Alt Komisyon TCK Tasarısına ilişkin çalışmalarını tamamlıyor. Kadın örgütleri, tasarının namus cinayetleri, bekaret kontrolleri, müstehcenlik ve hayasızca hareketler maddelerinin talepleri doğrultusunda değiştirilmesini istiyorlar.

KADER ve 32 kadın kuruluşu, CEDAW Sözleşmesine göre, devletin kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi için gerekli önlemleri almakla yükümlü olduğunu hatırlattılar; kota uygulamasının önemini vurguladılar...

Kadın kuruluşları Anayasanın 10. maddesinde yapılması planlanan değişiklikle ilgili önerilerini iletmek için TBMM Anayasa Komisyonu üyelerine faks çekti. Kuruluşlardan temsilciler yarın genel kurulda yapılacak görüşmeleri de izleme kararı aldılar.

Türkiyedeki kadınları bu kadar yakından ilgilendiren böylesi bir değişiklik yapılırken nedense Türkiyenin kadın örgütlerinden ve diğer sivil toplum örgütlerinden hiçbir tepki gelmiyor. Kimse Meclisin önünde gösteri yapmıyor, kimse bir şey söylemiyor.

Babasının telle boğarak öldürdüğü N.H, dün toprağa verildi. Cenaze töreninde kadın örgütleri Mezar değil, sığınak istiyoruz pankartı açtı. CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Okuducu, Türkiyede yaşam yasalarla paralel gitmiyor dedi.

Her kıtada kadınlar erkeklerden daha az kazanıyor. Dünya ölçeğinde 1.5 milyardan fazla yoksulun yüzde 70ini kadınlar oluşturuyor. Kadınlar dünya ölçeğinde yönetim pozisyonlarının yüzde 14üne, yüksek düzeyde yönetici kadroların ancak yüzde 6sına sahip.

Prof. Ecevit kadın istihdamının azaldığını; enformel sektörde ve evde çalışan kadınların sorunlarını anlatıyor. Dr Kalaycıoğlu Sendikalar kadınlarla değil sürekli işi olan erkeklerle ilgileniyor diyor. Yılmaz uygulanmayan hukuk sistemlerinden bahsediyor

İKKB Başkanı avukat Moroğlu, Anayasa değişikliğinde kadın-erkek eşitliğine ilişkin düzenlemeyi göstermelik diye nitelendirdi; Anayasanın 10. maddesine devletin eşitliğin sağlanması için önlemler alacağına dair bir cümle eklenmesini istedi.

BASİSEN Şube Başkanı Seyman ve TÜM BEL-SEN Genel Başkanı Baykara İşçi Bayramı görüşmelerinde tek kadın görüşmecinin bulunmasını sendikaların erkek alanları olmasına bağlıyor, çok sayıda kadın üyesi olan sendikalarda kota uygulaması istiyorlar.

26 STK, akademisyenler ve hukukçuların oluşturduğu TCK Kadın Platformu, yeni Ceza Yasası tasarısının namus cinayetlerini önlemeye yetmeyeceğini belirtti ve taleplerini açıkladı. Platformdan Bigütay AKP bu konuda hala katı davranıyor, dedi.

Ka-Mer, bir yılda namus cinayeti tehdidi altındaki 23 kadına destek verdi. Bu kadınlardan ikisi öldü, diğerleri ya bir sığınma evinde ya da başka bir kentte yaşamlarını sürdürüyorlar. Kardaş, Töre cinayetleri hep vardı, artık daha çok görünüyor diyor.

Alman asıllı 20 kadın, Mehmet Saka İlköğretim Okulunun zihinsel engelliler sınıflarına demirbaş yardımı yaptı. Rehabilitasyon uzmanı Akbıyıkoğlu, zihinsel engelli öğrencilerin meslek sahibi olabilmesi için okulda atölye kurulmasını istedi.

Adana Kent Konseyi Kadın Meclisi Yürütme Kurulu Üyesi Kaya, açılışı yapılmadığı halde Merkeze 10 günde 30dan fazla kadının başvurduğunu belirtti; kentte töre cinayetlerinin yoğunluğuna dikkat çekti ve Kadın Sığınma Evine duydukları ihtiyacı vurguladı.

Vali Işın, kent genelinde 6-14 yaş arasındaki bin kız çocuğunun okula gitmediğini belirlediklerini açıkladı; çocuklarını okula göndermeleri için ailelerle tek tek görüşeceklerini belirtti.

Metis Yayınevi Sorumlusu Sökmen, TCK tasarısının 426. maddesindeki düzenleme ile bilimsel eserlerin de yasaklanabilecekler kapsamına alınmasını eleştirirken, Muzır Kurulunun icraatlarına ve Muzır Yasasındaki aksaklıklara da değindi...

Yargıtay 5. Dairesi, reşit olmayan kızla evlenme vaadiyle cinsel ilişkiye giren sanığın beraatine karar veren Manisa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin kararını bozdu. Yerel mahkeme, genç kızın bakire olmaması gerekçesiyle beraat kararı vermişti.

Meltem Arıkan okurlarını huzursuz etmek için yazıyor. Ve... Veya... Belkiden Yeter Tenimi Acıtmayına kadar dört roman yazdı, üçü yolda. Amacı, kadınların önce kendi gerçekliğiyle yüzleşmesi. Sonra bedenini tanıması. Kurtuluş ise kadın dayanışması...

Lezbiyenliği, ezilmemeyi hak eden bir kimlik olarak görebilmek için, onu kutsallaştırma ihtiyacı hissedebiliyor insanlar. Oysa lezbiyenliğin ezilmemeyi hak etmesi için hiçbir şeye ihtiyacı yok. Lezbiyenler, zaten ezilmemeli.

Kadın Sığınma Evi, Mayıs ayında hizmete girecek. Fiziksel, duygusal, cinsel ve ekonomik istismara uğrayan kadınlar, psiko-sosyal ve ekonomik problemlerinin çözümlenmesi sırasında çocukları ile birlikte Sığınma Evinde kalabilecekler.

İki Toplumlu Koro üyesi Derya, mitingde rastladığı Kıbrıslı Rum arkadaşlarının AKELin tutumundan nasıl üzüldüklerini anlatıyor; emekli öğretmen Aygın ise, Rum komşuları ile dostluklarını. Özlütürk, İki toplum çocuklarının ortak bir dili olacak diyor...