Bayrampaşa Cezaevi’nde 19 Aralık 2000’de, “Hayata Dönüş Operasyonu/Tufan Planı”nın uygulanmasıyla ilgili Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada tanık olarak ifade vermek üzere çağrılan Sadettin Tantan bugün görülen 49. duruşmaya da katılmadı.
Tantan, tanık olarak çağrıldığından bu yana dördüncü kez katılmadığı duruşmada bu kez mazeret de bildirmedi.
Dosyanın müdahil avukatlarından Güçlü Sevimli, bugünkü duruşmada Tantan’la ilgili zorla getirme kararı çıkarılmasını talep etti ancak mahkeme talebi reddetti.
Üç aya kadar hapis cezası
Sevimli, bianet’e yaptığı açıklamada, Tantan’ın tanıklık yapmaktan kaçtığını, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 60/1. Maddesi uyarınca mahkemenin, mazeretsiz olarak tanıklıktan kaçınan kişi hakkında üç aya kadar disiplin hapis cezasına hükmedebileceğini, bunu da mahkemeye hatırlattıklarını söyledi.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Tanıklıktan ve yeminden sebepsiz çekinme” başlıklı 60/1 maddesi şöyle: Yasal bir sebep olmaksızın tanıklıktan veya yeminden çekinen tanık hakkında, bundan doğan giderlere hükmedilmekle beraber, yemininin veya tanıklığının gerçekleştirilmesi için dava hakkında hüküm verilinceye kadar ve her hâlde üç ayı geçmemek üzere disiplin hapsi verilebilir. Kişi, tanıklığa ilişkin yükümlülüğüne uygun davranması halinde, derhâl serbest bırakılır.
Avukat Sevimli, “bu maddenin öngördüğü koşulların oluştuğunu, ancak mahkemenin, yargılamayı sürüncemede bırakan ve gerçeklerin ortaya çıkmasını engellemeye çalışan Tantan hakkında zorla getirme kararı bile çıkarmadığını, hukuken gereken işlemi yapmadığını” söyledi.
Bir sonraki duruşma 5 Ekim 2023'te görülecek.
"Operasyonun tek planı var, Tantan imzalı" |
Operasyonun 14 Aralık 2000 tarihli ana harekat planında dönemin İçişleri Bakanı Saadettin Tantan’ın imzası var. bianet’in 2014 yılında haberleştirdiği planın dört ayrı ekinin tamamında da dönemin Jandarma Genel Komutanlığı Asayiş Daire BaşkanıAli Aydın’ın imzası bulunuyor. TIKLAYIN - “Hayata Dönüş”ün Gerçek Planı: Medyada Psikolojik Harekat Ali Aydın bunun genel müdahale emri olduğunu, ana harekat planının bu olduğunu söyledi: “Genel müdahale emri İçişleri Bakanlığı tarafından verildi, Jandarma Genel Komutanlığı da zaten İçişleri Bakanlığına bağlıdır. Kriz merkezinde görevliydim, kriz merkezinde ben vardım. İçişleri bakanlığından, adalet bakanlığından ve sağlık bakanlığından daire başkanlığı seviyesinde kriz merkezine katılım olmuştur. Hayata Dönüş Operasyonları bu kriz merkezinden yönetildi. Ben kriz merkezindeki toplantıların hepsine katıldım.” |
Ne olmuştu?
TIKLAYIN - MGK mahkemeye, belge yerine 29 yıllık basın açıklamasını gönderdi
Tantan’ın tanık olarak dinlenmesine mahkeme, olaydan 21 yıl sonra karar vermişti.
Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi, davanın 9 Aralık 2021’de görülen 44. duruşmasında, dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan ile Ceza ve Tevkifevleri Müdürü Ali Suat Ertosun’un duruşmada dinlenmesine hükmetti.
TIKLAYIN - Tantan ve Ertosun 21 yıl sonra "tanık" oldu
Dosyanın müdahil avukatlarından Güçlü Sevimli, bu kararı, “21 yıl sonra operasyonun iki sorumlusu, dönemin İçişleri Bakanı ile Ceza ve Tevkifevleri Müdürü, tanık sıfatıyla da olsa ilk kez dinlenecek. Bu kişilerin dinlenmesini yıllardır talep ediyorduk ve sürekli reddediliyordu, ilk kez kabul edildi. Dosyada zaten Tantan imzalı harekat planı var, mahkeme huzurunda dinlenecek olmaları kayda değer bir gelişme” diye yorumlamıştı.
Önce “adresi bulunamadı”, sonra “güvenlik riski”
Mahkemenin bu kararının ardından Tantan ile ilgili İçişleri Bakanlığına yazı yazıldı. Bakanlık bir sonraki duruşmada “Tantan’a ait güncel adres bulunamadı” şeklinde yanıt verdi, bu nedenle Tantan’ın dinlenmesi için tebligat gönderilemedi.
Tantan, daha sonraki duruşmada ise “güvenlik riski bulunduğu gerekçesiyle” duruşmaya katılamayacağını mahkemeyle paylaştı.
Mahkeme, bu mazeretini önüne geçmek adına Tantan’ın, bugünkü duruşmada Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile dinlenmesine hükmetti.
Ancak Tantan 26 Ocak’taki duruşmaya da mahkemeye sağlık raporu sunarak katılmadı.
Sahte tutanakla ilgili itiraz talebine ret |
Müdahil avukatlar, operasyonla aynı gün tutulan olay yeri tutanağındaki sicil numaralarına sahip personelin gerçekte olmadığını, operasyona katılan jandarma görevlilerinin sahte evrak düzenlediğini, “hayali sicil numaraları yazdığını” belirterek suç duyurusunda bulunulmasını talep etmişti. Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi talebi kabul ederek suç duyurusunda bulunmuştu. Mahkemenin suç duyurusunda, hem Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı’nın hem de Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nün, operasyon günü imzalanan tutanaktaki personelin sicil numaralarının gerçekle bağdaşmadığı ifade edilmişti. TIKLAYIN - Jandarmanın sahte tutanağına zamanaşımından takipsizlik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu, suç duyurusunda, kovuşturmaya yer yok (takipsizlik) kararı verdi. Savcılık da kararında, Jandarma ve Emniyet’ten gelen yazılardaki sicil numaralarına sahip personelin olmadığını belirlendiğini, soruşturma yapmak için yeterli şüphenin olduğunu ancak aradan geçen sürede zamanaşımının dolduğunu belirtti. Bugünkü duruşmada Avukat Sevimli, mahkemeden kendisinin yaptığı suç duyurusuna gelen takipsizlik kararına itiraz edilmesi talebinde bulundu, mahkeme bu talebi reddetti. |
(AS)