İran ve muhafazakarlık üzerine çalışmalarıyla tanınan Doç. Dr. Yüksel Taşkın, İran seçimleriyle ilgili "Yolsuzluk olduğunu düşündüren bazı sonuçlar var. Ama hile olsa bile, Ahmedinecad'ın ciddi bir varlık gösterdiği görülüyor" diyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Mahmud Ahmedinecad oyların yüzde 66,2'sini, en yakın rakibi Mir Hüseyin Musavi de 33,7'sini aldı. Musavi ve diğer iki aday Mehdi Karubi ve Mohsen Rezai de yolsuzluk olduğunu iddia ediyor. Musavi bu iddiasını ülkedeki en yetkili meclis olan Danışmanlar Heyeti'ne taşıdı.
Taşkın'ın seçimlerle ilgili bazı saptamaları şöyle.
Yolsuzluk iddiaları: Ahmedinecad'ın Musavi'nin doğum yeri Tebriz'de yüzde 50'den fazla oy alması, reformcuların kalbi Tahran'da yüksek oy alması yolsuzluğu akla getiriyor. Ama bu, seçim sonuçlarını tek başına açıklamakta yetersiz kalıyor.
İktisadi halkçılık: Ahmedinecad'ın başarısının arkasında bu iki unsurun olduğu söylenebilir. İran devriminin 30. yılıyla ilgili analizlerde "Bu devrim nasıl 30 yıl yaşadı" sorularına verilen yanıt, iktisadi halkçılık. İran askeri bütçesini yüzde 18'den 4'e düşürmüş, bu bütçeyi de sosyal adaletle ilgili bakanlıklara kaydırmış bir ülke. Askeri bütçesi Körfez ülkeleri içinde en düşüğüdür.
Devrimin iki tezi var: Sosyal adalet ve İslamizasyon. İslamizasyon konusunda hâlâ başarılı değiller. Ahmedinecad'a oy verenlerin çoğu muhafazakar İslamcı değil. Katı bir özgürlük bölünmesi yok İran'da.
Son yıllarda devletin ekonomide daha fazla yer almasını destekleyen eğilim ön plana çıkıyor. Ahmedinecad bunu kurumsallaştırmadan, zekat ekonomisi üzerine, geliri, malları dağıtmak üzerine kuruyordu. Patates dağıttığında "patates cumhurbaşkanı" diye eleştirilmişti. O da "Patatesi alıyorlar ama, ABD'ye ölüm diye de bağırıyorlar" demişti.
Taşrada çok güçlü. Önceki cumhurbaşkanlarının hiç gitmediği yerlere gidip yerel yöneticileri sorunların saptanması ve çözüm bulunması için zorluyordu.
Petrol fiyatları yükseldiğinde İran kenara büyük miktarda para koydu. Ahmedinecad bu parayı adalet payı olarak 5,5 milyon aileye dağıttı. Ama bu doğrudan enflasyonu yükseltti. Özelleştirme gelirlerini de halka dağıtacağını söylüyor.
Rakipleri sosyal demokrat bir doğrultu bile tutturamadılar. Kendi blokları içinde adı yolsuzluklara karışmış, petrol oligarklarından Rafsancani'nin de olması, reformcuları yıprattı.
Ulusal bağımsızlık söylemi: Ahmedinecad kendine ciddi bir taban inşa etmiş görünüyor. Seçimden önceki son mitinginde 1 milyona yakın kişi topladığı söyleniyor. Kutlamalara da 10 binlerce kişi katıldı. İslamcılar için milliyetçilik tabudur. Ama Ahmedinecad bir tür milliyetçiliğe de oynuyor. Bunun da etkili olduğu görülüyor. Nükleer program, teknolojik olarak kendine yeterlilik gibi hareketlerle ulusal bağımsızlıkçı bir duygudaşlık yarattığı da görülüyor.
Reformcuların oyu düştü: Reformcuların oyları yüzde 40'ların altına inmemişti. "Seçimler ikinci tura kalırsa Musavi alır diye hile yapıldı" diyenler de var. Ama Ahmedinecad'ın reformculara yakın kesimlerden oy aldığı da söyleniyor. Reformcular bir türlü partileşemediler. Talepler etrafında partileşmeleri, gençleri ve hareketleri örgütlemeleri, kurumsallaşmaları gerekiyor. Seçimden seçime hareketlenmekle olmuyor.
Daha az çatışmacı bir Ahmedinecad: Dini lider Ali Hamaney Ahmedinecad'ın çatışmacı dilinden rahatsız. Meclis içinde onu frenleyecek karizmatik muhafazakarlardan karşı bir blok oluşturdu.
Dış politikada da, Türkiye'deki Milli Güvenlik Kurulu gibi, eski dışişleri bakanlarından oluşan heyet ana hatları belirliyor. Dolayısıyla daha az çatışmacı bir dönem bekliyorum. Ahmedinecad'ın karşısında Bush da yok. Obama da gereksiz çatışmalara girmek istemiyor. İsrail çatışmayı kaşımak isteyebilir.
İran çok yalnız bir ülke. İnsanları bu çatışmacılıktan, 30 yıldır devrimin alarmcı ruh halinden bıktı. Biraz daha yumuşaması beklenebilir.
Türkiye'yle ilişkiler: İran'ın Türkiye'yle arası iyi. Bunu bozmak istemez. Hatemi döneminde AB'ye açılma niyetleri vardı ama bunu Bush engelledi. Tansiyon düşerse İran AB'yle ilişkilere, Türkiye üzerinden, özellikle iktisadi olarak açılmak istiyor. Bu yüzden Türkiye'yi çok önemli görüyorlar. (TK)