Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın yeniden yargılanmasına ilişkin başvurunun Anayasa Mahkemesince reddedilmesinin ardından, avukatları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvurdu.
Öcalan’ın avukatı Cengiz Yürekli bianet’e yaptığı açıklamada, yeniden yargılama talebinin Anayasa Mahkemesince hukuki esaslara göre değerlendirilmediğini, sadece usulden reddedildiğini söyledi.
Cengiz Yürekli, “Öcalan’ın bağımsız ve tarafsız bir mahkemede savunma hakkı tesis edilerek, yeniden yargılanması gerektiğini, bu sebeple başvuru yaptıklarını” ifade etti.
Yürekli ayrıca, Öcalan ile avukatlarının son olarak 27 Temmuz 2011'de görüştüğünü, beş yıldır, başvuru süreçlerinde dahi görüşme taleplerine cevap bile verilmediğini ya da "gayriciddi gerekçelerle reddedildiğini" belirtti.
AİHM’e neden başvuru yapıldı?
Avukat Yürekli, Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruyu şöyle anlattı:
“2013’te 6459 Sayılı yasa* kabul edildi. Hukuksal olarak yeniden yargılanması önünde engel teşkil eden madde kaldırıldı. Yeniden yargılanması Öcalan gibi reddedilen 200'e yakın kişi de yeni düzenlemeyle yeniden yargılanma hakkı kazandı.”
“Yeniden yargılama önündeki engel kaldırılınca biz de Anayasa Mahkemesine yeniden yargılama talebinde bulunduk.”
“Ancak Anayasa Mahkemesi, 2012’de kurulduğunu, bu tarihten önceki davalara bakamayacağını söyleyerek, başvuruyu esastan incelemeden, gerekçe sunmadan reddetti. Bu karardan hemen önce de dönemim Adalet Bakanı Sadullah Ergin katıldığı bir programda, başvurunun reddedileceğini söyledi, öyle de oldu.”
“Oysa yeniden yargılamanın önündeki engelin kaldırıldığı yasa 2013’te çıktı, daha önce başvuramazdık.”
Avukat Cengiz Yürekli, aynı hukuki gerekçelerle bu kez AİHM'e başvuru dilekçesi verdiklerini söyledi.
Yargı süreci nasıl işledi? |
19 Temmuz 2003'te yürürlüğe giren 6. Uyum Paketindeki şu maddeyle, Öcalan'ın yeniden yargılanmasının önüne geçilmişti. Çünkü kanuna şu maddeyle süre istisnası konuldu: “Birinci fıkranın (f) bendi hükümleri, 4.2.2003 tarihinde AİHM'in kesinleşmiş kararları ile, 4.2.2003 tarihinden sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurular üzerine verilecek kararlar hakkında uygulanır.” Öcalan ise 2003'ten önce AİHM'e başvurmuştu fakat dava daha sonra karara bağlandığı için yeniden yargılama talebinde bulunmasının önüne geçildi. Ancak AİHM Büyük Dairesi, 2005 yılında aldığı kararda, Öcalan’ın başvurusunda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin adil yargılanmayla ilgili 6. maddesinin ihlal edildiğine hükmetmişti. Bu karar gereği Türkiye'ye, Abdullah Öcalan'la ilgili dava dosyasını tekrar açmasını tavsiye etmişti. AİHM ihlalleri şöyle sıralamıştı: “Öcalan'ın gereğinden fazla gözaltında tutulması, bu süreçte hukuk yollarının tıkanması, avukatlarıyla görüşmelerinin engellenmesi, avukatlarının ve kendisinin dosyasına ulaşmasının engellenmesi.” AİHM 2003’te Öcalan’ın adil yargılanmadığına hükmetmişti. Avrupa Konseyi de 2007’de Türkiye'ye, daha önce dört kez uyarmasına rağmen Ceza Muhakemesi Kanunu'nda (CMK) bazı davalarla ilgili yeniden yargılama olanağına getirilen kısıtlamayı kaldırmaması nedeniyle tepki göstermişti. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, bu kısıtlamanın ayrımcılık olduğunu belirtti. |
AİHM 2014’te de “ihlal” dedi
AİHM, Öcalan’ın farklı tarihlerde yaptığı başvurularla ilgili kararını 18 Mart 2014’te açıkladı ve Türkiye’yi toplam 25 bin Euro tazminata mahkum etti.
TIKLAYIN - TÜRKİYE ÖCALAN'A 25 BİN EURO ÖDEYECEK
İki yıl önceki kararda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) “insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele” başlıklı 3. maddesinden yapılan şikayeti inceleyen AİHM, 17 Kasım 2009 yılına kadarki tutukluluk koşullarında hak ihlali olduğuna hükmetti. (AS)
* 2013’te kabul edilen 6459 Sayılı yasaya şu geçici madde eklenmişti: “İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle bir ceza hükmünün verildiğini tespit eden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararlarından, 15.6.2012 tarihi itibarıyla Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi önünde denetlenmekte bulunanlar bakımından bu Kanunun 311 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz. Bu durumda olanlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunabilirler.”