"Gazetecilik profesyonel bir iş mi, zanaat mı yoksa bir sanat mı?"
Bilgi Üniversitesi, Medya İletişim Sistemleri Bölümü'nün davetlisi olarak dün İstanbul'da bir söyleşi veren Pennsylvania Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Barbie Zelizer, gazeteciliğin akademide ve toplumsal hayatta hiç olmadığı kadar yaygın bir alan kapladığını ama tek bir gazetecilik tanımınndan bahsedilemeyeceğini söyledi.
"Geleneksel sınırlar aşıldı"
Akademiye geçmeden önce gazeteci olarak çalışan Prof. Zelizer, her gazetecinin taraf olduğunu dolayısıyla haberi her zaman bu gerçeği göz önünde tutarak ve mümkün olduğunca fazla kaynaktan okuyarak değerlendirmek gerektiğini söyledi.
Son yıllarda haber akışının hızlandığını ve blog'lar, İnternet siteleri, cep telefonları gibi birçok yeni mecranın ortaya çıktığını vurgulayan Zelizer, bu durumun gazeteciliğin geleneksel tanımının sınırlarını aştığını belirtti.
Zelizer, bugün gazeteciliğin ne anlama geldiğini, neden önemli olduğunu sorgularken üç ayrı gruptan ve buna bağlı olarak üç ayrı değerlendirmeden bahsetti. İlk olarak gazeteciler, ikincisi gazetecilik eğitimcileri ve son olarak da akademide gazetecilik üzerine çalışanlar. Sonuç olarak tek ve kapsayıcı bir gazetecilik tanımı yok.
Zanaatten profesyonelliğe
Gazetecilik eğitiminin Amerika Birleşik Devletleri'nde 1900'lerde başladığını anlatan Zelizer, bunun gazeteciliği uluslararası alana açtığını fakat diğer yandan olumsuz bir etkiye de yol açtığını söyledi: "Bir zanaat olarak gazetecilik alanlara ayrıldı. Gazetecilik, radyoculuk, dergicilik, teknik işler vs."
Gazetecilik zanaatının uzun bir tarihe sahip olmadığı yerlerde gazetecilik eğitiminin önem kazandığını söyleyen Zelizer, bugün gazetecilerin haber yaparken ekonomik ve siyasi baskı altında kaldığını, akademide de gazeteciliğin beşeri bilimler ve siyaset biliminden etkilendiğini, dil bilim gibi farklı alanların da gazetecilik alanına ilgi duymaya başladığını vurguladı.
Akademik ilginin gazeteciliğin sınırlarını çizdiğini, bunun araştırma açısından kolaylık sağlasa da uygulamanın kısıtlanmasına da yol açtığını aktaran Zelizer, ulus-devlet içinde gelişen gazetecilik kavramının bugün küreselleşme karşısında bu bakışı nasıl kıracağının da bir soru olarak önümüzde durduğunu belirtti.
Ne yapmalı?
Prof. Zelizer'in önerisi bir zanaat, iş ve akademik ilgi alanı olarak gazeteciliği mümkün olduğunca ilişki içine sokmak. Gazetecilik geçmişi olan eğitimcilerin bu alanda çok daha faydalı olabileceğini söyleyen profesör şöyle devam etti:
"İnsanların gazeteci olmayı seçmek için bir nedenleri olmalı." Son olarak da Zelizer vatandaşların, okurların medya üretimine katılmasının önemini vurguladı.
Zelizer kimdir?
Gazeteciliğin kültürel boyutları üzerine yoğunlaşan Zelizer, özellikle gazetecilik otoritesi, kolektif bellek, kriz ve savaş zamanlarında gazetecilik imajları üzerine çalışmalar yürüttü.
Aynı zamanda eski bir gazeteci olan Zelizer, "Journalism: Theory, Practice, and Crticism" dergisinin kurucusu ve yazı işleri müdür yardımcılığını yürütüyor. (EÜ/TK)