Bugün itibariyle 321 gündür açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için dün (22 Ocak) Müjdat Gezen Tiyatrosu’nda “Nuriye ve Semih’in Gülüşleri Solmasın” adlı bir basın toplantısı gerçekleştirildi.
Sanatçı Levent Üzümcü’nün sunuculuğunu yaptığı toplantıda sanatçılar Barış Atay, avukat ve yazar Eşber Yağmurdereli, Nuriye Gülmen’in babası Şaban Gülmen, Yüksel Caddesi eylemcilerinden Acun Karadağ ve Veli Saçılık konuşmacılar olarak yer aldı.
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile Skype bağlantısı gerçekleştirildi. Skype bağlantısına Semih Özakça’nın annesi Sultan Özakça, açlık grevinde olan eşi Esra Özakça ve Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın hekimleri de katıldı.
Yağmurdereli: Nuriye ve Semih’in direnişini tüm dünya izliyor
Katılımcılardan Eşber Yağmurdereli "Nuriye ve Semih'in direnişini tüm dünya izliyor" dedi.
"İnsanların kendi bedenlerini ortaya koymak suretiyle ne demek istediklerini açığa vurma meselesi en genel anlamda bir insan hakkı olduğu gibi özgürlükler listesi içindeki tek tek özgürlüklere baktığımızda yani basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü gibi hepsini tek tek içine alan, demokrasinin olmazsa olmazı bir haktır. Bu özgürlükler insanların mücadeleleri sonucu elde edilmiştir.
“Bugün Türkiye’de birçok insan bir KHK ile özgürlüklerinden alıkonuluyor. İşlerinden atılıyor, hapishanelere konuluyor. Türkiye’de bugün yaygın biçimde bir insan hakkı ihlali süreci var. Siyasi iktidar bunu kendi politikasının has unsuru haline getirdi. Hapishanelerin doluluk oranları, insanların işten atılması ile kendi taraflarını ortaya koymuş durumdalar.
“Bugün geldiğimiz noktada, evet birçok sorunlar var, ama Türkiye, işini kaybetmiş akademisyenlerin mücadelesinin yanı sıra inançlarını, kimliklerini ifade edemeyenlerin de olduğu yer. Bugün hala tanımlanmamış suçlardan dolayı hapishanelerde olanlar var. Bu insanların oluşturduğu bir kitle bugün özgürlüklerini kazanmak için acı çekmektedir. Nuriye ve Semih’in acıları da bunun bir parçasıdır."
Şaban Gülmen: Evlatlarımızı kaybetmek istemiyoruz
Nuriye Gülmen’in babası Şaban Gülmen de “Nuriye ve Semih kendi mücadelelerini kazandılar; ama biz evlatlarımızı kaybetmek istemiyoruz. Onlar halkın evlatları” dedi.
“Biz bu OHAL Komisyonu’na gittiğimizde yetkililere derdimizi anlatamadık, tüm kapılar kapalıydı. Siyasiler bu direnişin bir örgüt talimatı ya da herhangi bir talimatla yapıldığını zannediyorlar. Halbuki onların sadece kendi haklarını aradığını toplum anladı; fakat biz bunu bir türlü yetkililere anlatamadık. Biz Nuriye ve Semih’in işlerini geri almasını istiyoruz, bu onların en temel hakkı.”
Karadağ: Başkasının özgürlüğüne el koymadık
KHK ile ihraç edilen akademisyenlerden Acun Karadağ “Biz, hakkımızı arayacak başka bir devlet kapısı kalmadığı için böyle bir eyleme başladık" dedi.
"Hiçbir şekilde anayasayı çiğnemedik, herhangi bir kamu malına zarar vermedik ve başka birisinin özgürlüklerine el koymadık.
“Hiçbir inceleme yapılmadan bir Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edildik. Sadece bir listede adımızı gördük ve hakkımızda çıkan kararı o şekilde öğrendik. Fakat Nuriye ve Semih’in direnişi, sessizlik içinde bir çığlık oldu. Bu sessizlik içinde bir çığlık duyulmak zorundaydı.
“Topluma yapılan haksızlıkların giderilmesi için artık farkındalık yetmiyor, harekete geçmek lazım. Çünkü faşizmin istemediği şey sesli konuşmaktır. İktidara sesleniyorum: Vatandaşına sahip çık, vatandaşını katletme.”
Saçılık: İnsanlara umut olmak istedik
Veli Saçılık “Nuriye ve Semih ile birlikte biz insanlara umut olmak istedik” diye sözlerine başladı.
“Hocalarımız Yüksel Caddesi’nde bize umut oldu. Nuriye ve Semih’in mücadelesi, alana çıkıldığı anda kazanılmış bir mücadeledir.
“O kadar korkuyorlar ki işimizi, özgürlüğümüzü, söylemlerimizi çaldılar. Özel alanlarımıza kadar girme ihtiyacı hissettiler.
“OHAL Komisyonu illegaldir. Fakat Nuriye ve Semih için bu komisyonun bizi duyması gerekiyor. Artık el ele verme zamanı. Biz buradayız ve var olduğumuz sürece özgürlüğümüzü mutlaka elimize alacağız.
Gülmen ve Özakça'dan toplantıya mesaj
Özakça, Semih Özakça ve Nuriye Gülmen de toplantıya Skype aracılığıyla bağlandı.
Esra Özakça “Bugün aydınlar çok büyük bir baskı altında” derken Semih Özakça ise “Beraber büyüttüğümüz bu direniş bizim çocuğumuz oldu” diye konuştu.
Nuriye Gülmen “Çok kolay karşılanabilecek bir talebimiz var aslında, işimizi geri istiyoruz. Nasıl ki Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilenler yine başka bir kararname ile geri alınabiliyorsa, ki biz bunu gördük, biz de işimizi geri istiyoruz” diye seslendi.
Ortak açıklama: Nuriye ve Semih yaşasın
Barış Atay, sanatçıların Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için hazırladığı basın açıklamasını okudu.
“Yaratılan bu korku toplumu ve emekçilere yönelik kararname belgesiyle oluşan manzara bizler açısından kaygı verici ve son derece can yakıcıdır.
“Bizler bu toplumun ve coğrafyanın acılarını, mutluluğunu, sevinçlerini, kederlerini, gözyaşını, kahkahasını, kazanımlarını ve kayıplarını farklı sanat kollarıyla icra eden sanatçılar ve aydınlar olarak bilimsel, demokratik, anadilde, laik ve halk için eğitimi kendilerine ilke edinen iki eğitim emekçisini elimizden kayıp gitmesine sessiz kalmayı onurlu ve vicdanlı bulmuyoruz.
“BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin başlangıç bölümünde, insana zulüm ve baskıya karşı son çare olarak ayaklanmaya mecbur kalmaması için insan hakları hukuk rejimi ile korunmalıdır. Direnme hakkının en temel insan hakkı olduğu tanınmalıdır. İşini istemek, direnmek ve açlık grevi yapmak suç değildir.
"Bizler, bedenlerini 320 gündür açlığa yatırılan iki eğitimcinin yaşamlarından gerçekten endişe duyuyoruz. Yaşama hakkı tüm insan hakları sözleşmelerinin ve tüm modern toplumların anayasalarında tanımlanmış en temel haktır. İnsanlar için eşitlik ilkesi herkes için koşulsuz uygulanmak zorundadır.
"Kararname ile ihraç edilen kamu emekçilerinin mağduriyetlerini gidermek üzere kurulmuş OHAL Komisyonu görevini yapmak zorundadır. Bizler ‘Nuriye ve Semih Yaşasın’ bileşiminde bir araya gelmiş bu coğrafyanın aydınları, sanatçıları, yurttaşları olarak Nuriye ve Semih’in taleplerinin kabul edilerek açlık grevinin artık bitmesini ve yaşam haklarının hepimizin sorumluluğunda olduğunu beyan etmek istiyoruz. Nuriye ve Semih Yaşasın. Nuriye ve Semih’in Gülüşleri Hiç Solmasın!” (EC/BK)