Korunmaya muhtaç çocuklara ilişkin sosyal hizmetlerin sadece Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) tarafından verilmesini öngören SHÇEK Kanunu'nun 4. maddesinin e bendi yapılan kanun değişikliğiyle yürürlükten kaldırıldı.
SHÇEK'in izin, çalışma usul ve esaslarını belirleyecek yönetmeliği hazırlamasının ardından özel sektör,sivil toplum kuruluşları ve belediyeler korunmaya muhtaç çocuklara yönelik kurumlar açabilecekler.
Akço ve Karatay yapılan yasa değişikliğini olumlu bulmakla beraber, belirlenecek standartların çok önemli olduğunu ve takibinin iyi yapılması gerektiğini belirtiyorlar.
Karatay,yönetmeliğin açık bir ortamda hazırlanmamasını ve uzman örgüt olarak kendilerinin bilgilendirilmemesini eleştiriyor.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Şükran Doğan, Evrensel 'e yaptığı açıklamada, yapılan değişikliği SHÇEK'in sunduğu tüm hizmetlerin özelleştirilmesinin önünün açılması olarak değerlendirdi. Doğan "açılacak kurumlar mevcut siyasi iktidarın dünya görüşüne uygun bir gençlik yetiştirilecek" dedi.
Yapılan yasal değişikliğin içeriği ve yönetmelik hazırlıklarıyla ilgili olarak görüşüne başvurduğumuz SHÇEK Genel Müdür Yardımcısı İdris Yekeler ise, memur olduğu için açıklama yapamayacağını söyledi.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) verilerine göre, 86 çocuk yuvasında 9 binden fazla; 109 yetiştirme yurdunda da 10 binden fazla çocuk kalıyor. Yani kurum başına 100'den fazla çocuk düşüyor.
SHÇEK Kanunu'nun 3. maddesinde "Korunmaya Muhtaç Çocuk" şöyle tanımlanıyor:
"Beden, ruh ve ahlak gelişimleri veya şahsi güvenlikleri tehlikede olan;
1 Ana veya babasız, ana ve babasız,
2. Ana veya babası veya her ikisi de belli olmayan,
3. Ana ve babası veya her ikisi tarafından terk edilen,
4. Ana veya babası tarafından ihmal edilip; fuhuş, dilencilik, alkollü içkileri veya uyuşturucu maddeleri kullanma gibi her türlü sosyal tehlikelere ve kötü alışkanlıklara karşı savunmasız bırakılan ve başıboşluğa sürüklenen"
27 Mayıs 1983 tarihinde yürürlüğe giren SHÇEK Kanunu 'nun sosyal hizmetlere ilişkin genel esaslarının belirlendiği 4 maddenin e bendi (Korunmaya muhtaç çocuklara ilişkin sosyal hizmetler, ancak bu Kanunla kurulan, Kurum tarafından yürütülür) 1 Ağustos 2005 tarihinde, Özürlüler ve bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişilik yapılması öngören kanunla yürürlükten kaldırıldı ilgili maddenin a bendi ise değiştirildi.
Değişiklik sonrası 4 maddenin a bendi şöyle:
"Bu Kanun kapsamına giren sosyal hizmetlere ilişkin faaliyetler, Devletin denetim ve gözetiminde, sivil toplum kuruluşları ile halkın gönüllü katkı ve katılımı da sağlanarak bir bütünlük içinde yürütülür. Sunulacak bakım ve diğer hizmetlerin kapsamı ve bu hizmetleri verecek olan gerçek ve tüzel kişilerin izin, çalışma usûl ve esasları ve diğer hususlar Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir."
Akço: Bu iş sadece SHÇEK'in sorumluluğu değil
Avukat Seda Akço,yapılan yasa değişikliğinin koruyucu hizmetlere ilişkin olduğunu oysa esas üzerinde durulması gerekenin önleyici hizmetler olması gerektiğini belirtti.
"Bu hizmetler yerel yönetim ile merkezi hükümet arasında, ilgili bakanlıklar arasında (MEB, Sağlık, Adalet, ÇSGB, vb.), hükümet ile sivil toplum arasında güçlü bir işbirliğini ve planlamayı gerektirir. Bu iş sadece, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumunun sorumluluğunda değildir."
Akço, bugüne kadar sivil toplum girişimlerinin idare ile izin alma bakımından sorun yaşadığını doğruluyor. Ancak Aziz Nesin Vakfı, Süreyya Ağaoğlu Çocuk Dostları Derneği, Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı gibi bazı kuruluşların özel protokoller veya izinler ile ya da hukuki mücadele ile çalışmalarını sürdürmekte olduğunu söyledi.
Akço'ya göre devlet standartları belirlemeli ve teftiş yapmalı.
"Devletin çok iyi planlama yapması ve standart geliştirilmesi gerekiyor. Bu gereklilik sadece özeller için değil, resmi kurumlar içinde geçerli."
Çocuğun ailede bakımının yollarının geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Akço, "Ailelerin desteklenmesi gerekiyor. Özellikle yoksulluk sorununun çözümü için kalıcı politikalar geliştirilmeli. Çocuğun kendi ailesinin yanında kalması sağlanmalı. Sorun sadece ekonomik yetersizlik olarak da anlaşılmamalı. Bazıları, çocuk bakımı bilmediği, iletişim kuramadığı, ergenlik problemleriyle uğraşamadığı için çocuklarıyla arasındaki bağları koparabiliyor" dedi.
"Aileye sosyal hizmetin götürülmesinin yanı sıra, koruyucu ailenin ve evlat edinmenin yaygınlaşmamış olmasını da büyük bir problem. Kurum bakımı geçici olmak zorunda."
"SHÇEK, personelinin yetersiz olduğunu zaten kendisi de kabul ediyor" diyen Akço şöyle devam etti:
"Özel kurumlara korumaya muhtaç çocuklara yönelik yurt ve gençlik evi açma izni verilmesi devletin bakım hizmeti yükünü azaltacak. Bakım ve benzeri hizmetler sivil toplumca verilmeli, devlet planlamayı yapmalı ve bu hizmetlerin gereği gibi (hem niteliksel hem de niceliksel olarak) yerine getirilmesini sağlamalıdır."
Akço devletin yaklaşımının bu tür kurumların yaygınlaşmasını engelleyebileceğinden endişe ediyor:
"Aslında Çocuk Koruma Kanunu'nda belirtildiğine göre devletin bakım hizmetinin finansmanını sağlaması gerek. Ancak devletin genelde yaklaşımı, 'sivil toplum bu işi yapmaya zaten istekliyken neden şimdi benden parasını istiyor' şeklinde oluyor."
Karatay: Yönetmelik çocukların kendi özgür iradelerini oluşturabilecekleri ve koruyabilecekleri bir eksende olmalı
Abdullah Karatay, 1983 yılından bu yana yürürlükte olan kanunla korunmaya muhtaç çocukların sosyal ve barınma ihtiyaçlarının sadece SHÇEK tarafından sağlandığı uygulamanın yeterince verimli olmadığı ve öngördüğü muhtemel olumsuzlukları önleyemediği görüşünde.
Bu nedenle yapılan değişikliği olumlu bulduğunu belirten Karatay, değişikle bir dönem belirsizlik yaşanacağını dikkat çekti.
Değişiklikle birlikte bu kurumların siyasallaştırılması kaygısının da gündeme geldiğini özellikle dini siyasi eğilimde insanların kendi hedefleri doğrultusunda istismar etme riski taşıdığını söyleyen Karatay, "Bu risk nedeniyle karşı çıkmak yanlış çünkü bu risk her koşulda mümkün, daha görünür alanda yapmalarına olanak vermek denetimi kolaylaştırır" dedi.
Kamu ile sivil ilişkisini belirleyecek olan yönetmeliğin çok önemli olduğunu vurgulayan Karatay, yönetmeliğin korunmaya muhtaç çocukların kendi özgür iradelerini oluşturabilecekleri ve koruyabilecekleri bir eksende hazırlanması gerektiğini söyledi.
Gerçek bir sosyal hizmet politikası ve felsefesi eksikliğe dikkat çeken Karatay, mevcut uygulamanın işin tali kısımlarıyla ilgilendiğini asıl yapılması gerekenin çoklu sosyal hizmet yapılanmasının oluşturulması olduğunu ifade etti.
Doğan: SHÇEK'in mevcut personelle denetlemesi mümkün değil
KESK'e bağlı SES'in Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Şükran Doğan Evrensel'e yaptığı açıklamada, "Korunmaya muhtaç çocuklar özel sektör, vakıflar ve derneklere emanet edilecek. Bu hizmetin bedelini de devlet ödeyecek. Açılacak yurt, yuva ve gençlikevlerinde mevcut siyasi iktidarın dünya görüşüne uygun bir gençlik yetiştirilecek" dedi.
SHÇEK'in mevcut personeliyle açılacak yeni yurt ve yuvaları denetlemesinin mümkün olmadığına dikkat çeken Doğan, "Korunmaya muhtaç çocukların güvence altına alınması nasıl sağlanacak, bu çocuklar her türlü istismardan nasıl korunacak?" diye sordu.
Öncelikle çocukların korunmaya muhtaç hale gelmesini önleyecek tedbirlerin alınması gerektiğini belirten Doğan, "Korunmaya muhtaç çocuklara hizmet merkezi planlama ve kamu eliyle götürülmeli" diye konuştu. (KÖ/TK)