Emekli lise öğretmeni Sirous Dehlavi (54) İranlı bir mülteci. Beş aydır mültecilerin yaşadığı uydu kentlerden biri olan Kayseri'de, Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileriyle yaptığı görüşmenin sonucunu bekliyor.
İran'daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından başlayan protesto gösterilerini halkın yıllardır biriktirdiği öfkesinin patlaması olara niteleyen Dehlavi "bu mücadele bir gün sonuç verecek ve ülkeme demokrasi gelecek" diyor.
"Ahmedinecad'ın yoksulları düşündüğü yok"
Din değiştirdiği için eşinin ailesinden tehditler alan, devletin de kendisini korumamasından dolayı İran'dan Türkiye'ye kaçan Dehlavi evli ve iki çocuk babası.
Seçimlere hile karıştığına inanan Dehlavi'ye göre Seçimlere yapılan müdahale Ahmedinecad'ın nasıl bir diktatör olduğunun göstergesi. Musavi taraftarlarının zenginler olduğu şeklindeki yorumları şöyle değerlendiriyor:
"Ahmedinejat'ın tarafında olanların çoğu yoksullar. Çünkü yoksullara iş ve maaş gibi imkanlar sundu. Bu doğru ancak yaşananları bununla açıklamak yanlış. Çünkü şuanda gösterileri örgütleyen ve katılanların çoğunluğu lisans mezunu işsiz öğrenciler. Aydınlar, sanatçılar ve yazarlar da Musavi'ye destek veriyor. Çünkü bu insanlar ekonomik krizden, işsizlikten, sansürden ve baskılardan bunalan kesimler."
Dehlavi, Ahmedinecad'ın uyguladığı ekonomik programı ekmek üzerinden tarif ediyor:
"O başkan olmadan önce ekmek 100 ile 150 tümen arasındaydı. Başa geldikten sonra ekmeğin fiyatı 750 tümen'e yükseldi. En çok tüketilen şeyin ekmek olduğunu düşünürsek yoksulların bundan ne kadar etkilendiklerini de anlamış oluruz."
"Musavi de İran için umut olamaz"
İran'daki isyanın sadece ekonomik sebeplere dayanmadığını ifade eden emekli lise öğretmeni şöyle devam ediyor:
"Yaşanan ekonomik kriz akıl almaz bir biçimde arttı. Öte yandan ülkedeki ifade özgürlüğüne yönelik baskılar, kadınlara uygulanan yasaklar da, insan hakları ihlalleri de benzeri biçimde artış gösterdi. Örneğin kadınlara dayatılan kıyafet zorunluluğu sebeplerden biri. Kadınların kendilerine kalan mirastan erkeklerin yarısı kadar yararlanması bir başka durum. İran'da hala kadınların boşanma hakları yok. Kaldı ki İran'da kanun diye bir şey yok. Devrim Muhazıfları ne derse o oluyor. Her türlü ihlali yapıyorlar ve bu devlet tarafından da destekleniyor. Sanırım bu bile yaşanan isyanın ne kadar haklı bir yerden hareket ettiğini gösteriyor."
Geçen yıl hakları için imza toplayan bir milyon kadından kampanyayı örgütleyenlerin yakalanarak hapsedilmeleriyle sonuçlandığını anlatan Dehlavi İran'daki durumu "çığrından çıkmış" olarak tarif ediyor.
Dini nedenlerle siyasete karışmadığını belirten Dehlavi, "Musavi seçimi kazansaydı ülkenize geri döner miydiniz?" sorumuza şu yanıtı veriyor:
"Musavi şu andaki eylemlerin sembolü. Ama o da cumhurbaşkanı seçilseydi istikrarı ve demokrasiyi sağlayabilir miydi net değil. Ben kendi adıma buna inanmıyorum. Ahmedinecad'la aralarında çok da keskin bir fark yok. Bir gün İran'a dönmek istiyorum ama bu insanlarla olması mümkün görünmüyor."(BÇ)
* Bu habere Harun Abakay katkıda bulundu.
* Farça çeviri desteği: Leyla Khanloashyeri