*Sesimiz solmasın, ocağımız sönmesin
Ah biz Hemşinliler. Yaylacı mıyız, kentli miyiz? Bal mı severiz, pekmez mi? Deniz kıyısında mı yaşarız, dağda mı? Kimileri Türkiye’nin “açılmamış sandığı, bilinmeyen kültürü” der. Kimisi de tanışır tanışmaz “Ermeni misiniz?” diye sorar.
Bazıları Karadenizli olduğumuzu duyunca, “Sonuçta siz de Lazsınız” der. Siz de Laz olmadığınızı ve dilinizin UNESCO tarafından kaybolmaya yüz tutan diller arasında olduğunu anlatmaya başlarsınız. Yetmez ise bildiğiniz kadar Hemşince kelime ile farklı bir dil konuştuğunuzu kanıtlamaya çalışırsınız.
Bazen de bir bakarsınız herkes Hemşin uzmanı olmuş, Hemşin'i anlatıyor. İyi, güzel. Ancak öyle biri var ki, gittiği her yerde Hemşin’i anlatır, Hemşin’i var eder. Yaylasına gider, çiçek isimlerini kaydeder, yaşlı kadınlarla konuşup geçmişin ritüellerini anlattırır.
Üstelik bunu yaparken de sadece Doğu Karadeniz’de yaşayan Hemşin halkıyla sınırlı kalmaz, Sakarya’dan Rusya’ya, Ermenistan’dan, Amerika’ya nerede bir Hemşinli yaşıyorsa onu bulur, konuşturur, mutlaka bilgi alışverişinde bulunur. Tam bir Hemşin kültürü avcısı ve kaydedicisi desem abartmış sayılmam.
Hemşin müzik grubu Vova’nın kurucusu Hikmet Akçiçek’ten söz ediyorum elbette. Vova’nın İkinci albümü "Garmi Doç" (Kırmızı Doç) Ada Müzik etiketiyle müzik severlerle buluştu. Eğer albümü, kent keşmekeşinin ortasında dinliyorsanız, kendinizi Hemşin'in dağlarında veya bir dere kenarında, Hemşinli bir kadının sözlerini dinlerken bulabilirsiniz.
Hopalı Hemşinliler’in geçmişinde özel bir yeri olan "garmi doç" (Kırmızı renkteki Dodge marka kamyon) halkın, kentten yaylaya göçünde, ev yapımındaki eşyaların taşınmasında hafıza niteliği taşıyor. Garmi doçta yolculuk edenler, Hemşin ezgilerinin de taşıyıcısı, dinleyicisi ve üreticisi aynı zamanda.
Bir şarkı bir hikâye "Garmi Doç"ta bir eser var ki, tam bir kaydetme ve kültürel mirasın kuşaktan kuşağa aktarılması örneği. Eserin adı, "Ali Aşin Kuka." Batum'dan 1944' te Kırgızistan'a sürülen Hemşinlilerden Süleyman Karaibrahimoğlu 1978'de Hopa Çavuşlu köyündeki akrabalarını ziyarete gelir. Geri dönerken, akrabalarının sesini ve birçok Hemşince ezgiyi de kaydederek yanında götürür. Sergey Vardanyan, 1984 yılında Kırgızistan'ın Osh şehrinde Hemşinliler üzerine alan çalışması yaparken Süleyman Karaibrahimoğlu ile tanışır ve bu ezgilerin bir kopyasını ondan alır. Öyleydi bir zamanlar, birbirinden uzak düşmüş akrabalar seslerini banda kaydederek iletir, bandı alan akrabalar da oturup hep birlikte ağlayarak dinlerlerdi. |
Dinleyiciye, "Muxiyes Gedri Oç, Tseniyes Edi Tsen Elli Oç" (*Sesimiz solmasın, ocağımız sönmesin) diye "merhaba" diyen "Garmi Doç"u emekçilerinden Hikmet Akçiçek anlattı.
İlk albüm ve ikinci albüm arasında oldukça uzun bir süre var. Bunun nedeni nedir?
Bununla ilgili, üç şey söylenebilir. Biz profesyonel anlamda, albümler yapan, konserler veren bir grup değiliz. Biz, kültürel çalışma yürüten bir grubuz. İlk albüm çıktı, iki sene geçti, "haydi ikinci albümü çıkaralım" diye bir kaygımız yok.
İkinci albüm için 2014’te çalışmaya başladık. Ancak çeşitli nedenlerle bu güne kadar geldi süreç. Albümün ekonomik boyutunu Ada Müzik üstlendi. Bir kısmını biz üstlendik. Arada, stüdyoda kayıt için yer bulamadık. Bazen bunun için de beklediğimiz zamanlar oldu.
Ayrıca, alt yapı açısından belli üretkenliği yakalamak da gerekiyor. Öyle aranjöre siparişi verdim, o da şarkıyı hazırladı, ben de okudum şeklinde olmadı. Kültürel bir üretim yapma derdindeydik ve her şeyi buna göre planladık. Çünkü, eserlerin belli bir oluşma süreci oluyordu.
"Hayatı yaşar gibi müziği yaşıyoruz"
Sosyal medyada halen daha ilk albüm Vova'daki bazı eserlerin dinlendiğini görüyorum...
Bizim yaptığımız kültürel çalışma, bir halkın kültürel değerlerinin belgelenmesi anlamında da bir işlev görüyor. Halkın üretimini alıp kendi duruşumuzu, müzikal duruşumuzu ve dünya perspektifimizi birleştirerek başka bir üretime dönüştürüyoruz. Bu anlamda müzikal alt yapısı da güçlü oluyor. Belki bu kültürün kaybolma kaygısı da müziğe de yansıyordur, o hüznü taşıyordur.
Bir hayatı yaşar gibi müziği, eserleri oluşturuyoruz. Beş sene sonra da dinleyebiliyor insanlar. Müzikal değeri olan çalışmalar yaptığımızı düşünüyorum.
"Garmi Doç toplumsal hafıza"
Garmi Doç (Kırmızı Doç kamyon) adı nereden geldi?
Doç, bildiğiniz kamyon. Bu kamyon, amcam olan Temali Muzaffer’in kamyonudur. İlk albümdeki kapak o kamyondur. Hopa’da Hemşinliler, kamyona binip yaylaya giderlerdi, kamyonla çarşıya gidilirdi, kamyonla evlerin yapım eşyaları taşınırdı. Kamyonda bu işler yapılırken şarkılar türküler söylenirdi.
İlk albümün kapak fotoğrafı olarak şak diye koyduk. Bu albümde ise albümün adı "Garmi Doç." İlk albümün kapağı ikinci albümün adı oldu.
Vova Garmi Doç 19 Temmuz'da çıkıyor https://t.co/fEMAJEV6TW
— vova.hemshin (@VHemshin) July 10, 2019
İlk albümden 13 yıl sonra, kadim Hemşin vadilerinde yolculuğunu sürdürüyor Vova. Kaçkarlar’dan, Karanlıkmeşe’den, İnce Xarxan’dan, Bilbilan’a uzanıyor ezgilerin seyahati. pic.twitter.com/wa8EDLBRNh
Albümün kapağı nasıl oluştu?
Hemşin’den beş kadının yaylada yan yana durduğu fotoğraf geldi. O kadınların fotoğraflarını çizim olarak aktardık, birini albüm kapağı yaptık. Oradaki kadınların hepsinin ayrı bir ruhu vardı.
İkinci albüme gelirsek...
Albümde 12 sözlü, dört enstrümantal 16 parça var. Sözlü eserlerin üçü Türkçe, dokuzu Hemşince. Dört sözsüz eserin de ikisi 2009’da yaşamını yitiren kaval üstadı Remzi Tatar’ın Vova Erivan konser kaydıdır. Eserlerin büyük bir kısmı anonim. Sadece Hopa Hemşin değil batı Hemşin (Çayeli-Pazar) bir de Abhazya'daki Hemşinlilerden bir ezgi aldık.
Doğu, batı, kuzey Hemşin. Üç grup Hemşin'den eserler var. Bir eserin sözü, ezgisi bana ait. Bir şarkının da sözleri anonimdir, ezgisi bana ait. Ülkü Akgün Alıcı da grupta sesiyle var. Sevgili Ayşenur Kolivar ve Gönüle Şahin destek veren arkadaşlarımız.
Eserlerin hikayesi var mı?
Açıkcası hikâyesi var mı konusuna girmiyorum. Çünkü çeşitli zamanlardaki dörtlükleri biriktirmişim. Bir eser tek bir hikâye üzerinden bir araya geldi gibi bir durum yok.
Annemden aldığım bir eser var. 2003'tü son İstanbul'a gelişi. Annemle ben varız odada. Ben ezgileri sorarak not ettiğim sırada annem dedi ki, "Bir şarkı da ben söyleyim." Albümdeki o şarkıda annemin orijinal sesi o kaydettiğim sestir. Şarkının adı "Yonmiş."
Neden birçok Karadeniz eserinde olduğu gibi popüler öğeleri yoğun olarak kullanmıyorsunuz?
Biz Hemşin eserleri söylüyoruz. Bir kültürün kaybolması, bir dilin unutulması gibi bir derdimiz var.
Bu bakış açısıyla yola çıkmış birileri olarak gidip çok beğensek de Samsun, Trabzon yöresinden türkü söylemeyiz. O zaman Hemşin ezgisi olmaz bu.
Biz Hemşin kültürüyle ilgili çalışma yapan, bunu da daha çok müzik üzerine yapan bir ekibiz.
Giderek aynılaşan bir toplumdayız. Yani, bırak Hemşince'yi Türkçe bile giderek tek tipleşiyor. Kentler tek tip. Zevkler tek tip. Türkçe'ye bakıyorsunuz, Samsun'lunun Türkçesi ile Konyalının konuşması aynı. Böyle bir dünyada, Hemşin kimliğini var etmenin ve sonraki kuşaklara aktarmanın önemli olduğunu düşünüyorum.
Bizim, albümüzün de Hemşin halkının sesini sözünü duyurmaktan başka derdi yok.
Vova Hemşince'de "kimdir" anlamında
Vova'nın içeriğini anlatır mısınız?
Bizim Vova olarak işlevimimiz kültür çalışması yürütmek, bir halkın müzikal değerlerini, birikimini kazarak çıkarmak, üzerindeki kiri, pası üfleyerek, belki onu biraz cilalayarak solmuş noktalarını yeniliyoruz. Onu bir çerçeve içine sokuyoruz. O zaman sanat eseri olarak görüyor insanlar onu.
Vova, Hemşince'de "kimdir" demek. Hemşince bir isim olsun ve farkındalık yaratsın istedik. Birileri "Vova ne demek?" diye sorunca arkası da geliyor. Hemşin kültürü, dili, müziği ile ilgili bir farkındalık yaratılıyor.
Albümün künyesi Solistler: Hikmet Akçiçek, Ülkü Akgün Alıcı, Ayşenur Kolivar, Gönüle Şahin, Mustafa Biber Mustafa Biber: Klasik-Elektrik Gitar, Lavta, Tenor Recorder |
Vova müzik grubu hakkında Tarihte birçok dil ve kültür yok oldu. Günümüzde birçok dil ve kültür yok olma tehdidi altında. Hemşince de yok olma tehdidi altındaki dillerden biri. Vova, Hikmet Akçiçek'in, ana dili Hemşincenin gün be gün yok olmasından duyduğu kaygı ile çocukluğunda duyduğu anonim Hemşin ezgilerini kayda alma ve bir albüme dönüştürme çabası ile ortaya çıktı. Bu çaba Mustafa Biber ve Ersin Çelik'in de katılımıyla 2005 yılında bir albüme dönüştü. Vova hamşetsu ğhağ albümü dünyada tamamı anonim ezgilerden oluşan ve Hemşince söylenmiş ilk albüm. Vova, konserler veren, albümler çıkaran bir müzik grubundan çok, Hemşin ezgilerini derlemek, kayıt altına almak ve yarınlara ulaştırmak misyonlu bir proje çalışması. '* vova: Hemşince "kimdir" demektir. |
(EMK/AÖ)