İstanbul'da 12, Kars'ta 16 yaşındaki iki kız çocuğu, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun (SHÇEK) koruması altındayken kurum dışında cinsel istismara uğradı.
Milliyet gazetesinin haberine göre, İstanbul'daki vakada zanlı kız çocuğunun "abi" dediği bir esnaftı. Vatan'ın haberine göreyse, Kars'taki vakada cinsel istismar sekiz ay boyunca sürdü; zanlıların arasında siyasetçi yakınları, asker, gazeteci gibi kişiler var.
Karatay: Koruma kurum dışında da sürmeli
bianet'in görüştüğü Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHU) İstanbul Şubesi'nden Abdullah Karatay, korumanın çocuğun kurum dışı ilişkilerinde de sürmesi gerektiğini söylüyor.
"Çocukların tek tek çevredeki bütün ilişkilerinin takip edilmesi gerek. Okula gidiyorsa okuldaki, çevredeki, mahalledeki ilişkileri izlenmeli. 'Abi, abla' dediği yeni ilişkiler öğrenmişse, arkadaşlar edinmişse, bu kişilerin kim olduğunu öğrenmek, tanışmak gerekiyor."
Bunun nedenlerinden biri, koruma altındaki çocuklarla ilgili toplumdaki algı Karatay'a göre.
"Çevredeki istismara eğilimli insanlar çocuğun yurtta kaldığını öğrendiğinde, 'kimsesiz' olduğunu düşünebiliyor. Oysa uzmanlar çocuğun çevresindeki insanları izlediğinde, çocuğun korunuyor olduğu algısı pekişiyor."
bianet'in görüştüğü SHU Başkanı Murat Altuğgil, okula toplu gidiş gelişlerde sosyal hizmet uzmanlarının da çocuklarla birlikte olması gibi bir yöntemin halihazırda uygulandığını anımsatıyor.
Karatay da Altuğgil de çocuklarla bire bir ilişkilerin yürütülebilmesinin önemini vurguluyor.
"Daha çok sosyal hizmet uzmanına ihtiyaç var"
Ancak bunun yapılabilmesi için istihdam edilen sosyal hizmet uzmanlarının, çocuk gelişimi uzmanlarının sayısının artırılması gerektiğini söylüyor Karatay.
"Birçok üniversite mezunu, ama çalışmayan uzman var. Bu iş gönüllülük sistemine devredilemez. Bu uzmanların işe alınması, hizmet içi eğitimlerinin verilmesi ve kontrol edilmesi, bu tür istismar olaylarını büyük oranda azaltır.
"Köklü çözümse, çocukları korunması gereken duruma iten nedenleri ortadan kaldırmak; hızla kışla tipi kurumların küçültülmesi ve sistemi iyi yürütecek elemanlar gerek."
Altuğgil: İstismar edilen çocuğun davranışında travmanın izleri görülebilir
Altuğgil kurum içindeki uzmanların istismar edilen çocuğun davranışlarında bu travmanın izlerini görebileceklerini söylüyor. "Tespit kolay değil. Ama çocuğun davranışındaki iştahsızlık, donuk bakışlar, dalıp gitmeler gibi değişiklikler olağandışılığı gösterebilir.. Bunlar bir travmanın işareti olabilir. Sosyal hizmet uzmanları böyle bir durumda, 'sosyal kişisel çalışma' dediğimiz, mülakat teknikleriyle birebir iletişim kurmalılar."
"Yalnızca mağdura odaklanmamalı"
Altuğgil, bu travmayı yaşayan çocukların derhal tedavi altına alınması gerektiğini, ancak bu tür vakalarda genellikle istismar edenlerin unutulduğunu söylüyor. "Mağdur edenlerin durumu da önemli. Bu insanların da derhal takibi, tedavisi ve toplumsal hayata yeniden uyumlanması için çalışma yapılmalı." (TK/GG)