"Üstsüz kadın fotoğrafı muzır mıdır?"
PEN Yazarlar Derneği İkinci Başkanı Kuşkonmaz, "Muzır Kurulu'nun raporları doğrultusunda verilen toplatma kararları, kamuoyuna hak ve özgürlüklerin sınırlarının genişletildiği izlenimi verilse de, sansür anlayışının devam ettiğinin göstergesidir" diyor.
"Kitapların özgürlüğü okur ve kitapla arasındadır. Müdahale edildikçe düşünce ve ifade özgürlüğü yara alır" diyen Kuşkonmaz, "Muzır Kurulu"nun tümüyle kaldırılması gerektiği görüşünde.
İstanbul Barosu Kitle İletişim Hukuku Komisyonu Koordinatörü Yücel ise, Muzır Kurulu'nun 1980'lerde Samantha Fox'un üstsüz fotoğrafını yayınlayan bir büyük ulusal gazete hakkında "muzırdır" diye rapor verdiğini hatırlatıyor ve ekliyor:
"Şimdi buna kimse bir şey demez oldu. Yani, bunlar aslında genelkültürle ve hoşgörüyle ilgili kararlar."
Yücel, Muzır Kurulu'nun olumsuz görüş bildirdiği pek çok eser hakkında İdare Mahkemesi'nin aykırı karar verdiğini hatırlatarak, bu durumu "Kurul'un sorunlu işleyişi" ile açıklıyor.
Avukat İşbulur da, yayıncıların işlettiği kontrol mekanizması dışındaki her türlü "denetim ve sansür mekanizmasına" karşı çıktığını vurguluyor; "Muzır Kurulu'nda İçişleri, Adalet ve Milli Eğitim Bakanlıklarından temsilcilerin yer aldığını hatırlatıyor:
"Çocuklara neyin zarar vereceğine Adalet ve İçişleri Bakanlığı görevlileri değil, aileler ve yayınevleri karar vermeli. Toplumu rahatsız eden şeyler konusunda da basın çalışanlarının örgütleri yetkin birer karar mercii olabilmeli."
Kuşkonmaz, İşbulur ve Yücel'in "Muzır Kurulu"na ilişkin görüş ve eleştirileri şöyle:
Kuşkonmaz: Muzır Kurulu, hukuk standartlarından sapmadır
* Kitap hakkındaki hükmü okur vermeli. Hiçbir kurul, ceza hükmü vermemeli. Kitap seçilerek alınan bir kültür ürünüdür, kitap için doğru kararı verecek olan, okurun kendisidir.
* Yeni Telif Yasası'nda, kurulda psikolog ve uzmanların yer alması kararlaştırılıyor. Ancak, bu tür düzenleme ve uygulamalar adı ne olursa olsun, hangi kurul yaparsa yapsın, ne kadar yumuşatılırsa yumuşatılsın, sansürdür.
* Muzır Kurulu ve benzeri kurullar, hukuk standartlarından sapmadır. Hukuku uygulayacak kurullar mahkemelerdir. İşi muzırlığı araştıracak bir kurul, zaman içinde her şeyde muzırlık aramaya başlar.
Yücel: Cinselliği yok etmeye çalışmak gibi bir şey
* TCK tasarısında müstehcenliğe ilişkin maddenin "bilimsel eserleri" de kapsayacak biçimde düzenlenmesi son derece yanlış. Bu, cinselliği hepten yok etmeye çalışmak gibi bir şey.
* Doğal hayatın bir kısmının bilimsel ve eğitici materyaller de dahil olmak üzere her türlü eserde yasaklanması, siyasi iktidarın görüşünü yansıtıyor olabilir.
* Kurul, önüne gelen hemen her eser hakkında "muzırdır" diye karar veriyor; eser sahipleri İdare Mahkemelerine başvuruyorlar, İdare Mahkemeleri de Muzır Kurulu'nun kararını iptal ediyor. Demek ki, Muzır Kurulu'nun kararları aslında pek geçerli değil, sorunlu.
* Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, gerçekten küçükleri koruma kuruluysa, küçüklerin eğitimi ve psikolojik gelişimiyle ilgili uzmanlardan oluşan, üç beş kişiden oluşması yeterli. İçişleri, Adalet Bakanlığı'nın, Diyanet'in bu kurulda işi olamaz.
İşbulur: Kurulda, çocuklarla ilgili uzman yok
* TCK'daki düzenlemede de Muzır Yasası'nda da ifadeler son derece muğlak. Muzır Kurulu'nun neyi nasıl değerlendirdiğini anlamak da mümkün değil.
* "Küçükleri muzır yayınlardan korumak" üzere oluşturulmuş bir kurumda çocuklarla ilgili herhangi bir uzman görev yapmıyor. Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) gibi, her konuda çocukları koruyan, yaşamsal bir kuruluş da kurulda temsil edilmiyor. Baroların çocuk hakları komisyonlarından ya da merkezlerinden uzmanlar da kurulda yer almıyor.
* Muzır Kurulu üyeleri, kendi anlayışlarına ya da içinde bulundukları örgütün anlayışına uygun değerlendirmelerde bulunmaktan öteye geçmiyorlar. (BB/YS)