Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, 2021 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile ilgili olarak, "Bu bütçe halkın bütçesi değil, bu bütçe savaşın bütçesi, rantın bütçesi, yandaşın bütçesi ama bir de bu bütçe 'erkek bütçesi'" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Acar-Başaran bütçelemeleri konuşurken bu bütçenin de önceki yıllara benzer bir biçimde cinsiyet eşitliğine duyarlı bir bütçe olmadığının altını çizdi.
"Halkın bütçesi değil"
Acar- Başaran konuşmasında özetle şöyle dedi:
"Bu bütçe halkın bütçesi değil, bu bütçe iktidarın uzun bir süredir yürüttüğü politikalara bağlı olarak savaşın bütçesi, rantın bütçesi, yandaşın bütçesi ama bir de bu bütçe 'erkek bütçesi.' Şimdi, niye 'erkek bütçesi' diyoruz? Tabii ki bazı kadın arkadaşlarımız da buna katılmayabilir çünkü bu zihniyet meselesi, bunu da dönüştüreceğiz hep beraber, rahat olun.
"Biz bütçelemeleri konuşurken aslında bu bütçenin de önceki yıllara benzer bir biçimde cinsiyet eşitliğine duyarlı bir bütçe olmadığının çok farkındayız. Ancak, bu cinsiyet duyarlılığına uygun bir bütçe olmamasına rağmen, kadınların yaşadığı birkaç şeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
"Zaten biz, iktidarın erkek egemen bir bakış açısına sahip olduğunu ve kadınlara -tıpkı Bakanlıkta olduğu gibi- ailenin içerisinde bir rol biçtiğini ve onun dışına çıkan kadınlara sürekli bir biçimde saldırdığını, hedef aldığını çok iyi biliyoruz. İktidarın kadın politikasının temeli, cinsiyetçi emek sömürüsüne dayanıyor, ev içi emek sömürüsü... Şimdi, eğer bir kadın çalışacaksa da mümkün mertebe cinsiyetçiliğe dayalı, o cinsiyet rollerine bağlı olarak evin içerisinde bir çalışma yürütsün, ama toplumsal hayat içerisindeki çalışmalara katılım sağlamasın. Ve bununla beraber, şu anda iktidarın yürüttüğü politikalara göre "sosyal yardım" adı altında kadınlara evin içerisinde hasta ve yaşlı bakımı dayatılıyor ve bunlar da sanki kadınlar istihdama katılmış gibi bir biçimde rakamlara, istatistiklere ekleniyor maalesef.
"Kız çocuklarının eğitimini teşvik eden bütçe olmalı"
"Türkiye'de kadınların yüzde 49'unun ev emekçisi olduğu, 11 milyon 741 kadının ev işleri nedeniyle çalışma hayatına katılmadığı, yine 494 bin kadının ise ev işleri ve bakım hizmetleri nedeniyle ücretli işlerinden ayrıldığı ortaya konulmaktadır yapılan çalışmalarda. Kadınlara sürekli bir biçimde yoksulluk ve güvencesizlik dayatılıyor bu ülkede.
"Bütçenin tartışma ve onay süreci vatandaşların ama özellikle kadınların katılımına açılmalı, herkesin anlayacağı halk dostu bir dil kullanılmalıdır çünkü buradaki vekillerimizin bile çoğu aslında bu bütçede neyin ifade edildiğini anlayamıyoruz. Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin olabilmesi için bütçe sürecindeki tartışmalara kadın örgütlerinin mutlaka dâhil edilmesi gerekir.
"Kız çocuklarının eğitimini teşvik eden politikaların olması ve bunun için özel bir bütçenin ayrılması gerekir. Bakanlıkların ve bağlı oldukları teşkilatların cari transfer giderleri toplumsal cinsiyete duyarlı bir harcamayla gerçekleşmelidir. Ekmeği kazanan erkek etrafında örülmüş sosyal güvence çerçevesini kırmak gerekir."
(AÖ)