Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin Kürtçe edebiyatın en önemli isimlerinden Mehmet Uzun'un adını verdiği kent kütüphanesini ilk gününde çocuklar doldurmuştu.
Onlar raflardaki kitapları indirip hararetle okurken beni gezdiren kütüphane müdürü Gaffur Şen, hem bölgeyle ilgili kaynakları araştırmacıların hizmetine sunmayı hem de Diyarbakırlıların kitapla daha fazla haşır neşir olmasını sağlamayı amaçladıklarını anlatıyordu.
Kent için kütüphane
Güneş Evi, basın merkezi ve bir sanat galerisinin de içinde bulunduğu geniş Sümerpark'ın içinde yer alan kütüphanenin resmi açılışı birkaç gün önce yapılmıştı. Açılışa milletvekilleri Akın Birdal ve Selahattin Demirtaş; İstanbul Kürt Enstitüsü Başkanı Sami Tan, Rusya’dan Kürdolog Dr. Efrasiyaw Hewrami, Hewler Kütüphane Müdürü Zahir Abdullah Xıdır, Kerkük Kütüphane Müdürü Sadiye Bekir Mustafa, Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala'nın yanı sıra araştırmacı yazar Kaya Müştekhan, Mehmed Uzun’un ailesi ve Uzun üzerine kısa süre önce bir kitabı yayınlanan Şeyhmus Diken de katıldı.
Belediye başkanı Osman Baydemir, burada yaptığı konuşmada "Dünyada çok az kent böylesi bir özelliğe ve zenginliğe sahiptir. Böylesi bir mirası sadece kentimiz ve bölgemiz için değil bütün insanlık için muhafaza etmeyi, üzerine bilimsel çalışmalar yaparak bütün insanlara ve özellikle de gelecek kuşaklara aktarmayı bir görev olarak addediyoruz” dedi.
Mehmed Uzun'un ailesinin yanı sıra yazar Vedat Türkali ve Kürt aydın Kaya Müştekhan da kişisel arşivlerini kütüphaneye bağışladı. Özellikle 77 yaşındaki Müştekhan'ın yıllar boyunca Kürt kültürü ve Kürtçe üzerine topladığı kitaplar, dergi arşivleri ve kişisel yazıları kütüphaneye özgün bir değer katıyor.
Dijital kütüphane
Tüm kaynakları dijital ortama aktarmayı amaçladıklarını anlatan Şen, Breille alfabesiyle çalışan bilgisayar ve yazıcıların yanında kurulan özel bir bilgisayar sisteminin görme engellilerin de kütüphaneden yararlanmasını sağlayacağını anlattı.
Yerel gazete ve dergiler de kütüphanede arşivlenecek. Zamanla çevre illerden başlamak üzere kütüphanenin bölgesel kaynakları da derlemesi planlanıyor.
"Diyarbakır'la ilgili kitaplar bir tek burada"
Kütüphanenin ilk günkü ziyaretçilerinden biri de İsmail Akça. Önünde Sperl Kevenbroek'in Kürtler kitabı ve Kürtçe üzerine bir kitap var. "Kürtlerin tarihini okuyorum" diyor Akça, "Diyarbakır'la ilgili kitap olan tek yer burası."
Uzun'un adını ilk kez kütüphaneyle duymuş ama şimdi okumaya kararlı. Aslen Mardin, Midyat'tan gelen Arap kökenli bir ailenin oğlu. 35 yıl önce Diyarbakır'a göçmüşler, Kürtçe'yi az çok konuştuğunu ama ilerletmek istediğini söylüyor. "İki halk, kardeş gibiyiz zaten" diye ekliyor.
Bir yandan da üniversiteye hazırlanan Akça'nın derdi hukuk fakültesine gitmek. "Böylece kendi işimi yapabilirim, devletle uğraşmak zorunda kalmam" diye düşünüyor. Ailesiyse öğretmenlik okumasını istiyormuş; "ne olsa arkasında devlet olur" diye...
"Emeği boşa gitmedi"
Çıkarken karşılaştığım, 13 yaşındaki Mehmet ve Gökhan'sa Uzun'u sorunca "Biliyorum, yazar" cevabını veriyorlar. Onlar ders çalışmaya gelmiş kütüphaneye, "Her gün geliriz, çok güzel burası" diyorlar.
1977'den itibaren İsveç'te yaşayan Uzun'un, Kürtçe, Türkçe ve İsveççe yazdığı kitapları yirmiye yakın dilde yayınlandı. 1981'de Türk vatandaşlığından çıkarıldı ve 1992'ye kadar Türkiye'ye gelemedi. Uzun yıllar İsveç Yazarlar Birliği yönetim kurulu üyeliği yaptı. Ayrıca İsveç Pen Kulübü ve Uluslararası Pen Kulüp'te aktif çalıştı. İsveç ve Dünya Gazeteciler Birliği'nin de üyesiydi.
Uzun, 11 Ekim 2007 günü Diyarbakır'da yaşamını yitirdi.Açılışan katılan Uzun’un eşi Zozan Uzun kütüphaneye ilk geldiğinde oldukça heyecanlandığını; sanki Mehmed Uzun’un kendisini beklediğini hissettiğini söylüyordu. “Sanki onun ruhu kitapların arasındaydı. Bu bizim miladımızıdır. Mehmed Uzun emeğinin boşa gitmediğini gördü.”(EÜ)