen tüm eleştirileri teker teker yanıtlıyor; raporun öyküsünü birinci elden anlatıyor.

Vahit Bıçak, Danimarkanın mali katkısıyla bir toplantı düzenledi. Medya İHDKnin feshedileceğinden ve yerine yeni bir kurum kurulacağından söz ediyor. Toplantıda bu konudaki yasa taslağının onaylanacağını yazıyor. Ancak taslaktan bahseden yok...

Ulus denilen şey iki türlü inşa edilir: Kan esası, toprak esası. Ülkede çok sayıda etnik/dinsel grup varsa, ikincisinden başka çare yoktur. Bu durumda, ülkenin üst-kimliğinin adı, bütün bu alt-kimlikleri kucaklayabilmek için hepsinden başka türlü seçilir.

Çok şükür bu günlere yarabbi! Ne kadar doğru yazmışız! Hani, bir de, bu muhteremler Raporu bir mahkemeye verseler! Bu saptamaları duyamayanlar da duyacak! Bu Allahselametversinlerin korumaya çalıştıkları Türkiye nasıl bir Türkiye imiş...

Kürtler talep ediyor: Biz asli kurucu unsuruz! Hayır efendim, değilsiniz. Kurtuluş Savaşını kastediyorsanız, Çerkezler de başkaları da sizin gibi savaştı. Hiç kimse asli kurucu unsur değil. Türkler de değil. Bir tek asli kurucu unsur var: Türkiyeliler

Geçmiş suçların cezalandırılmaması ve sorunların örtbas edilmesi, daha büyük suçların ve sorunların ebesidir. Bu ülkenin yakın tarihindeki cezalandırılmamış en büyük suç, 1915se bir diğeri de Kürt sorunudur. Oradan başlayalım...

AKP, Kemalizmin 1920lerde kalmış türüyle karşılaştırma kabul etmeyecek kadar modern. Ordu Göreve! çığlıkları atan bu 1920li yorum, AKPye oranla fevkalade kasabalı. Dahası, kasabalıların burjuvalaşmasını da geciktiriyorlar.

Kürtçenin radyo tvlerde yayını için yasal süreçte sonuç: Yasa çıkalı iki yıl oldu, yayın daha resmen başlayamadı. AB yetkilileri Güneydoğuda teftişte. Dil kursları? Kürtçe ders için dilekçe veren üniversite öğrencileri cezalandırıldı. Sistem direniyor.

İşte bu devlet türü dönüşüyor. Dönüşmüyor; resmen metamorfoz geçiriyor. Tırtıldan kelebek doğuyor. Ama dışarıdan baskı sonucu, ama değil; önemli olan bu metamorfozdur. Zaten, itiraf edelim, Batı etkisi/baskısı olmadan hangi çağdaşlaşmaya giriştik?

Yapılması gereken şey, belli bir gruba ayrıcalık tanımak değil, herkese birden hak tanıyarak ayrıcalık denen şeyi ortadan kaldırmaktır. Örneğin, Kürtçe kursu açılabilir diye kural olmaz, isteyen, istediği dilde kurs açabilir diye kural olur.

Önemli olan Iraklıların ne yakıştırdığıdır.Türkmenler dahil bütün Iraklılar neden Türkiyeyi istemiyor, çünkü Türkiye Osmanlının devamı ve Osmanlı da Eski Efendi. Bizim Eski,Tebaa bizi işgal etti de başladı Kurtuluş Savaşı.

Bağımsızlık talepleri gelmesin isteniyorsa, Türkiyedeki halklara ekmek ve kültürel haklar verilmelidir. Devlet, Kürt kökenli vatandaşların asimile edilemeyeceğine inanmalıdır. Türklük biçimindeki üst-kimliğin Türkiyelilik biçiminde algılanması şarttır.

Geçen yıl devletin kutlama töreninde şehitler için 1 dakika saygı duruşu yapıldı, ardından da İstiklal Marşı çalındı. Burada da aynı şey tekrarlandı. Önümüzdeki l0 Aralıkta da şehitler için saygı duruşu ve İstiklal Marşı olacak mı?

Wolfowitz, Türk ordusunun esas görevinin ABD destekçiliği yapmak olduğunu söyleyerek düpedüz hakaret ediyor. Acaba bugünkü Türkiye, Johnson Mektubuna o tepkiyi gösterenle aynı mı? Oysa o mektup bugünkü kadar terbiyesiz değildi. Ne yönde değişiyoruz?

Irak için iki modelden bahsediliyor: Afganistan ve MacArthur. İkisinin de sonucu kuklalık. Hepsinden önce sorulması gereken, kurulsa bile bu yönetimin nasıl yönetileceği. Bütün veriler, kısa vadede istilacıların işinin kolay olmayacağını gösteriyor...

ABDnin iki dudağı arasındaki Kürt federe devletini Türk askeri ne yaparak önleyecek? Saldırıp, daha kurulurken yıkarak mı? Dahası, o bataklıktan nasıl ve ne zaman çıkılacak?

Derler ki, Her savaş, kendi ekonomisini yaratırmış. Kendi ahlakını da yaratıyor galiba. 28-30 milyon sterlin için ve asla elinde tutmana izin vermeyecekleri bir başkasının toprağı için Türkiyenin ahlakını ve onurunu borsaya çıkarmaya değmiyor. Hatta,