20-30 yaş arası Maltalı gençlerin en büyük kaygısı iş ve para. Ama bu beklentiler Maltalı gençlerin karmaşık yapısının sadece bir kısmını temsil ediyor. Endişelerinin arasında insan ilişkileri, ebeveynliğin önemi, göç ve eğitim de var.
Eleanor Mifsud, 28 yaşında, bir yazılım şirketinde çalışıyor
Eleanor işten ayrılmayı planlıyor. Ayda 1,100 Avro maaş alıyor ama daha özgür bir hayat istiyor.
"Dinlenmeye pek vaktim olmuyor. Bu yüzden işten ayrılacağım. Zaman paradan daha değerli, hayatımı düzenlemek için acele etmeliyim. Fazla ilgi alanım yok, fotoğrafla ilgileniyorum, seyahat etmeyi, kitap okumayı ve ukulele çalmayı seviyorum. 8-5 rutininden kurtulunca bu heveslerim yok olacak, eminim..."
Bir işe sahip olması önemli mi sorusuna da benzer cevaplar veriyor.
"Yeni bir ev ya da araba almak için bir iş ya da en azından düzenli bir gelir olması çok önemli. Bunlara gerek duymadan, basit bir hayat yaşıyorsan, çocuğun da yoksa hayal gücünü kullanabilir ve sabit bir işin olmadan da yaşayabilirsin."
Eleanor, La Valette'de bir ev kiralamış. Gençlerin çoğunun aksine, evi bir arkadaşıyla paylaşıyor. Gündemi internetten izliyor. Artan vergiler ve faturaların siyasi gündemin başında yer aldığını düşünüyor.
Malta'ya yasadışı giriş yapan göçmenlerle karşı oluşan tavırla ilgili ise şunları söylüyor:
"Sorunlardan biri de yasadışı göç. Yardıma ihtiyacı olanlar siyah olduğunda Maltalıların vicdanı kayboluyor. Adanın her yerinde bir o kadar beyaz göçmen yaşarken, siyahların kamplarda ya da tutukevlerinde alıkonulduğunu fark etseler!"
"Maltalıların iklim değişikliğine de duyarsız kaldığını düşünüyorum. Bence bu ilgilenilmesi gereken en önemli sorun."
Peki gelecekten ne bekliyor? "Tek dileğim sağlıklı ve mutlu olmak ve mümkün olduğu kadar seyahat etmek. İnsanların çeşitliliğin içindeki güzelliği görmesini ve asıl ihtiyacımız olanın para değil, aile ve arkadaşlar olduğunun bilincine varmasını istiyorum."
Lara Cutajar, 23 yaşında, moda tasarımcısı.
Lara yurtdışında kariyer yapmayı hayal eden bir moda tasarımcısı. Bir atölyede çalışıyor, giyim ve makyaj kurslarına gidiyor. Yaptığı işten memnun ama yurtdışındaki olanakları da görmek için seyahat etmek istiyor. "Malta küçük bir ada olduğu için olanaklar sınırlı" diyor Maltalı gençlerin çoğunun söylediği gibi.
"İnsanlarla tanışmayı seviyorum. Genellikle hafta sonları dışarı çıkıyorum ve 'lounge' barlara gidiyorum."
Kendi yaşındaki birçok genç kadın gibi alışveriş yapmayı, fotoğraf çektirmeyi seviyor. Boş vakitlerinde ise kıyafet ve aksesuar çizimi yapıyor ve gelecek projeleri üzerinde çalışıyor. Gazete okuma alışkanlığı yok, ama gündemi internetten takip ediyor.
Kenneth Zahara, 23 yaşında, Malta'da bir işletmenin mutfak şefi.
Kenneth işinden coşkuyla bahsediyor ve bu mesleği dedesinden devraldığını söylüyor.
"Mutfağı seviyorum, ama bu işin dezavantajı çok uzun süre ve zor saatlerde çalışmanız. Bazen tatiliniz bile olmuyor."
1200 Avro olan aylık maaşı faturalarını ödemeye yetiyor, ama yaptığı fazla mesai için yeterli olmadığını ve maaşının büyük kısmını vergilere harcadığını söylüyor.
"Eğer aile kurmak istiyorsan, para biriktirmen gerekiyor."
Boş zamanlarında, kız arkadaşı Kathleen'in sahip olduğu ve gelecekte birlikte yaşayacakları evde tadilat yapıyor. Altı senedir birlikteler va ikisi de hala aileleriyle yaşıyor.
Kız arkadaşıyla evlenmeden aynı eve çıkmayı düşünüyor mu?
"Aynı evde yaşamak zorunda değiliz. Zaten birbirimize çok yakın oturuyoruz ve birbirimizin evinde istediğimiz kadar vakit geçirebiliyoruz. Ailelerimiz bile birlikte uyumamıza alıştı."
Kenneth'in hobisi avlanmak. Hükümetin Avrupa Birliği'nin baskılarıyla avlanmayı yasaklamasına öfkeli.
"Bir sürü avcı arkadaşım var, bu karar hepimizi çökertti. Kendimizi politikacıların ihanetine uğramış hissediyoruz. Bize bazı imtiyazlar tanıyacaklarına söz vermişlerdi. Kandırdılar," diyor omuzlarını silkerek.
"Ekim - ocak arası avlanabiliyoruz... Bunun dışında kesinlikle yasak."
Av sorunu, Avrupa'nın Malta'ya en başından beri tepki gösterdiği bir sorun. Yaygınlığı nedeniyle av konusu siyasette hassas bir konu olarak ele alınıyor. Avcıların oyları konuyla ilgili oylamada etkili olmalıydı ama 2008'den beri hiçbir şey değişmedi.
Lobileri yine de çok aktif, ve avcıların "ikinci sınıf Avrupa vatandaşı muamelesi gördüğünü" savunuyorlar.
Petra Zammit, 22 yaşında, ev kadını ve şarkıcı.
Petra üç yaşında çocuğu olan bekar bir anne. Oğlunun babası Nijeryalı ve Malta'dan çok uzakta yaşıyor. Çocuğu babasıyla hiç tanışmamış, ama Petra bu konuda kendi anne-babasına güveniyor.
Aile ödeneklerinden ve devletin sosyal yardımlarından yararlanıyor ve özel davetlerde şarkıcılık yaparak ay sonunu getirmeye çalışıyor.
"Genelde iki yakanı biraraya getirmek zor. Ailem destek verdiği için şanslıyım, annem de babam da çalışıyor. Hayatım oğlum üzerine kurulu. Şarkı söylemek ve müzik sonra gelir. Yurtdışına gidebilmek isterim, orada kariyer için daha çok olanak var."
Petra büyük bir şirketle albüm anlaşması yapma hayaliyle şan dersleri alıyor.
Karl Muscat, 26 yaşında programcı; Charlene Muscat, 26, muhasebeci.
Lisede tanışmışlar ve dokuz yıl çıkmışlar. Bu sene evlenmeye karar vermişler ve güzel bir semt olan Bahrija'da üç odalı bir ev satın almışlar.
İkisi de kendi alanlarında uzmanlar ve Malta Üniversitesi'nden mezun olmuşlar, iyi maaşlı işlerde çalışıyorlar. İkisi toplam 3,800 Avro civarında para kazanıyorlar, ki bu ülke ortalaması için iyi bir aylık gelir.
Bu nedenle de devletin konut kredisinden yararlanamıyorlar. Karl ve Charlene'in aileleri ilişkileri boyunca onları çok desteklemiş.
Ülkenin en önemli sorununun bütçe açığı olduğunu söylüyorlar; Maltalıların düşük alım gücü ve yüksek hayat standartlarını empoze eden ihtiyaçların ikiye katlanması da bunu gösteriyor.
Daniel, 30 yaşında; Fabienne, 28 yaşında.
Daniel ailesinin şirketinde çalışıyor, bir futbol kulübünde bar işletiyor. Fabienne ise bir iletişim şirketinde yarı zamanlı çalışıyor ve estetisyen olmak için eğitimine devam ediyor.
Daniel ve Fabienne çocukluklarından beri beraberler. Beş senedir evliler ve dört çocukları var (7, 4, 2 yaşında ve sonuncusu da 8 aylık). Yeni aldıkları evlerine taşınana kadar, ailelerinin evinin hemen arkasında bir dairede oturuyorlar.
Hayatlarını çocuklarının ihtiyaçlarına göre düzenliyorlar ve gelirlerinin büyük bir kısmı bebek bezi, mama, ilaç ve diğer ihtiyaçlara gidiyor. Devletten aile yardımı ödeneği alıyorlar ama devletin konut kredisinden hiç yararlanmamışlar.
Ailelerine verdikleri destek için minnettarlar; aile değerlerine önem veriyorlar, kürtajı ahlak dışı buluyorlar. Boşanma konusunda tereddütleri var. Malta'da boşanmak hala yasak. Göç konusunu sorunca, duraksıyorlar.
İlk önce Fabienne konuşuyor: "Ben Marsa'da, kampın yakınında çalışıyorum. Bazen, özellikle de konuşmak için sizi durdurduklarında açıkçası korkuyorum."
Daniel'in bu konuda daha keskin bir tavrı var. "Malta tüm bu insanlara yardım edemez..." diyor ve ekliyor:
"Biz ırkçı değiliz."(GC)
* İngilizceden Fransızcaya Marie Bossaer, Fransızcadan Türkçeye Çiçek Tahaoğlu çevirdi.