Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İstanbul Tabip Odası (İTO), Sağlık Bakanlığı’nın başvurusu üzerine İTO organlarının görevlerine son verilmesi talebiyle açılan davaya karşı basın toplantısı düzenledi.
İstanbul Tabip Odası’nda basın toplantısına İTO Yönetim Kurulu Dr. İncilay Erdoğan, TTB Merkez Konsey Üyesi Prof. Dr. M. Taner Gören, İTO Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez, TTB Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, İTO Genel Sekreteri Dr. Samet Mengüç konuşmacıydı.
Toplantıya Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekili Celal Doğan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclisi üyesi Dr. Hüsnü Süslü’nün de aralarında olduğu siyasetçiler ile Eczacılar Odası, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Sağlık ve sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Diş Hekimleri Odası, Diyarbakır Tabip Odası gibi çok sayıda meslek örgütünden temsilciler katıldı.
İTO Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez’in 4 Eylül’deki İstanbul Barış Mitingi’ne çağrı toplantısındaki röportajında söylediği sözleri üzerine “örgüt üyeliği” suçlamasıyla savcılık soruşturması açılmıştı. Erez’in “sözlerine kayıtsız kaldıkları” ve “amaç dışı faaliyet” gerekçesiyle İTO yönetim ve onur kurulunun görevden alınması nedeniyle dava açıldı.
Açıklamalarda dava ve soruşturmalara tepki gösterildi. Savaşta toplum sağlığından bahsedilemeyeceği ve sağlıkçılar olarak barış talebini dile getirmede kararlı olduklarını belirttiler.
Tükel: Kayyum niyeti
Raşit Tükel, 15 Temmuz sonrası üyelerine yönelik ihraç ve baskıların kurumsal düzeyde baskıya dönüşmeye başladığını söyledi.
TTB ve İTO olarak 1985’te idam cezasının kaldırılması için mücadelelerinde, 2000’de ölüm oruçları süresindeki açıklamalarında ve 2014’te Gezi direnişinde hekimlik mesleğini yapmalarından dolayı davalar açıldığını hatırlattı.
“Şimdi de barışı talep etmek suçlanma nedeni oldu. Sağlık Bakanlığı’nın İTO yönetiminin görevden el çektirilmesini talep etmesinin arkasındaki niyet, yönetimin kayyumla devre dışı kalmasını istemek.
“Sağlık Bakanlığı ülkenin sağlığı ile ilgili uygulamaları hayata geçirmesi gerekirken o alandaki meslek örgütünü devre dışı bırakmayı kendine görev görebiliyor.
“Sağlıklı olabilmek için barış içinde yaşayabilmeniz, gerekiyor. Bu ortamın sağlanması için çaba içindeyiz.”
İncilay Erdoğan da “Mesleğimizin binlerce yıllık ahlakına, barış, demokrasi ve özgürlükten yana olan inanç ve mücadelesine kayyum atayamazsınız” dedi.
Erez: Bakanlık ne yapmak istiyor?
“İnsan olmanın gereği savaşa, savaşlara karşı durmaktır. Bugün hem içte hem de dışta savaşın bahis konusu olduğu bir ülke ortamında barış talebimizi ortak, güçlü ve en geniş kamuoyuna duyurulacak şekilde dile getirmemiz, büyük, hayati önem taşıyor. Bu amaçla 4 Eylül günü İstanbul’da ortak, kitlesel bir buluşma, miting gerçekleştireceğiz. Kürt sorununda; ölüm, kan ve gözyaşı dışında bir sonuç üretmeyen savaş/şiddet odaklı politikaların derhal terk edilmesini, barışçıl ve demokratik yollarla çözüm için gerekli adımların acilen atılmasını istiyoruz.”
İTO Başkanı hakkında açılan soruşturmanın ve İTO’ya yönelik davanın gerekçesi bu sözler.
Erez, Sağlık Bakanlığı’nın şikayetinde “Selçuk Erez ve İTO Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekasını ve vatandaşlarını korumak için aldığı her tedbire karşı iken PKK terörü karşısında hiçbir fikirleri ve itirazları yok” dediğini söyledi.
Bunun “akıl almaz” olduğunu belirten Erez, Cumhuriyet Gazetesi’ndeki köşesinde farklı tarihlerde yazdığı yazılardan örnekler verdi.
“Bu silahlı çatışma sadece insanların ölmesine yol açmıyor, aynı zamanda ülkemizi de bölüyor. Kaçınılmaz alın yazısı mıdır bu? Ülkede sağlıklı insan, yıkılmamış bina kaldıkça sürecek midir bu felaket? Yaşamdan yanaysak ve ülkenin bölünmez bütünlüğünü amaçlıyorsak demagoji değil çözüm üretmeliyiz.” (Cumhuriyet / 15 Eylül 2016)
Soruşturmaya neden olan röportajdaki cevaplarına “ülkenin bölünmez bütünlüğünden yana olduğunu söyleyerek başladığını” belirtti.
“Vatandaşların ölmemesi, korunması, ülkenin bütünlüğünü sürdürmek için çare düşünmek Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekası için aldığı her tedbire karşı olmak mı demektir? Bakanlık Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekası ve vatandaşları korumak için verdiğimiz tedbirlere karşı ne yapmak istiyor?”
Sağlık Bakanlığı’na davet
Samet Mengüç’ün okuduğu İTO ve TTB adına yapılan ortak açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi, Sağlık Bakanlığı’nın iddialarını kabul edip, binlerce hekimin oyu ile seçilen yönetim kurulu ve onur kurulumuzun görevine son verirse, bu görevi seçimlere kadar yürütecek 5 kişiyi de belirleyerek tarihsel bir hataya imza atacak; diğer bir deyişle, son günlerin en sık duyulan ifadesiyle, hukuken olmasa bile, İstanbul Tabip Odası’nın seçilmiş kurullarına fiilen ‘kayyum’ ataması yapmış olacak.
“Savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğunu, en temel insan hakkı olan yaşam hakkına yönelik en büyük tehdit olduğunu, savaş ve çatışma ortamlarında toplum sağlığından bahsedemeyeceğimizi güçlü bir biçimde ifade etmekten bir adım geri durmayacağız.”
“Sağlık Bakanlığı’nın, evrensel sağlık ve hekimlik ilkelerine, sağlığın, yaşamın korunması hakkına ‘amaç dışı faaliyet’ adını verip seçilmiş organları demokratiklik esasına aykırı olarak görevden aldırmaya çalışması kabul edilemez. Sağlık Bakanlığı’nı bu antidemokratik müdahalelerini geri çekmeye, toplum sağlığını korumaya, yaşam hakkını öncelemeye, hekimlerin ayrım yapmadan bütün insanlara insanca sağlık hizmeti verebilecekleri çalışma koşullarını ve barış ortamını sağlamak için çaba göstermeye davet ediyoruz.” (BK)
* Açıklamanın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
* Fotoğraf: İTO