Avukat Oya Aslan, Adli Tıp Kurumu'nun Güler Zere'yle ilgili bir an önce karar vermesi gerektiğini söylüyor.
"Bütün raporlar tamam. Ancak her seferinde son durum raporu isteniyor. Aslında Adli Tıp bu raporlara ihtiyaç duymadan, elindeki veriler ışığında bir karar verebilir. Adli Tıp, her seferinde heyet raporu gelmedi diyerek kararı ertelemeyi alışkanlık haline getirdiler."
Adli Tıp'ın karar vermemesi halinde Elbistan Savcılığı'nın konuyla ilgili karar verme yetkisinin olduğu bilgisini veren Aslan, "Bir an önce karar verilip Zere'nin sevdikleriyle birlikte olabileceği bir yere alınması ve tedavisinin burada sürdürülmesi gerektiğini" belirtti.
"Zere'yi güçlü kılmak, enşur vitamini ve serum dışında besin alternatifleri sunmak zorundayız. Kendisini bu güç durumdan ancak böyle kurtarabiliriz" diyen Aslan, "Eğer" diyor, "Zere'nin yaşamıyla ilgili olumsuz bir şey yaşanırsa bundan meslek ilkelerini çiğneyen Adli Tıp Kurumu'nun yanı sıra konuyla ilgili adım atmayan Adalet Bakanalığı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve karar verme yetkisini kullanmayan Elbistan Savcılığı birinci dereceden sorumlu olacaklar."
Ve bir endişesini paylaşıyor Aslan:
"Endişemiz odur ki Zere'nin durumunun kritik eşiğe gelmesinin ardından tahliyesine karar verip suçu bertaraf etmek isteyebilirler."
Aylar geçti, Zere ile ilgili karar bir türlü çıkmıyor
14 yıldır cezaevinde tutulan Zere, 12 Ekim'de üçüncü kez ameliyat edilmişti.
Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu, ağustos sonundan beri Zere'yle ilgili kararını veremiyor.
Zere için Elbistan savcılığı Çukurova Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı'ndan rapor istedi. Çukurova Adli Tıp, 22 Haziran tarihli raporda Zere'nin "ağır özürlü sayıldığı, yaşamının ağır risk altında olduğu, bir başkasının bakım ve gözetimine muhtaç olduğu, radyoterapi de içerecek yoğun ve ağır tedavinin cezaevi koşullarında yerine getirilmesinin mümkün olmadığı, iyileşinceye kadar cezasının ertelenmesinin uygun olacağı"nı yazdı.
Savcılık bunun üzerine 25 Haziran'da hastanenin mahkum koğuşunun uygun olup olmadığını sordu ve olmadığı yanıtını aldı. Bunla da yetinmeyen savcılık Zere'yi 14 saatlik yolculukla İstanbul Adli Tıp Kurumu'na muayene için gönderdi. ÇHD, bu tutumu nedeniyle savcı için de suç duyurusunda bulunmuştu.
Başkanlığını, daha önce işkenceyi gizlediği için İstanbul Tabip Odası'nın meslekten men cezası verdiği Nur Birgen'in yaptığı İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu, raporda Zere'nin hastanenin mahkum koğuşunda tedavi olabileceğini yazdı.
Şu an Balcalı Hastanesi'ndeki koğuşta tutulan Zere, bu rapor için yapılan muayenenin üstün körü olduğunu anlatmıştı.
Son olarak Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) oluşturduğu Kanser Danışma Kurulu, mahkum koğuşunda tutulduğu hastanenin son raporuna dayanarak, kanserli mahkum Güler Zere'nin serbest bırakılmasını, Zere'nin "vedalaşma ve huzur hakkı"nın tanınmasını, cezasının infazının ertelenmesini veya Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün af yetkisini kullanmasını istedi.(BÇ)