Fotoğraflar: Evrim Kepenek/bianet
Uzaktan çalışma kapsamında Ayvalık’tan çağrılıp işten atılan da var, “performansın iyi" denerek ödüllendirilen de…
Onlar, sendikalı oldukları gerekçesiyle işten çıkarılan Rusya hükümetine bağlı medya kuruluşu Sputnik’in kadın grevcileri.
Sputnik çalışanları Türkiye Gazeteciler Sendikası'nda (TGS) örgütlendi. TGS'nin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na başvurarak yetki almasından sonra sendika ve Sputnik toplu iş sözleşmesi yapmak için masaya oturdu.
Ancak 6 aydan uzun süren görüşmeler sonrasında Sputnik masayı dağıttı. Üstüne sendikalaşan 24 gazeteciyi işten attı. TGS de 17 Ağustos'ta hem Ankara'da hem de İstanbul'da greve çıktı.
Sputnik'in bulunduğu İstanbul Elmadağ'daki Süzer Plaza önündeki eylem bugün 20. gününde. bianet'e konuşan kadın grevciler, kamuoyuna kendilerine destek olunması çağrısı yaparken, "Bu bir haysiyet mücadelesi" diyor.
"Kurumun içini boşalttılar"
2015’te ilk işe başlamış Gökçe Çalışkan, o dönemi de şu sözlerle anlatıyor:
"O zaman yeni yapılanma kısmı vardı. Sosyal medya hesaplarının 10 bin bile takipçisi yoktu. Bizim emeğimizle oldu. Biz orayı geliştirmek istedik. Yaptık da. Sonrasında çok niteliksiz insanlar alındı ve içerik önemsizleşirken tecrübeli insanlara mobbing yapılmaya başlandı. İnsan olarak var ettiğimiz bir kurumun bizi bu şekilde işten çıkarması karşısında çok üzgünüm. Kurumun içini boşalttılar, bu kurum bu hale gelmemeliydi."
Umutsuz Gökçe. Kadın olarak çok çalıştığı halde erkek arkadaşları terfi ederken ona bu hak tanınmamış:
"Ben editörlük yaptım sonrasında şef editör oldum. Ama sonrasında kadın olarak daha yükseleceğimi düşünmüyorum. Bu sadece burası için değil medya sektöründe hep böyle kadınlara hep bu mesaj veriliyor. Editör olarak kalacağım gibi hissediyorum. İşler burada erkeklik üzerinden ilerliyor. Daha çok yönetim kadrosu da erkek. Erkeklik kankalığı üzerinden işler ilerliyor. O yüzden bu anlamda umudum kalmadı."
“Emek verdiğim kurum nasıl bu hale geldi?”
Gökçe işe başladığında, Sputnik henüz yapılandırılıyordu. Sosyal medyadaki takipçi sayısı bile 10 bin kadardı. Gökçe, o zaman bu sayının artması için çok çalıştı ve kurumun görünürlüğünü arttırdı:
“Bu anlamda da çok üzülüyorum. Çünkü, ben bu fayda için çalıştım ve o kadar emek verdiğim kurum bu hale getirildi. Sendikal süreç başlayınca, bunu yaptılar, bizi işimizden ayırdılar, çok üzgünüm.”
“Seçim döneminde hedef gösterildik”
Maksim Durnev isimli yöneticinin kendisine “performansın düşük” dediğini anlatan Gökçe, bunu kabul etmediğini belirttiğinde performansının düşük olduğuna dair kanıt istedi ancak bu kanıtı alamadığı gibi şu cümle ile karşılaştı: “performansın çok iyi.”
Gökçe bu cümleyi duyduktan iki ay sonra “yeniden yapılanma” adı altında işten çıkartıldı:
“Bizi aslında sendikal süreçten dolayı işten çıkarttılar. Biz bunu görebiliyoruz. Performansımız iyiyken işten çıkartıldık.”
Diğer yandan bir kadın olarak seçim döneminde hedef gösterildiklerini anlatan Gökçe, “Tek sorun ekonomi veya sendikal haklar değil aynı zamanda bu baskılarla da mücadele ettik” diyor.
“Performans düşük değil, sendika var"
Günce Nur İnce, 2017 Ocak’ta Sputnik Türkiye’de resmi olarak çalışmaya başladı. “Çalışma hayatımın büyük kısmını burada geçirdim” diyor.
Yönetimin “Performansınız düştü” iddiasını da yalanlayan Günce, “Bizi işten çıkarmadan bir ay önce bana performansın iyi diyerek ek ücret de verdiler” diyor.
“Sendikal mücadele başlayınca baskı başladı”
Son dönemlerde haberlerinden imzalarının çıkartıldığını, işlerinin görünmez kılınmak istendiğini anlatan Günce Nur, “Aslında bu mobbingler eski yöneticinin döneminde başlatıldı. Bu tipler her yerde var. Bize bu baskılar sendikal hareketlilik başlayınca oldu.”
“Avukatlar geldi bizi işten attı”
Günce Nur, Süzer Plaza önünde her gün yaptıkları eyleme koşarak geldiğini ve orada durmanın motivasyonunu şu sözlerle anlatıyor:
“Bizi toplantı odasına çağırdılar ve çıkarıldığımızı söylediler. Ben orada slogan attım ve yönetici bana ‘anlıyoruz’ dedi. Biz orada hayatımızda ilk kez bu avukatları gördük. Yani biz oranın emekçileriydik bizi dışarıdan getirdikleri avukatlarla işten attılar. Onlar bize ‘emekleriniz için teşekkür ederiz’ dedi. Siz kimsiniz?”
“Maaş düşüklüğü de mobbing”
Günce Nur, Türkiye’de basın çalışanlarının hep sessizliği tercih ettiğini belirterek “Ben artık hakkımı nasıl savunacağımı öğrendim. Bundan sonra medyada sessiz kalmamam gerektiğini anladım. Maaşın düşüklüğüne karşı da, mobbinge karşı da mücadele etmek gerekiyor.”
“En büyük kazancımız dayanışmamız”
Günce Nur son olarak kadın çalışanlara daha çok psikolojik baskı yapıldığını belirtiyor ve “Ne terfi ettirildik ne de maaşımız arttırıldı. Bizim tek kazancımız bu dayanışma oldu. Ancak dayanışmamızı kıramadılar” diyor.
“Huzursuzluk hissi vardı”
Başka bir grevci İrem Kaya Sputnik’e başladığı ilk gününü çok iyi hatırlıyor:
“Çok heyecanlıydım. Huzursuzluk hissi vardı. Sonrasında Sputnik’e ait hissettiğim dönem Candan Pekdaş’ın geldiğin dönemdi. Gerçekten iş yaptığımız ve içeriklerimize önem verildiği dönemdi.”
“Birlikte çalıştığım insanlar çok üzüldü”
Yıllarca çalıştıkları işyerleri önünde eylem yapmanın ne hissettirdiğini de İrem şöyle anlatıyor:
“Eylem yaptığım için hakkımı aradığım için çok huzurluyum. Beni işten çıkarmak için başka bir ilden çağırdılar. Rusya’dan çalıştığım insanlar ve diğer ülkelerdeki ofisler, buna çok şaşırdı ve ‘şok olduklarını’ söylediler. Benim ekibimdeki herkes çok şaşırdı ve üzüldüklerini söylediler. Onlar da ‘psikolojimiz bozuldu’ diyor. İçim o kadar rahat ki anlatamam. Çünkü kimse benim neden çıkarıldığım anlamadı. Nedenin sendika olduğu ortada.”
“Buraya benden sonra alınan bir erkek var ve ona ben iş öğrettiğim halde onun benden yüksek maaş aldığını öğrendim. Hem meslekte kıdemsiz, hem de bu kurumda kıdemsiz. Sadece ‘abi abi’ diyerek, kendi koşullarını iyileştiriyor”
"Sendikadan rahatsızlardı"
2021’den beri Sputnik’te çalışan Özde Çelikbilek de odaya çağırılıp işten çıkarılanlardan.
Özde, Toplu İş Sözleşmesi (TİS) imzalanmasına yakın dönemde yönetim de rahatsızlığını dile getiriyordu. Benim de sendikalı olduğumu biliyorlardı. Bunun sonucu olarak beni de attılar.”
“Eşit yaşamak istiyoruz”
İşten çıkarıldıktan sonra ekonomik olarak çok etkilendiklerini anlatan Özde, “kadınlar olarak ekonomik krizden çok daha fazla etkileniyoruz. Bunu bu dönem daha iyi anladık. Grevde direnen 5 kadın var. 19 erkek var. Bu da şu demek, medyada çalışan sayısına cinsiyet açısından baktığımızda erkek çalışanların sayısının yüksek olduğunu görüyoruz. Zaten Türkiye’de yaşamak istiyoruz derken biz bu grev alanında insanca ve eşit yaşamak istiyoruz da diyoruz.”
“Kadın meslektaşlarım örgütlenin”
Greve çıkanların çok zor koşullarda yaşayan ve çalışan insanlar olduğunu anlatan Özde, son olarak şunu söylüyor:
“Sendikalı olduğum için işten atılacağımı hiç düşünmemiştim. Türkiye’de sendikalı olmak Anayasal hak. Biz de hele Rus yöneticilerin bu hakkı çiğneyeceğini düşünmezdik. Özellikle kadın meslektaşım örgütlenin, bu bir haysiyet mücadelesi.”
Tüm kadın grevciler şunu söylüyor:
“Bu meydana gelin, burada bize yapılan haksızlığı görün. Sosyal medyada da bize destek olun. Bu haksızlık medya çalışanları için normalleşmesin. Hep birlikte itiraz edelim.”
(EMK)