Yedi ay boyunca 20 kenti dolaşacak sergiye Can Dündar'ın hazırladığı "Önce İnsan" belgeseli de eşlik edecek.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve Yerel Gündem 21'in desteği ile hazırlanan sergi ilk olarak 11 Nisan'da, İzmir'de ziyaretçilerle buluşacak. Serginin 212 günlük yolculuğu boyunca insan hakları ve sivil toplum konulu 43 konferans düzenlenecek.
Proje Yönetim Komitesinden Orhan Silier, "Ülkenin insan hakları tarihini insanların kendi deneyimleri üzerinden, didaktik olmamaya çalışarak ortaya çıkardık" diyor.
Projesi 2000'de tamamlanan sergi, Avrupa Komisyonu'nun 2002'de mali destek sağlamasıyla hayata geçirildi. Proje Koordinatörü Bülent Özden, kaynak bulunursa serginin devam edebileceğini söylüyor.
Gidilecek her ilde o coğrafyaya özgü sorunlar ön plana çıkarılacak. Özden, serginin mümkün olan en fazla izleyiciyle buluşmasını sağlamayı amaçladıklarını belirtiyor.
Tasarımını Bülent Erkmen'in yaptığı sergi, toplam 350 metrekarelik panolardan oluşuyor. Her bir pano bir proje kapsamında konuşulan bir kişinin tanıklığını yansıtıyor.
Mesele sadece devlet değil
Sergide yer alan tanıklıkları Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri Meltem Ahıska ve Zafer Yenal iki kişilik bir ekiple gerçekleştirdi. Doç.Dr. Yenal, görüşülecek insanları seçerken olabildiğince kapsayıcı olmaya çalıştıklarını söylüyor. "Her bir insan birçok değişik alanlarda problemler yaşıyor aslında. O yüzden her pano birçok şeyi birden temsil ediyor" diyor Yenal.
"Bu çalışmayı yaparken, insan hakları kavramının gündelik bir şey olmadığından yola çıkarak, kavramın tarihsel kökenlerine inmeye çalışan sistematik bir yol izledik. Sadece devletle toplum arasında varolan bir çatışmayı değil, toplumda varolan önyargıları da işin içine katmaya çalıştık. Bugün artık 'insan hakları' kavramının da yetersiz kalabileceği durumlarla karşılaşıyoruz".
Tebaadan yurttaşa giden virajlı yol
Susurluk skandalı sonrasındaki sokak eylemlerinin görüntüleriyle açılan "Önce İnsan" belgeselinin yapımcısı Can Dündar, "Projeyi ilk duyduğumda biraz ürktüm açıkçası" diyor. Çok geniş bir konu olmasına ve kısıtlı zamana rağmen belgeselde insan hakları bütün boyutlarıyla ele alınmaya çalışılmış.
Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze gelen belgesel, özellikle 1980 sonrası döneme yoğunlaşıyor. Can Dündar belgeselde "61 Anayasasının getirdikleriyle bir süre sonra büyüyen vücut elbiseye sığmamaya başladı. Bunun üzerine elbise büyütüleceğine, 1971 ve 1980'de vücut budandı" diyor.
"80 sonrasında Türkiye'de insan hakları meselesinin nasıl can yakıcı bir talep haline geldiğinin altını çizmeye çalıştık. İnsan hakları mücadelesi siyasi problemlerden kaynaklanan siyasi bir talep olarak doğdu. Ve yine bu mücadele kendine karşıt bir siyasi tepki doğurdu."
Tablo karanlık olsa da, son yıllarda bir gelişme olduğunu da düşünüyor Dündar. "Belgeselde biraz da iyimser olmaya çalıştık. Ortada ilerisi için umut verici bir direniş var."
"Tebaa olarak görülen insandan kendini yurttaş sayan insana" geçişin öyküsünü anlatan 40 dakikalık belgesel ulusal ve yerel televizyonlarda da yayınlanacak. Sergi kapsamında ayrıca kadın ve çocuk hakları, onurlu yaşama hakkı, çevresel ve kültürel miras konulu kısa filmler de gösterilecek.(EÜ/YS)
* Tarih Vakfı'nın sergi için hazırladığı web sitesinden sergi hakkında kapsamlı bilgi elde edilebilir. Serginin gezeceği şehirler ve tarihlerin listesi de burada bulunabilir.