Mülkiyeliler Birliği bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Mülkiye İktisadi ve Sosyal Araştırmaları Merkezi (MİSAM), Yuvarlak Masa Toplantıları’nın ilkiyle ilgili raporu yayınlandı.
Bütçe süreci, bütçe hakkı ve 2021 bütçesinin değerlendirildiği Bütçe Çalıştayına Doç. Dr. Nilgün Erdem kolaylaştırıcılığında Doç. Dr. Meltem Kayıran, Prof. Dr. Aziz Konukman ve 24. Dönem Milletvekili, İktisatçı/Plancı Rahmi Aşkın Türeli katılmıştı.
MİSAM’ın yayınladığı raporda, 19 öneri gündeme getirildi. Türkiye toplumunun karşı karşıya olduğu ve 2020’nin Mart ayından itibaren maruz kaldığı Covid-19 salgınının derinleştirdiği iktisadi yapısal sorunların çok boyutlu olduğuna vurgu yapıldı.
"Garanti ödemeleri iptal edilmeli"
Raporda, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile bütçenin demokratik, katılımcı, yasalara uygun bir biçimde yapılmasının olanaksız olduğu belirtildi. Kalkınma planları ve programlarının katılımcı, demokratik ve emekten yana bir çerçevede hazırlanmasının gereğine işaret edilen raporda, kamu-özel işbirliği ile hayata geçirilen projelerin kamulaştırılması ve bu projeler için yapılacak ödemelerin TL’ye dönüştürülmesi ile kriz koşullarında garanti ödemelerinin iptal edilmesi istendi.
İktisadi büyümenin neredeyse tek başına kısa vadeli sermaye girişlerine bağlı hale geldiğine dikkat çekilen raporda, kamu gelirlerinin büyük oranda gelir dağılımını bozucu dolaylı vergilerden oluştuğundan ve bu gelir yapısı iktisadi büyümeye duyarlı olduğundan bütçe dengesinin de istikrarsız olduğu belirtildi. İşgücü piyasasında düşük işgücüne katılım oranlarının ve yüksek kayıt dışılığın hâkim olduğu bir yapının egemen olduğuna vurgu yapılan raporda, işgücüne katılım oranının yüzde 50’ler seviyesi ile oldukça düşük olmasına rağmen işsizlik oranının yüksek olduğu kaydedildi.
İmalat sanayiinin düşük ve orta-düşük teknolojili sektörlerin egemen olduğu bir üretim ve ihracat yapısı ile katma değeri düşük mal ve hizmet ürettiğinin belirtildiği raporda “Türkiye ekonomisinin arz, talep ve bölüşüm dinamiklerinin yarattığı yapısal sorunları derinleştiren uluslararası ve iç siyasal iklim ilave riskler yaratmaktadır. Söz konusu riskler yanlış dış politikadan kaynaklandığı kadar, temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasındaki sınırlamalar, artan otoriterleşme, hukuk devleti ilkesinden uzaklaşma, basın özgürlüğünün gerilemesinden de kaynaklanmaktadır” dendi.
"Gelecek kuşakların hakları sistematik olarak gasp ediliyor"
Türkiye’de bütçe sürecine ilişkin genel eğilimin merkezileşme, denetimsizleşme ve kural dışılaşma kavramlarıyla tarif edilebileceği saptamasına yer verilen raporda, yeni hükümet sisteminin bu eğilimi güçlendirdiği ifade edilerek şu ifadelere yer verildi:
“2021 yılı bütçe sürecinden de açıkça gözlendiği üzere, bütçenin hazırlanması, görüşülmesi ve yasalaşması süreci bürokratik, teknik bir sürece indirgenmiştir. Bununla birlikte sürecin asıl aktörü olan Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bütçe için yetkilendirilen başkanlıklar, kurullar, ofisler yasal dayanaktan yoksundur, görevleri ve diğer kurumlarla ilişkileri belirsizdir.
“Yapısal iktisadi ve siyasi sorunların kimi kamu gelir ve giderlerinin bütçe dışına çıkarılmasına, kamu denetiminden kaçırılmasına yol açtığı açıktır. Bunun en tipik iki örneği Varlık Fonu ve Kamu-Özel İşbirliği projeleridir."
Kamu gelir ve giderlerini bütçe sürecinin dışına taşıyan çok sayıda manipülasyonun önüne geçilmedikçe kural halini alan bütçe hakkının ihlalinin önüne geçilemeyeceği uyarısı yapılan raporda, “Unutmamak gerekir ki Türkiye’nin artarak çoğalan, derinleşen mali ve iktisadi sorunlarının çözümü, emekçi kesimlerin ve gelecek kuşakların haklarının sistematik olarak gasp edildiği, iktisadi ve siyasi krizlerin hükümet etmenin bir parçası kılındığı tüm uygulamalardan vazgeçilmesine bağlıdır” ifadeleri yer aldı.
Raporda alınması gereken önlemler şöyle sıralandı:
- Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile bütçenin demokratik, katılımcı, yasalara uygun bir biçimde yapılmasının olanaklı olmadığı kabul edilmelidir.
- Yapısal sorunların çözümü için gerçekçi hedefleri olan bir kalkınma planına bağlı kalınmalıdır. Bu çerçevede hayata geçirilebilecek yapısal düzenlemeler kamulaştırmaları, servet vergisini, sınıfsal dengelerin yeniden tarif edilmesini, neoliberal bütçe ezberlerinin terkedilmesini, sermaye stoklarının kayda geçirilmesini içermelidir.
- Kalkınma planları ve programları katılımcı, demokratik ve emekten yana bir çerçevede hazırlanmalı ve bütçe ile bu planların bağları yeniden kurulmalıdır.
- Kadınların işgücüne katılımı arttırılmalı, kadınlar için güvenceli iş olanakları yaratılmalı, bakım ve kreş ücretleri devlet tarafından karşılanmalı, ev içi emeğe ödeme yapılmalı ve emeklilik hakkı sağlanmalıdır. Ev dışında ücretli işlerde çalışan kadınların ev içi emek yükleri nedeniyle erken emeklilik ve yıpranma payının telafisi sağlanmalıdır. Bu politikaları ve sonuçlarını izleyebilmek üzere toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme yapılmalıdır.
- Fosil yakıtlara yatırım yapılmasından, nükleer santral projelerinden ve üzerinde toplumsal uzlaşı sağlanamamış mega projelerden vazgeçilmeli, kaynaklar başta sağlık, eğitim olmak üzere kamu hizmetlerine aktarılmalıdır.
- Özel bir şirket ve ikinci bir Hazine gibi çalışan Varlık Fonu’nun faaliyetlerine son verilmelidir.
- Kamu-özel işbirliği ile hayata geçirilen projeler kamulaştırılmalı, bu projeler için yapılacak ödemeler TL’ye dönüştürülmeli ve kriz koşullarında garanti ödemeleri iptal edilmelidir.
- Vergi harcamaları olarak bilinen istisna ve muafiyetler, bu istisna ve muafiyetler koyulurken amaçlanan hedeflere ulaşılıp ulaşılamadığı ve etkinlikleri çerçevesinde gözden geçirilmelidir. Söz konusu muafiyetler öncelikle emekçi sınıflar lehine temel ihtiyaç maddelerine uygulanan vergiler için getirilmelidir.
- Bütçe ile sunulacak belgeler, ilgili tahsislerin ayrıntılarını içerecek raporlar şeklinde olmalıdır.
- Yasal olmayan ödenek üstü harcamanın önünün kesilmesi için mutlaka ek bütçe uygulamasına gidilmeli ve yasanın öngördüğü borçlanma limitinin artırılmasına son verilmelidir.
- Kesin Hesap Yasası teklifine görüşmelerde öncelik verilmelidir ya da mevcut komisyonun bütçe ve kesin hesap olarak iki alt komisyona ayrılarak tekliflerin ayrı komisyonlarda ele alınması sağlanmalıdır.
- Yerel yönetimlere yapılan transferler arttırılmalı, yerel yönetimlerin yatırım olanakları arttırılmalı, özellikle salgın koşullarında hizmetlerin aksamaması için gerektiğinde dış borçlanmaya gidebilmeleri için ihtiyaç duyacakları Hazine garantileri verilmelidir.
- Çiftçiye yönelik transfer harcamaları artırılmalı bu çerçevede tarımsal desteklemelere bütçeden ayrılan pay milli gelirin yüzde 1’inden az olmamalıdır. Çiftçi borçları faizleri silinerek, anapara ödemelerinde indirim sağlanarak taksitlendirilmelidir.
- İşsizlik Sigortası Fonu’nun amacı dışında kullanılmasına son verilmeli, fondan ilgili kanunun amacına aykırı olarak yapılan aktarımların fona iade edilmesi sağlanmalıdır.
- Sosyal yardımlar tek elde toplanmalıdır ve asgari gelir desteği mantığıyla yürütülmelidir.
- Toplum kesimleri gözetilerek bütçe açığı verilebileceği kabul edilmeli, pandemi koşullarında kayıtlı/kayıt dışı yoksullara, ihtiyacı olanlara yapılacak yardımlar bütçe kaynaklarından karşılanmalıdır.
- Sağlık, eğitim başta olmak üzere kamu hizmetlerinin ücretsiz olarak sağlanması için gereken düzenlemeler yapılmalıdır.
- Asgari ücret insani yaşam koşullarını sağlayacak düzeye çıkarılmalı ve vergi dışı tutulmalıdır.
- Salgın nedeniyle ihtiyaç duyanların elektrik, su, doğal gaz ve internet faturaları kamu tarafından karşılanmalıdır.
(HA)