Bu yılki kutlamaların sloganı "Evime ekmek götürmeyi, işimi, çevremi, düşünmeyi, fabrikamı, kitap okumayı, üretim araçlarını, özgürlüğü, demokrasiyi, sendikalarımı seviyorum".
Doç. Dr. Ayşe Ocakçı, çocuk işçilerin büyük ihtimalle böyle düşünmediğini söylüyor: "Çocuklar mecbur oldukları için; yoksulluk, okul yokluğuyla birlikte eğitim yetersizliği, kırsal kesimlerden şehirlere göç, sosyal ve kültürel sorunlar gibi nedenlerle çalışırlar".
Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı 'ndan Prof. Dr. Gürhan Fişek çocuk işçilerin "sevecek bir sendikaları olmadığını" da ekliyor:
"Türkiye çalışan çocuk meselesine özellikle 1992'den sonra ilgi göstermeye başladı. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün bu konuda yaptığı çalışmalar belli bir duyarlılığın oluşmasını sağladı. Sendikalar da bu süreçte daha duyarlı hale geldi fakat yine de yeterince etkili olamadılar".
Fişek'e göre bu durumun sebeplerinden biri sendikaların konuyu tabanlarına indirememesi; ikincisi de çocuk işçilerin çoğu zaman sendikaların örgütlenme alanlarına tam olarak girmemesi.
Görünen buzdağının ucu
Devlet İstatistik Enstitüsü'nün (DİE) 1999'da yaptığı araştırmaya göre,
* Türkiye'de 6-17 yaş grubunda yer alan 16 milyondan fazla çocuğun yaklaşık 6.5 milyonu çalışıyor.
* Tarım, sanayi ve hizmet sektöründe çalışanların sayısı yaklaşık 1 milyon 700 bin.
* 4 milyon 800 bin çocuk ise ev işlerinde çalışıyor.
Ayşe Ocakçı, çocuk işçilerin önemli bir bölümünün okula da devam ettiğini; o nedenle de resmi istatistiklerde işçi yerine öğrenci olarak yer aldığını yazıyor ve gerçek rakamların bilinemediğini belirtiyor.
Avukat Esra Özeren de DİE anketlerinin kayıtdışını kapsamadığını dolayısıyla bu rakamlara bakarak doğru bir görüş oluşturulamayacağını söylüyor.
Ocakçı, çocukların mecbur oldukları için çalıştıklarını söyledikten sonra ekliyor:
"İşverenler, çocukları yumuşak başlılık, sürat, keskin görüş yeteneği gibi doğuştan gelen ve öyle olduğu kabul edilen özellikleri, ayrıca düşük ücretle çalışabilir oldukları ve istikrarsız ya da değişen piyasa koşullarında esneklik sağlamaları için tercih ederler".
Uzun ve kısa vadeli mücadele
Bu durumda çocukların korunması gerekiyor. Fişek Enstitüsü'nden Şenay Gökbayrak, "Çalışma yaşamında yer alan çocuklara ilişkin oluşturulacak sosyal politikalarda, esas olarak çocukların fiziksel, ruhsal ve sosyal gelişimlerinin çok önemli çağlarında çalışmak zorunda kalmalarına neden olan etmenlerin etkisini hafifletmek ve ortadan kaldırmak amaçlanmalı" diyor.
"Dolayısıyla yoksullukla mücadele, gelir dağılımındaki eşitsizliklerin giderilmesi, nüfus planlaması, eğitim olanaklarının nicelik ve nitelik olarak geliştirilmesi gibi sosyo-ekonomik etmenlerin göz önüne alınması gerekli.
Fakat bunlar uzun vadeli politikalar; kısa dönemde de çalışan çocuklara yönelik koruyucu düzenlemeler tutarlılık içinde oluşturulmalı.
Çırak eğitim merkezlerinin, iş yeri sağlık birimlerinin kurulması ve yaygınlaşması; zorunlu temel eğitimin 12 yıla çıkarılması yapılması gerekenlerden birkaçı." (EÜ)