"İran'ın adını koymayınca İran hedef olmaktan çıkıyor mu? Sarkozy'nin 'biz kediye kedi deriz' dediği söyleniyor; biz Türkiye'de her zaman kediye kedi demeyiz ama kedi muamelesi yaparız. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın füze kalkanıyla ilgili sözleri kandırmacadan ibaret."
Siyaset bilimci, yazar Doç. Dr. Haluk Gerger, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) balistik füze savunma sisteminin NATO çatısına girince Türkiye tarafından da kabul edilmesinin "komşularla sıfır sorun politikası" diye nitelenen dış politika açısından bir çelişki olmadığını söyledi.
ABD'nin Ortadoğu politikaları ve Türk dış politikası üzerine çalışmaları bulunan Gerger'e göre, stratejisini yenileyen NATO'da da, Türkiye'ye biçilen rolde de değişiklik yok. "Olsa olsa NATO hedeflerini pekiştirdi ve bunlara karşı yapacaklarını sistematiğe bağladı."
NATO aynı NATO
Gerger "emperyalizmin global saldırı örgütü" olarak tanımladığı NATO'nun asıl değişimi Sovyetler Birliği'nin çökmesiyle yaşadığını vurguladı.
"NATO Sovyetlere karşı savunma örgütü olarak lanse ediliyordu ve Atlantik'in iki yakasını kapsayan, ABD'den Türkiye'ye kadar bir sorumluluk alanı açıklanıyordu. Sonrasındaysa Sovyetler çöktü ama NATO sürdü; Afganistan ve Irak'ta da gördük ki sorumluluk alanını aştı ve global bir askeri örgüte dönüştü."
Bu tanıma göre NATO'nun hedefi de "emperyalizme karşı çıkan ülkeler; İran da bunun en güzel örneği". Gerger, sadece ülkelerin değil ayrıca Hamas, Taliban gibi "halk hareketlerinin de" NATO'nun hedefinde olduğunu hatırlattı. "Şimdi bunlar tehdit olarak konuldu ve siber saldırıdan, füze kalkanına mücadele yöntemleri de belirlendi."
Türkiye, Truva atı
"Türkiye de demek ki bu belirlemenin içinde yer alıyor" diyen Gerger geçmişte Ankara'ya iki rol biçildiğini söyledi: Birincisi Sovyetler'e karşı bir ileri karakol, silah deposu olmak ve ABD'ye üs vermekti. İkincisiyse, Ortadoğu'da "militer tetikçi rolü"nü üstlenmekti.
"Birinci rol bitti. Muazzam ordumuz şeklindeki Türk'ün Türk'e propagandası bir yana ikincisini yapacak askeri gücüyse yok Türkiye'nin. İsrail gibi bunu daha iyi yapacak ülkeler var; ayrıca ABD'nin kendisi bu bölgede artık. NATO da sorumluluk alanını aşıp güç gönderiyor."
Bu durumda, Gerger'e göre Türkiye'de "eksen kayması" olarak tartışılan şey, Türkiye'nin "tetikçilikten Truva atı olmaya geçmesi".
"Truva atı olmak için ilişki kurmak gerekiyor. Hamas'la, Suriye'yle ilişki kurmak için İsrail'i eleştireceksin; çelişki olarak görülen bu. Eskiden de denirdi, senin tarihsel ilişkilerin var, kültürel ilişkilerin var, aynı dini paylaşıyorsun, dolayısıyla sen bizim yapamadıklarımızı bizim öneremediklerimizi yap deniyor."
Truva atının içinde askerlerin de olduğunu hatırlatan Gerger, bu rolün askeri bir yanının da olduğunu, onun da füze kalkanına girerek ortaya çıktığını vurguladı.
Buton kimde?
Gerger, hükümetin diğer kandırmacasının da "kalkanın butonu bizde" demesi olduğunu söyledi.
"Butona o basamaz, feriştahı gelse de basamaz. Türkiye ihbar edecek, ABD füzeleri vuracak." (EÜ/EÖ)