1924 Anayasası'nda "din eğitimi"yle ilgili bir ifade bulunmuyordu ama "Devletin dininin İslam olduğu" kayıt altına alınmıştı.
80. madde "Hükümetin gözetimi ve denetlemesi altında ve kanun çerçevesinde her türlü öğretim serbesttir" derken 75. maddede "Hiçbir kimse felsefi inanından, din ve mezhebinden dolayı kınanamaz. Güvenliğe ve edep törelerine ve kanunlar hükümlerine aykırı bulunmamak üzere her türlü din törenleri serbesttir" diyordu.
İhtilal ve isteğe bağlı din eğitimi anayasada
1961 Anayasası'nın "Vicdan ve din hürriyeti" başlıklı 19. maddesinde yer alan düzenleme şöyleydi:
"Din eğitim ve öğrenimi, ancak kişilerin kendi isteğine ve küçüklerin de kanuni temsilcilerinin isteğine bağlıdır."
Darbe ve zorunlu din dersi
1982 Anayasası'nda 24. maddede geçen bu düzenleme şu hale geldi:
"Din ve ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve orta-öğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır."
AKP "özgürlükçü olmayan" alternatifi tercih etti
Prof. Ergun Özbudun başkanlığındaki komisyonun hazırladığı taslakta iki alternatif yer aldı:
- "Devlet, eğitim ve öğretim alanındaki görevlerini yerine getirirken, eğitim ve öğretimin ana ve babanın dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını isteme hakkına riayet eder. Din eğitim ve öğretimi, kişinin kendisinin, küçüklerin ise kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır. Devlet bu taleplerin gereğini yerine getirmekle yükümlüdür."
- "(...)Din kültürü ve ahlâk öğretimi, ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bu dersten muafiyet, kişinin kendisinin, küçüklerin ise kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır."
Komisyon, maddenin gerekçesinde her iki alternatifin de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS) uyumlu olmasının gö önünde bulundurulduğunu ama birinci alternatifin "özgürlükçü" olduğunu açıkladı.
AİHS'ye Ek 1 nolu Protokol'ün 2. maddesi şöyle:
"Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir."
Dün toplanan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Merkez Yürütüme Kurulu'nda da din derslerinin müfredatta yer alması ancak velinin başvurusuyla öğrencinin dersten muaf olması kabul edildi.(EÜ/NZ)