Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) verilerine göre hükümet derslik, öğretmen, eğitim çalışanı gibi eksiklikleri gidermek için bütçeden yeterli payı ayırmazken "zorunlu, fırsat eşitliğine dayalı ve parasız eğitim"i gerçekleştirme görevini "hayırseverler"in ve velilerin üzerine atıyor.
10 milyon 565 bin ilköğretim öğrencisi ve 3 milyon 39 bin ortaöğretim öğrencisi, üç ay sürecek yaz tatiline girerken eğitim alanında kronikleşen sorunlar da bir sonraki yıla devroldu.
Geride bırakılan eğitim yılında varolan eksikliklerin yanında tartışılan konularsa önümüzdeki seneden itibaren uygulanacak yeni ilköğretim müfredatı, liselerin dört yıla çıkartılması, yeni Ceza Kanunu ile kanuna aykırı eğitim kurumu açanlara getirilen ceza indirimi, ders kitapları ve Eğitim-Sen'in kapatılması yönünde çıkan mahkeme kararıydı.
1 milyon çocuk yazı Kuran kursunda geçirecek
Eğitim-Sen nümüzdeki sene tüm okullarda uygulanmaya başlanacak yeni ilköğretim müfredatını katılımcı olarak hazırlanmadığı ve ülkedeki çeşitliliği yansıtmadığı gerekçesiyle eleştirdi.
Müfredat, "uygulamalı din dersleri" nedeniyle de eleştiri topladı
Diyanet İşleri'nin verilerine göre yaz aylarında Kuran kursuna giden öğrenci sayısı eğitim yılındaki sayının yaklaşık dokuz katına çıkarak 1 milyon 100 bine ulaşıyor.
AKP iktidarı döneminde açılan resmi kurs sayısı yüzde 10 artarken izinsiz kurs sayısı bilinmiyor.
"Milli Güvenlik ve zorunlu din dersi kalksın"
Tarih Vakfı'nın, Türkiye Bilimler Akademisi'nin (TÜBA) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın (TİHV) ile birlikte üç yıldır yürüttüğü Ders Kitaplarında İnsan Hakları Projesi sonuçlandı.
Proje sonucunda ders kitaplarının içeriklerine, müfredata ve okul ortamına ilişkin 22 tavsiye MEB'e sunuldu; Milli Güvenlik dersinin kaldırılması, kadına yönelik olumsuz cinsiyet rollerinin değiştirilmesi, insan haklarının müfredata girmesi istendi.
Zorunlu din derslerinin kaldırılması da talepler arasındaydı.
Ezberci, yukarıdan aşağıya örgütlenen eğitim sisteminde çocukların kendilerini ifade edebilmelerine bir olanak olarak "veli toplantılarına çocuklar da katılsın" diyen uzmanların sesiyse pek duyulmadı.
Okul yapandan vergi alınmıyor
Hükümet topladığı vergilerle yapması gereken okulları inşa eden "hayırseverlerden" vergi almıyor.
222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, eğitimin temel bir hak olduğunu; zorunlu ve fırsat eşitliği gözetilerek devlet okullarında parasız olduğunu söylüyor.
Fakat eğitimle ilgili eksikliklerin kapatılması "hayırseverler"in üzerine düşüyor.
AKP hükümeti, 11 Eylül 2003'te "Eğitime Yüzde 100 Destek" kampanyası başlattı.
Çıkartılan 4842 sayılı kanunla "hayırseverlerin eğitime yaptıkları harcamaları gider olarak gösterebilmesi" sağlandı. Proje MEB tarafından şöyle anlatılıyor:
"Aslında ismimizin çift anlamı var; birisi hepimizin eğitime canı gönülden yüzde 100 destek olması, bir diğeri de vergi indiriminin yüzde 5'ten yüzde 100'e çıkışını vurguluyor".
Gazetenin işi: "Hayırseverlik faaliyetleri organizasyonu"
Milliyet gazetesi de "Baba Beni Okula Gönder" adlı bir bağış kampanyası yürütüyor.
Toplanan bağışlar ağırlıkla Güneydoğu Anadolu'da bulunan 15 ilde 6 bin 750 kıza burs verilmesi, okul, yurt ve derslik inşası için kullanılıyor.
Gazete bağış yapanların isimlerinin yanında burs verilen çocukların fotoğraflarını, isimlerini de web sitesinde yayınlıyor.
Eğitim devletin temel sorumluluğu
Hükümetin bütçeden eğitime ayırdığı payın oranı yüzde 9.57.
Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer "Bu pay eğitim sisteminin zorunlu ihtiyaçlarını karşılamaya bile yetmiyor. Pek çok okulun zorunlu ihtiyaçları, özellikle kayıt dönemlerinde, öğrenci velilerinden çeşitli adlar altında toplanan paralarla karşılanıyor" dedi.
Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu (SPF) kurucularından Prof. Ayşe Buğra da, yoksulluk ve temel hizmetlerden yoksunluğun "hayırseverlikle çözülemeyeceğini" söylüyor:
"Hayırseverlik eşitsiz bir ilişki yaratıyor ve yoksul olanın sosyal dışlanmasını önlemeye yetmiyor. Çözüm sosyal devletin sosyal içerme politikaları oluşturması; ulaşılabilir evrensel sosyal hizmetleri, çocukların ve ailelerinin sosyal güvence ve sosyal yardım haklarını, eğitim ve sağlık haklarını güvence altına alması".
"Haydi Kızlar Okula" tüm ülkeye yayıldı
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve MEB'in ilköğretim çağındaki kız çocuklarının okullaşma oranının arttırılması ve eğitimde cinsiyet eşitliğinin sağlanması için yürüttüğü "Haydi Kızlar Okula" kampanyası 2005'te 53 ilde uygulandı.
2003'te Güneydoğu Anadolu'da 10 ilde başlatılan kampanyayla iki senede 113 bin kız okula başladı.
İlk yıl sonunda kızların okula kayıtlarında yüzde 5.8'lik bir artış oldu ve 10 ilde toplam 40 bin çocuk okula kayıt oldu. Kızları eğitimlerine geri döndürmede en başarılı il Siirt ve Van oldu.
İkinci yıl ise kampanyaya başta yoğun göç alan İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana olmak üzere 23 il daha eklendi. Bu 23 ilde de tam 73 bin 211 kız okul sıralarıyla buluştu.
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey, önümüzdeki yıl bu sayının 250 bine ulaşmasını hedeflediklerini söyledi.
Hâlâ eğitim alamayan yüz binlerce kız var
Milli Eğitim Bakanlığı'nın verilerine göre hâlâ ilköğretime kazandırılması gereken 566 bin 789 kız var. UNICEF'e göre, Türkiye toplumsal cinsiyet eşitliğini gerçekleştiremeyen ve 2015'e kadar gerçekleştirememe riski bulanan 12 ülkeden biri.
Türkiye'nin aynı kaderi paylaştığı ülkelerden bazıları ise Etiyopya, Hindistan, Moğolistan, Irak.
Eğitim Reformu Girişimi 'nin yayınlarından derlenen bilgilere göre Türkiye'de ilköğretim çağındaki 1.4 milyon çocuk okula gidemiyor. Bunların 874 bini kız.
Sorunlar gelecek yıla devroldu
Alaaddin Dinçer, geride bırakılan eğitim-öğretim yılında da kronikleşen sorunların devam ettiğini söyledi.
Dinçer'in verdiği bazı rakamlar şöyle:
* Türkiye'de 8 bin 325 okulda ikili, 17 bin 636 okulda ise birleştirilmiş sınıflarda eğitim veriliyor. Bu okullarda yaklaşık 7 milyon öğrenci okuyor.
* Okulöncesi eğitim çağında olan çocuk sayısı 4 milyondan fazla; okulöncesi eğitimden yararlanan öğrenci sayısı ise sadece 435 bin.
* Sınıf mevcutları büyük kentlerde hala ortalama 50-60 civarında. 30 kişilik sınıflarda, tekli ve normal eğitim yapabilmek için 3 bin 200 okula, 96 bin dersliğe ve 120 bin öğretmene ihtiyaç var.
* Geçen yıl, önce Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS), ardından Liselere Giriş Sınavı'nda (LGS) 64 bin öğrenci "sıfır" puan aldı. Bu yıl LGS ve ÖSS'ye girecek öğrencilerin toplam sayısı 2,5 milyonun üzerinde.
Bu pazar günü LGS yapılacak; sınava 795 bin öğrenci katılacak. 19 Haziran'da da ÖSS yapılacak. Önümüzdeki eğitim-öğretim yılı 12 Eylül'de başlayacak.(EÜ)