Sekiz yıl önce İstanbul Tabip Odası (İTO) ve TGC'nin ortak kararıyla hazırlanmaya başlanan Sağlık-Tıp sayfasında farklı kesimlerden yüzlerce kişinin görüşleri yer aldı; sayfa, sağlık alanıyla ilgili herşeyi "öteki taraftan" bakarak anlatmaya çalıştı.
Sayfadaki son yazısında Dr. Sütlaş, bir "sivil toplum gazetesi" yaratmanın önemine dikkat çekiyor ve Sağlık-Tıp sayfasının Bizim Gazete'nin bu hedefini gerçekleştirmesine katkı yaptığını belirtiyor.
Sütlaş, yola çıkarken "büyük sorunların yaşandığı sağlık alanında; sağlık alanının hizmet verenleri ve alanlarıyla birlikte seslerini hem genel kamuoyuna, hem büyük medyaya, hem de birbirlerine duyurma bakımından bu sayfanın bir olanak yaratacağını" düşündüklerini de yazıyor.
Sağlık ve tıp alanında gazetecilik yapmanın uzmanlık gerektirdiğine dikkat çeken Dr. Sütlaş "Bence ideali, gazetecilik bilgisini alan kişilere, tıbbın temel bilgisiyle, tıp alanında bilgiye ulaşma yollarını öğreterek bir uzman gazetecilik yaratılmalı" diyor.
"Israrla gazeteci olmadığını söyleyen" Dr. Sütlaş ile sivil toplum gazetesi, sağlık, gazetecilik ve Bizim Gazete Sağlık-Tıp Sayfasının sekiz yıllık serüvenini konuştuk:
Öncelikle, sağlık-tıp sayfasını neden bırakıyorsunuz? Ve sayfa devam edecek mi?
Sağlık-Tıp Sayfası Gazeteciler Cemiyeti ve Tabip Odası'nın ortak protokolü gereği sekiz yıldır benim tarafımdan hazırlanıyordu. Şimdi bu ortak çalışma sona eriyor. Ancak gazetede sağlık ve tıpla ilgili haberler yayınlanacak. Gazeteyi hazırlayanlar ayrı bir sayfa olarak da bu grup haberlere yer verebilirler kuşkusuz. Ama artık ortak bir çabayla yayınlanmayacak.
Benim bırakma nedenim, son yazımda da belirttiğim gibi, öncelikle sayfanın amacına kısmen ulaşması. Buna bana ait kişisel nedenler de eklendi. Cemiyet sayfanın sürmesiyle ilgili bir olumsuz tutum beyan etmedi. Tabip odasında bu işi yapabilecek başkası da çıkmayınca protokol sona ermiş oldu.
"Bizim Gazete, Sağlık-Tıp Sayfası" sekiz yıllık deneyiminden yola çıkarak "sivil toplum gazetesi"nin ne olduğundan; bunun özellikle bugün ve Türkiye için ne önemi olduğundan biraz bahseder misiniz?
Gazeteciler Cemiyeti bir demokratik örgütlenme. Bir sivil örgüt. Bizim Gazete de onun yayını. Bir patronu yok ve diğer medya organlarına göre daha bağımsız. Ayrıca tüm unsurlarıyla gazetecilik yapmaya çalışıyor. Bunu da gazeteciliğin etik ilkelerinden sapmadan yapmaya çalışıyor.
Bu gazetenin "sivil toplum gazetesi olması" bir iddia idi. Gündelik olarak yayınlanmaya başladığında, bu o dönemin Cemiyet Başkanı Sayın Nail Güreli'nin bir tutumuydu. Gazeteyi en demokratik yöntemleri kullanarak bireysel ya da örgütsel düzlemde sivil toplumun sahip çıktığı, sesini duyurduğu bir yayın organına çevirme, bir tür serbest kürsü oluşturma hedefi vardı. Biz İstanbul Tabip Odası olarak yine bir sivil-demokratik örgüt yaklaşımıyla bu işbirliğini oluşturarak iddiayı gerçek kılmaya çalıştık.
Bizim Gazete, sivil toplum ve örgütleri ona iletilerini, etkinliklerini, seslerini, ilettiği ölçüde bu iddiasını gerçekleştiriyor. Onların sıcak haber olarak ulaştırmadıklarını da bu örgütlerin seslerini duyuran yayın organlarındaki yazıları iktibas ederek biraz gecikerek de olsa gerçekleştirmeye çalışıyor. Ama bizim gazetenin yeterli profesyonel bir haberci ağı olmadığı ve yerle bir yayın organı olduğu için bu niteliği biraz gözlerden kaçtı.
Örneğin geçen dokuz yıl içinde sivil toplum örgütlerinin ürettiği Türkiye'ye ilişkin pek çok rapor Bizim Gazete'de dizi halinde yayınlandı ve gazetenin ulaştığı toplumla buluştu. Gazete, bunu bugün de sürdürüyor.
Sağlık-Tıp Sayfasının, diğer gazetelerdeki sağlık sayfalarından farkı neydi? Nasıl bir boşluğu doldurmaya çalışıyordu? Bunu ne kadar başarabildiğinizi düşünüyorsunuz?
Burada Bizim Gazete'nin yukarıda belirttiğim "bağımsız" olma özelliği önemli bir rol oynuyordu. Büyük medya, emek örgütleri ve halkın sesini duruşu nedeniyle yeterince duyuramıyor. Bir anlamda "taraf"; oysa bizler (sivil örgütler, meslek odaları, uzmanlık dernekleri, sendikalar vb.) diğer tarafız.
Dolayısıyla olan biteni bu tarafın gözünden anlatabilme olanağı sağlıyordu. Burada da basit bir propaganda, ajitasyon değil, nelerin olup bittiğini, zaman zaman perde arkalarını da anlatarak, sağlık ve tıp alanının bilimsel bilgi ve doğrularını da vurgulayarak vermeye çalıştık.
Bunu yapabilen sağlık sayfası hemen hemen hiç olmadı. Bizim Gazete'nin medya mensuplarına düzenli ulaşması da dolaylı yoldan onların bilgilenmesini sağlayan bir unsur olmasını da sağladı diyebiliriz.
Başarı gazetenin tirajı ve ulaştığı kesimle sınırlı. Sayfa içerik olarak değerlendirilirse yapmak istediğini gerçekleştirme yönünden başarılı diyebiliriz. Ama hedef kitlesine ulaşma konusunda bu başarı gazetenin ortalama başarısıyla aynı. Yalnız, sekiz yıl içinde sağlık kesiminde belirli bir izleyeninin oluştuğunu biliyorum. Bu da önemliydi.
Sağlık ve tıp çalışanları, bu sayfayı kendi seslerinin duyurabilmenin bir aracı kılabildiler mi? Sayfa, seslendiği kesimlerden yeterince ilgi gördü mü? Benzer şekilde, sayfanın "sahibi" olan sağlık ve tıp çalışanları sayfayı yeterince sahiplendi mi?
Yukarıda da söyledim. Somut gereksinimleri olunca ulaştılar ve yazılmasını duyurulmasını istedikleri şeyleri ilettiler. Ama gündelik etkinlikleri ve görüşleriyle ilgili olarak çok aktif olmadılar. Onları ben kişisel çabamla yansıtmaya çalıştım.
Okur olarak da izleyenler olduğunu biliyorum. Ama sayısal bir veriye sahip değilim. Yalnız sayfadan haberdar olan epey bir kesim olduğunu biliyorum. Burada gazetenin her gazete bayisinde olmayışı da rol oynadı diyebilirim. Bazıları gazeteyi bulamadıkları için düzenli izleyemediklerini belirtti.
Gazetecilik ve doktorluğun kesiştiği noktada "Bizim Gazete, Sağlık-Tıp Sayfası" sizin için ne ifade ediyor? Belki, sayfayla ilgili ufak bir anınızı anlatabilirsiniz?
Bir kere kişisel olarak çok önemli bir deneyim birikimi sağladı. Bir ihtiyacı görünür kıldı. Diğer yandan iki kesimin birbirlerinden öğrenecekleri çok şey olduğunu gösterdi. Her iki alan da insanı önceliyor. İkisinde de bu noktada sıkıntılar var. Ticaretin bu kadar belirleyici olması iki alandaki olumsuzlukları çoğaltıyor. Güvenilirliği azaltıyor, hizmeti olumsuz etkiliyor.
Yani bu alan yalnız benim için değil, alanın iki kesimi için de bir anlamda bir eğitim ortamı oluşturdu. Bunun her yayın organında yapılması gerekli.
İlginç anılar daha çok gazetenin mutfağındaki anılardı. Güzel insanlar tanıdım. Katıldığım çeşitli mesleki toplantılardan yaptığım haberler nedeniyle bu yanımla da bilinir çağrılır oldum. Bazen bana "gazeteci olarak mı geldin, hekim olarak mı geldin" diye soruldu. Israrla gazeteci olmadığımı vurguladım.
Ben sağlık alanının içinden gelen bir kişi olarak toplumu ilgilendiren sağlık ve tıp konularıyla ilgili bir aktarıcılık, aracılık görevi üstlenmeye çalıştım. Bunu da halen değişik biçimlerde, örneğin BİA2'de sürdürüyorum.
Bundan sonra gazetecilikle ilgili yeni planlarınız var mı?
Gerçekten benimsenmiş ve yaygınlaşmış bir "sivil toplum gazetesi" yaratmak beni en çok çeken düşlerden birisi. Bu noktada elimden gelen katkıyı yapabilirim. BİA2 projesi de bu anlamda önemli bir açılım, olanak ve somut bir iş, oraya desteğimi elimden geldiğince sürdüreceğim.
İki arkadaşımla altı yıldır her hafta Yön FM'de sürdürdüğümüz "Merhaba Acil" programında da benzer bir işlevi yerine getiriyoruz. Öğrendiklerimi, bildiklerimi ve deneyimlerimi aktarmaya çalışmayı planlıyorum.
Bu arada, az önce Cemiyet'in genel sekreteri Turgay Olcayto aradı ve yine Bizim Gazete'de bir köşede periyodik olarak yazmamı önerdi. Bir kaç hafta sonra bunu sürdürebilirim.
Sağlık ve tıp alanında gazetecilik gerçekten bir uzmanlık gerektiriyor. Bence ideali, gazetecilik bilgisini alan kişilere, tıbbın temel bilgisiyle, tıp alanında bilgiye ulaşma yollarını öğreterek bir uzman gazetecilik yaratılmalı.
Şimdiye kadar olanlar kendi kendilerini yetiştirdiler. ESAM (Eğitim ve Sağlık Muhabirleri Derneği) bu alanda çok önemli işler yaptı. Ama bunun gazetecilik okullarında düzenli bir müfredata sahip bir eğitim haline getirilmesi gerekli bence. Son olarak söylemek istediğim nokta bu. (EÜ)
* Bizim Gazete Sağlık-Tıp Sayfasının güncel ve eski sayılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.
* Dr. Mustafa Sütlaş'ın Biamag yazılarına ulaşmak için buraya tıklayınız.