Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un Diyarbakır'da söylediği "terör örgütü Türkiye’nin başına bela olmasaydı, bu kaynaklar bu bölgeye gidecekti" sözlerini değerlendiren iktisatçı Mustafa Sönmez, bianet'e, bunun gerçekleri yansıtmadığını söyledi: "1984'ten önce de kaynaklar bölgeye aktarılmıyordu."
Sönmez Güneydoğu ve Doğu Anadolu analizlerinde, yatırımların güvenlik odaklı olduğunu, sivil yatırımların azlığını göstermişti. Bu 21 ilde, ülke nüfusunun yüzde 16'sı, yaklaşık 11,2 milyon kişi, yüksek işsizlik ve yoksulluk koşullarında yaşıyor.
Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek'in açıklamasına göre, Türkiye'de "terörün maliyeti" yaklaşık 300 milyar dolar oldu.
"Ucuz işgücüne odaklanmak hata"
Sönmez, Başbuğ'un Diyarbakır’daki nüfusun yüzde 64’ünün 24 yaşının altında olmasına dikkat çekişini son dönemde AKP'nin ve iş çevrelerinin dile getirdiği ekonomik önerilere bağlıyor.
"İşsizlik oranı yüksek gençlerin dağa çıkışının önünü kesmek için önerilen yollar, mevcuttan düşük bir 'bölgesel asgari ücret' uygulayarak yatırımların hareketlendirilmesi. Burada başta tekstil, çeşitli emek yoğun sektörlerin krizini aşmak da hesaplanıyor. Hem bölgeye istihdam, yatırım getirmek hem sosyal sorunlarda açılım sağlamak olarak görülüyor.
"Ama bu formülle olmaz. Bölgesel asgari ücret adı altında farklılığa gitmek ayrımcılık. İşgücü her yerde işgücü; fiyatı neyse ödenmesi gerekir. Yatırımlara teşvik elbette verilmeli; ama bu ucuz işgücü üzerinden olmaz."
"Yoksulluk aylığı şart"
Sönmez'in önerdiği ve AKP'nin son dönemdeki politikalarının neredeyse tam tersi olan acil çözüm karmasıysa şöyle.
Kadınlara yoksulluk aylığı: Nüfus çok yoksul. İnsanlara, vatandaş hakkı olarak, yoksulluk aylığı bağlanmalı. Kadınlara verilmeli; bütçede tanımlanmalı. Miktar, net asgari ücretin yarısı olabilir. Bu harcama gücüyle, ekonomik hareketlilik de olur. Vatandaş kendinin dışlanmadığını, bir haktan yararlandırıldığını hissedebilir ve aidiyet sağlanabilir. İstihdam bundan sonra gelecek bir şey.
Yatırımlar: Bölgenin ucuz ve genç işgücünü istismar etmekten çok, bölgenin potansiyeli olan turizm, tarım, hayvancılık ve sınır ticaretine ağırlık verilen politikalarla bölgede kalkınma hamlesi gerçekleşebilir.
Altyapı: Kamunun yol, ulaşım gibi yatırımları artırması gerek. Özellikle de kentsel altyapı. Başta Van, Diyarbakır, Urfa olmak üzere merkez ilçeler zorunlu göçten sonra. inanılmaz kalabalıklaştı. Çok ciddi çevre sorunları var. Van Gölü'nün kirlenmesi, Diyarbakır'da yoksul mahalleler, çocuk istismarı ve sağlık sorunları yaygın. Bu nedenle yerel yönetimlere hem idari hem de kaynak olarak daha ağırlık tanınmalı.
Politik açılım: AB ilerleme raporlarında dile getirilen, kültürel hakların geliştirilmesi gibi bütün adımların atılması gerek. DTP üzerindeki Damokles kılıcının kaldırılması, DTP'nin siyasette kendini özgürce ifadesinin yolunu açmak gerek. Parti kapatmada AKP'yle ilgili kopartılan gümbürtünün 10'da biri bile DTP için yapılmadı. Bu bir ikiyüzlülüğün göstergesi.
Sönmez, bu adımların birlikte atılmaması durumunda sorunun çözülmeyeceğini düşünüyor. En kritik noktaysa yoksulluk aylığı. "Yoksulluğa karşı hak odaklı bir destek verilmedikçe, önerilerin samimiyetinden şüphe etmek gerek. Yatırım, istihdam ancak bundan sonra sonuç verebilir." (TK/EÜ)