Olayın ardından bir açıklama yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, bir gazetecinin sorusu üzerine, denetimlerde bir eksiklik olmadığını söyledi; "Bunlar maalesef madencilikte olagelen kazalar. Maalesef, bu madenciliğin tabiatı icabı olabiliyor" dedi.
Herhangi bir sendikanın örgütlü olmadığı şirketin sahibi ve Balıkesir Ticaret Odası Meclis Başkanı Erhan Ortaköylü'yse "olayda ihmalimiz söz konusu değil ama maalesef madencilikte böyle şeyler oluyor" dedi.
bianet'in görüştüğü maden emekçileriyse sorunun aslında bir iş sağlığı ve iş güvenliği sorunu olduğunu, madenlerde sendikal örgütlenmenin engellenmesinin ölümlü/yaralanmalı kazaları ortaya çıkardığını vurguladı.
Türkiye Devrimci Maden Arama ve İşletme İşçileri Sendikası (Genel Başkanı Çetin Uygur, "Madencilik sektöründen devleti sileceğiz diyen sermaye çevreleri, kendi alanlarına sendikaları da sokmuyor. Madencilik kurallarına uymamalarının bedelini topluma, işçilere ödetiyorlar."
Uygur: Patlama da, zarar vermesi de önlenebilir
Uygur, açıklamaların ve ilk bulguların işyerinde iş güvenliğinin ihmal edildiğini gösterdiğini söyledi.
Uygur şu konulara dikkati çekti.
İşletmede anında müdahale ekibi yok: "Bakan, açıklamalarında, Muğla Yatağan'dan Manisa Soma'dan, Kütahya Tavşanlı'dan kurtarma ekiplerinin sevk edildiğini söylüyor. Demek ki işletmede olması gereken, teçhizatlı, oksijen tüplü, maskeli, anında müdahale edecek güvenlik ekibi yok."
10 dakika önce ölçüm yapılması: "Bakan, işletmedeki mühendisin patlamadan 10 dakika önce ölçüm yaptığının, tehlikeli bir durum olmadığının öğrenildiğini söylüyor. Demek, gaz ölçümü sadece bir kişinin omzundaki ölçüm cihazına bağlı. Oysa, madende her vardiyada, sürekli ölçüm yapan emniyet ekipleri olmalı. Ayrıca her vardiyada, önemli üretim bölgelerinde, gaz gelirini sürekli duyuran, sesli uyarı cihazları vardır. Ani gaz geliri de olsa bu aygıt ötmeye başlar. Çalışanlar hemen ellerindeki aletleri bırakıp orayı terk ederler.
"Gaz kömürün içindedir. İşçi kazmaya başladığında, gaz kazılan yerden çıkmaya başlar. Asılı duran aygıt gazla temas ettiğinde de ses vermeye başlar. Yani, patlamanın gerçekleşmesi de, işçilere zarar vermesi de önlenebilir. Ama ölçüm 24 saat boyunca yapılmazsa, ölüm hazırlanmış olur."
Yönetmelikler uygulanmıyor: "Maden işletmeleri için geçerli olan iş güvenliği ve işçi sağlığı yönetmelikleri uygulanmıyor. Örneğin, iş güvenliği ekipleri, 24 saat boyunca, vardiya vardiya gaz ölçümlerini yaparlar, gaz belirtisinde veya herhangi bir çöküntüyü gördükleri anda uyarı yaparlar.
"Bu ekibin başında, Maden Mühendisleri Odası'ndan verilmiş sertifikası olan iş güvenliği ve işçi sağlığı mühendisleri vardır. Bu belge, sosyal güvenlik kurumu tarafından da aranır. Bu mühendisler yönetmeliklerin uygulanmasını sağlarlar. İşletmede böyle bir ekibin, mühendisin, gaz ölçüm aygıtlarının, ilk müdahaleyi yapacak güvenlik ekiplerinin olup olmadığı denetlenmeli."
Yıldız: Metanı ölçmek mümkün, maliyetli değil
Maden Mühendisleri Odası İzmir Şubesi'nden Muhammet Yıldız, grizu patlamasının oluşumunu şöyle açıklıyor:
"Bu patlama kömüre has bir olaydır. Kömür ocaklarında, kömürden CH4, yani metan gazı çıkar. Havalandırma yoluyla, metan oranı havada bulunması gerekenin bir miktar altına indirilir. Havalandırma yetmediğinde, kömürden aniden çıkan gaz nedeniyle patlama meydana gelebilir."
Yıldız, madende bütün sahada gaz ölçümü yapılabildiğini ve bunun hayat kurtardığını vurguladı.
"Eskiden el fenerleriyle ölçüm yapılırdı. Şimdi mekanik olarak bütün sahada belli yerlere ölçüm aleti konuyor. Metan fazla olduğunda çalışma durduruluyor.
"Artık madenin yukarısından, merkezi ve elektronik olarak, hangi bacada, nerede, ne kadar gaz var, ölçülebiliyor. Güvenlik önlemleri alındığı sürece, kömür madenciliğinin diğer madenciliklerden farkı yok."
Yıldız, Maden Yasası'na göre, eğer yeraltında çalışan işçi sayısı 15'i geçiyorsa, ocaklarda iş güvenliği ve sağlığından sorumlu, "daimi nezaretçi" denen mühendislerin de olması gerektiğini ekledi.
Sendika ölümleri önlüyor, işçilere okul oluyor
Türkiye Maden İşçileri Sendikası'ndan (Maden-İş) Emin Tazegül, "İş kazaları mevzuatın uygulanmamasından kaynaklanıyor. İşyerinde sendika olsa, mevzuatın uygulanmasını takip eder" diyor. "Sendikaların örgütlü olduğu işyerlerinde, kaza sayısı belirgin olarak düşer."
Uygur'sa, sendikanın maden emekçileri için neyi değiştireceğini şöyle açıkladı:
"Sendikanın temel görevi, işçilerin ücretlerinden de önce, işyerindeki güvenli çalışma ortamının yaratılmasıdır. Ayrıca işçilerin okulu olmak ve kendi meslekleriyle ilgili tüm bilgileri vermek gibi bir görevi de vardır. Güvenlikle, sağlıkla ilgili yönetmelikleri işçilere aktarır, işverenden bunlara uymasını ister."
Uygur: Özel sektör madenciliği büyük sömürüye dayanıyor
Uygur, daha önce Kütahya Gediz'de 17, Kastamonu Küre bakır işletmesinde de 19 maden emekçisinin öldüğü olayları anımsattıktan sonra, " Özel sektör madenciliği büyük sömürüye dayanıyor, ilkel üretim yöntemini hedef alır" dedi.
"Maden işletmeleri kırsal alanlardadır. Kırsal alanın işçileri, köylüleri, maden işçisi olarak çalışır. Sessiz, sakindirler. Maden işletmesinden elde ettikleri gelir çok büyük bir kazançmış gibi görünür. İş güvenliği açısından bilgiye sahip değildirler."
Fakat sendika söz konusu olduğunda, sonucu ölüm de olsa, işletmeler gayet sert.
"Bir hafta önce sendikamız Ankara'da bir toplantı yaptı. Özel sektör maden işçilerinin temsilcileri, karşılaştıkları hak ihlallerini dile getirdiler. 'İşten atılmamızdaki birinci gerekçe sendikalı olmak; işe alınırken de birinci ölçü sendikalı olmamak' diyorlardı. Bu işletmelere sendikanın girmemesi için ellerinden geleni yapıyorlar." (TK)