Suyun Ticarileşmesine Hayır Platformu'nun Akatlar Mustafa Kemal Kültür Merkezi'nde düzenlediği forumda konuşan Munzur Koruma Kurulu'ndan Hasan Şen, "Munzur Projesi kapsamındaki sekiz barajın bitirilip tamamen faaliyete girmesi halinde toplam enerjinin binde 9.7'si kadar enerji üreteceğini söyledi ve ekledi:
"Bu da o kadar yerin talan edilmesine, onca köyün boşaltılmasına, o kadar insanın göç ettirilmesine değmez."
Armutlu Mahallesi temsilcisi Hasan Öztürk ve Halkevleri'nden Nuri Günay'ın da konuşmacı olarak katıldı.
Platform'un etkinlikleri yarın devam edecek forumun ardından Yıldız Teknik Üniversitesi'nde (YTÜ) yapılacak film gösterimlerinin ve karikatür sergisinin ardından 22 Mart'ta Beşiktaş iskelesinin önünde basın açıklaması yapacak.
"Suyu kapitalistlerin kıskacından kurtarmalıyız"
İki saat geç başlayan forumun açılış konuşmasını yapan Yıldız Teknik Üniversitesi'nden (YTÜ) Prof. Dr. Beyza Üstün "Mücadelemiz suyu kapitalizmin kıskacından kurtarmak için" dedi.
"Dünyada gücü elinde tutmak isteyenlerin yeni hedefinin su olduğunu" belirten Üstün "Derelerimizi, göllerimizi, suyumuzu sattırmayacağız" diye konuştu.
TTB Genel Başkanı Gençay Gürsoy, KESK Genel Başkanı Sami Evren, Çiftçi-Sen Genel Başkanı Abdullah Aysu ve TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı'nın da konuştuğu açılışta ayrıca platformun bir yıldır sürdürdüğü mücadeleyi anlatan kısa bir film gösterildi.
"Dayanışma olmadan kazanım olmaz"
Foruma öğle arasının ardından "Mücadeleler ve Deneyimler" oturumuyla devam edildi.
TMMOB'dan Eylem Tuncaelli'nin kolaylaştırıcılığını yaptığı oturumda konuşan Şen, "İnsanın suyla oynaması çok tehlikeli" olduğunu söyledi.
"Mücadelemizi hukuksal, sivil itaatsizlik eylemleri ve Tunceli'nin bilimsel platformlarda tartışılabilir hale getirmek olmak üzere üç ana yolda sürdürüyoruz."
"Bu projelerin farkına 1998 yılında vardıklarını" söyleyen Şen, "Dayanışma içinde mücadele edilmediği, devletin tabiriyle 'efendi gibi' oturdukları taktirde mücadelenin bir işe yaramayacağını" vurguladı.
"Daha militan bir mücadele gerek"
"Armutlu gibi daha birçok kenar mahallenin yok sayıldığını, bunun için de buralarla ilgili projelerin olmadığını" ifade eden Öztürk, "kendi imkanlarıyla bir şeyler yapmaya çalıştıklarını" kaydetti.
"Toplandık, beş kilometre uzaklıktaki İSKİ borusuna kadar kazma küreklerle kazılar yapıp mahallemizin su ağını biz döşedik"
Öztürk, "Bu topraklardan kovulmak istendiklerini ancak gitmeyeceklerini" söyledi.
"Var olan sistem her şeyi sattığı gibi, mahallelerimizi de satmak istedi. Hatta oturduğumuz yerler 58. hükümet zamanında satıldı. Ancak mücadelemiz sonucunda yasa geri çekildi."
Suyla ilgili projelere karşı yürütülecek mücadelenin militan olması gerektiğini ifade eden Halkevleri'nden Günay, "Çünkü yasa denilen şey bütün bu projelerin yapımına uygun zemin hazırlıyor" dedi.
Katılımın az olduğu forumu yaklaşık 50 kişi izledi.(SY/BÇ)