Haklı Kadın Platformu, 7 Haziran seçiminde Meclis'e girecek kadın milletvekili adaylarının "Kadınlar İçin Tek Ses" etkinliğinde bir araya getirdi.
Haliç Kongre Merkezi'nde yapılan etkinliğe Adalet ve Kalkınma Partili (AKP) kadınlar katılmadı.
Üç bölüm halinde yapılan panellerde üçer partiden birer milletvekili yer aldı.
Panelin moderatörlüğünü gazeteci İsmail Küçükkaya yaptı. Anadolu Partili kadınlar, kendi kadın milletvekili adaylarına söz verilmemesini protesto ederek salonu terk etmişti. Haklı Kadın Platformu, meclise girmiş ve girecek adayları seçtiklerini söyleyerek konuya açıklık getirdi.
Üçüncü panelin konuşmacıları Halkların Demokratik Partisi'nden (HDP) Hüda Kaya, Cumhuriyet Halk Partisi'nden (CHP) Selina Doğan ve Milliyetçi Halk Partisi'nden (MHP) Senem Kılıç'tı.
Küçükkaya, Hüda Kaya'ya nasıl siyasete girdiğini sordu.
Hüda Kaya: Bir kadın olarak bu sistemde pek çok farklı dilden ve inançtan kadınların ezildiğine şahit olmuş, hayatımızda bunları yaşamış bir kadın olarak gerçek manada kadınların şiddetsiz, istismarcılığa uğramadan, özgür bir yaşam yaşayabilmeleri için böyle bir adım attım. Aktif siyasetten önce de böyle çalışmalarım vardı. Meral Akşener'in başına gelenlerden dolayı, cumhurbaşkanının desteğinden bahsettiniz, ben HDP'li ve Müslüman bir kadın olarak tam da bu haftada kendime yönelik şiddetle ilgili bir parantez açmak istiyorum. Aynı cumhurbaşkanı konuşmasında, "bunların başörtülüsü de bir tuhaf başörtüsüzü de bir tuhaf" diyerek, kadın üzerinde bir nefret söylemi geliştirdi. Bu yüzden seçim çalışmalarında lince maruz kalmaya devam ediyorum, ediyoruz. Analık kutsallık ifade ediyorsa analar evlatlarıyla dillerini özgürce yaşayabilmeli. Anaların önce dili yasak, anaların özgürlüğünü gerçekleştirelim ki kadınlara barış dolu bir yaşamı açalım. Özgür kadın denince batı zihniyetinde bir kadının billboardlarda ne kadar cesurca bir seks sahnesi yer alıyorsa, bizim toplumumuzda akla gelen de kadınların özgür yaşamları, inançları, dilleri için mücadeleleri, Rojava'da, Kobane'deki özgür kadınlardır.
Hüda Kaya yukarıda yaptığı batı-doğu karşılaştırmasında henüz doğu bölümüne geçemeden Küçükkaya, lafını bölerek "Bu sorunlu bir bakış" diye müdahale etti. Kaya lafını tamamladıktan sonra ise Küçükkaya aslında kadınların neden sorunlar yaşadığını açıklamaya çalıştı.
Kaya da buna "Düşüncemi özgürce konuşmaya geldim. Siz erkek bir sunucu olarak devamlı kadın konuşmacılara kürsüden ders verir gibi üstten konuşuyorsunuz." diye yanıtladı. Bu yanıt salonda büyük alkış aldı. Kadınlar Küçükkaya'ya "seni dinlemeye gelmedik" diye tepki gösterdi. "Jin, jiyan, azadi", "kadın, yaşam, özgürlük" sloganı attılar.
Senem Kılıç: Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1934'te kadına seçilme hakkı verildi. Seçme ve seçilme hakkını dünyada ilk alan, kadının önderlik edecek misyon yüklendiği bir gerçeğin bugün yüzyıl geçmeden geldiği noktaya bakıldığında bunu önünüze sergilemek ve sormak istiyorum. Liderlik eden bir kadın profilinden, sondan ikinci olacak konuma geldiğimiz zenginleşirken fakirleştiğimiz gerçeğini bugün tekrar hatırlatmak istiyorum. Kadının tacize, istismara, şiddete maruz bırakılmış, ekonomik gelişmişlikte kayıp olduğu noktada biz siyaset üstü duruş sergileyerek gelecekte nereye geleceğimizi konuşmamız lazım. Üniversite açmakta rekor kırdığımız ama elinde diplomalarla genç işsiz dolu bir ülke olarak bu stok fazlasına istihdam yaratabilmemiz lazım. Biz sadece silahlarla insanların ötekileştirilerek değil, bir neslin umutları çökertilmiş bir kaygıyla yaşamaması gerektiğini düşünüyorum.
Selina Doğan: Ben bugün buraya CHP'nin ısrarla kadın ve genç olmasını istediği 2. bölge 1. sıra milletvekili adayı olarak davet edildim. Seçildiğim takdirde bunu mecliste de devam ettireceğim. Benim bir önerim var; meclis iç tüzüğünde değişiklik yapalım ve sadece kaba sarf edilen sözlerin değil cinsiyet ayrımcı söylemlere de yaptırım uygulanması için bir çalışma yapalım. Bunun önemli bir başlangıç olacağını düşünüyorum. Onun dışında medyaya seslenmek istiyorum. Medyanın eril dili sürekli beslediğini inkar edemeyiz. Taciz olayıyla ilgili çıkan haberler o tacizi besliyor. TV dizileri, basında çıkan fotolar, bütün bunları yeniden inşa etmek gerektiğini düşünüyorum. O anlamda medyada yönetici kadrolarında kadınların olmalı.
Mobbing hem siyaset hem iş dünyasında çok ciddi bir problem. Sadece cinsel taciz değildir mobbing, iş seyahatine gidemeyen kadınlar var. Ve diğer cinsel kimlikler de dahil her türlü cinsel ayrımcılığın önünü kesecek şekilde mobbbingin iş kanununa dahil edilmesini öneriyorum. Bir de tabii ki evdeki eğitimden bahsettik, ben kendimden örnek vermek istiyorum. 18 aylık oğluma bir scooter aldım pembe vardı, mavi yoktu. Eve geldim bırakın eşimi kadın bakıcımız scooterı pembe diye atacaktı neredeyse…Ben anadilde eğitim hakkına değinmek istiyorum. Anne çocuğu ile anadilinde konuşamazsa kendisini de çocuğunu da geliştirmesi mümkün olamayacak. Kültürel haklara da önem verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Hüda Kaya: Önceki konuşmacılarda eğitim vurgusu yapıldı. Milli Eğitim Bakanlığı yönetiminde sadece 7 kadın var. Kadın eli değmediği her yerde tek tipçilik, tek dilcilik devam edecek. Seçim kampanyalarında AKP'nin verdiği çantaların içinde tarihi geçmiş, bayatlamış çay paketleri bulunuyor. Kadınların bunun karşılığında bir de özgürlük istiyorlar. Bu toplumun kadınları mutfağında bayatlamış çaya mahkum edilirken AK sarayda kilosu 4 bin liralık çay kullanılıyor. Kaç partinin kadınları buradayız. Kadınlarla buluşuyoruz, kadına bayatlamış çay ve makarnayı reva gören tek kimlikçi zihniyetler, burada da ekranlarda da kadına konuşma yasağı getirdiler. Kadınlara şimdiden konuşma yasağı getiren zihniyet insanlara nasıl özgürlük anlatabilecek?
Senem Kılıç: Somut öneriler dedik, kadın cinayetleri ve şiddetin son bulması için yasal anlamda caydırıcı önlemler en üste çıkartılmalı, ve bu konu eğer gündemde caydırıcı şekilde tutulmazsa gazetelerin mor sayfalarında bir kadın daha tacize uğradı diyerek normalleşebilir. Girişimlik adı altında neden kadınlar sadece meslek edindirmede kendilerine sunulan ev işlerine mahkum ediliyor.
Selina Doğan: Hakim, kolluk kuvvetleri ve hekimlere kadın mağduriyetlerine karşı eğitim verilmeli.
Hüda Kaya: Biz kadınların sesi olacağız. Tekstilde çalışan, öğrenci, şiddete uğrayan ve son zamanlarda sık karşılaştığımız annesi ve anneannesinin Alevi, Ermeni olduğunu fark eden kadınların sesinin gürleşmesi için de sesimiz daha yüksek çıkacak. (NV)