Liman Tersane Gemi Yapım ve Onarım İşçileri Sendikası'nın (Limter-İş) yarın (13 Ağustos) Gisan tersanesi önünde yapacağı basın açıklamasına katılacak olan Tuzla Meclis Araştırma Komisyonu üyesi Demokratik Toplum Partisi (DTP) milletvekili Sebahat Tuncel'e Deniz Müsteşarlığı'nın 9 Ağustos'ta yayınladığı Tersane, Tekne İmal ve Çekek Yerlerine İşletme İzni Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in ardından yaşanan kazaya ilişkin görüşlerini sorduk.
"O çalışma koşullarında kaza yapılmaması mümkün değil"
"Meclis Araştırma Komisyonu olarak Tuzla'da nasıl adil bir çözüme ulaşabiliriz tartıştık ama son yaşananlar insan yaşamını hiçe sayan bir anlayışa sahip olunduğunu gösteriyor. Yaptığımız araştırmalar kaza ve ölümlerin çalışma koşullarından kaynaklandığını gösteriyor. Basına yansıdığı gibi işçilerin eğitimsiz ya da deneyimsiz olmalarından değil. Çalışma alanları dar, yetersiz ve güvenlik yok. O koşullarda kaza yapılmaması mümkün değil."
"Tuzla tersanesinde, dün (11 Ağustos) 16 işçinin içinde bulunduğu filikanın halatlarının kopması üç işçi yaşamını yitirdi, on üç işçi yaralandı."
"Yöneticilerin insan yaşamına yatırım yapmaları lazım"
Tuncel, 2008 yılında Tuzla tersanelerinde ölenlerin sayısının 18'e ulaşmasına rağmen, çalışma koşullarında dikkate değer bir değişme yaşanmamasını ise şöyle açıklıyor:
"Yayınlanan yönetmelik önemliydi fakat bir an önce uygulamaya geçmesi gerekiyor. İnsan yaşamını katliama dönüştüren kazaları önlemek için yöneticilerin dünya standartlarında çalışma koşullarını sağlayacak yatırım yapmaları lazım ama patronlar insana yatırım yapmanın değil, daha çok kar etmenin peşinde. Maalesef iktidarın yaklaşımı da patrondan yana. Dünya örneklerine baktığımızda hiçbir yerde bu kadar çok iş kazasının ve işçi ölümünün yaşandığını görmüyoruz. Siyasi iradenin, kazaları minimum düzeye indirecek denetleme ve çalışma koşullarını oluşturması, patronların da bu sorumlulukta daha etkin görev almalarını sağlamaları gerekiyor."
"Sadece Tuzla'da değil, Yalova'da da durum böyle"
Tuzla tersanelerindeki çalışma koşullarının, Türkiye'deki gemicilik sektörüne hakim olduğunu söyleyen Tuncel şöyle devam etti:
"Türkiye'de aniden büyümüş ve gitgide büyüyen bir sektör gemicilik. İktidarın, alt yapısını hazırlamadan, çalışma koşullarını denetlemeden ruhsat verdiği, işçiden değil patrondan yana olduğu bir sektör. Sadece Tuzla'da değil, Yalova'da da durum böyle. Türkiye'de ciddi bir işsizlik, yoksulluk tehdidi altında işçiler, patrona karşı örgütlü bir duruş sergileyemiyor." (CU/EZÖ)