Haberin İngilizcesi için tıklayın
* Fotoğraf: Beyza Kural
Sağlık Bakanlığı'nın Gezi direnişi sırasında sağlık hizmeti veren doktorlarla ilgili açtığı dava bugün sonuçlandı.
İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu, Onur Kurulu ve Denetleme Kurulu’nun görevden alınması talebiyle açılan davayı reddetti.
Doktorların avukatı Meriç Eyüboğlu bianet’e yaptığı açıklamada, bu davayla Gezi hekimliğimim yargılandığını, Sağlık Bakanlığının meslek odalarına açtığı bu tür birçok davayla denetim kurmaya ve baskı yapmaya çalıştığını belirtti.
Bakanlık, “seçilmiş kurulların” görevden alınmasını istedi
Eyüboğlu, doktorların hangi sebeple mahkeme önünde olduğunu şöyle anlattı:
“Gezi eylemleri sonrasında açılan davanın nihayet sonuna geldik. Dava birkaç yönüyle önemliydi. Bunlardan ilki, Gezi hekimliğinin yargılanıyor olmasıydı. Çünkü dava konusu sadece sağlık hizmeti sunmak değil, ‘Gezi eylemleri döneminde sağlık hizmeti sunmak’tı.
“İstanbul Tabip Odası’na, Gezi eylemleri döneminde, ‘sadece bakanlığın yerine getirebileceği hizmeti, amaç dışı faaliyette bulunarak uyguladığı ileri sürülerek’ dava açılmıştı ve o dönemki (2012-2014) tüm seçilmiş kurullarının görevlerine son verilmesi talep ediliyordu.
“Hekimin müdahalesi, etik ilkeler ve hukuk açısından zorunlu”
Meriç Eyüboğlu, meslek örgütünün seçimleri iki yılda bir yapıldığından o tarihten bu yana seçilmiş kurulların zaten değiştiğini, ancak yargılamanın hiçbir aşamasında bunu gündeme getirmediklerini anlattı:
“Çünkü hem iç hukuk hem Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmeler hem de sağlık mevzuatı, hekimlerin yaralı gördüğü durumda, sağlık hizmeti sunmasını, mesleki değerler, etik ilkeler ve evrensel hukuk açısından zorunlu kılıyor.
“Sağlık bakanlığının iddiasının aksine, bırakın hekimleri normal vatandaşların bile sokakta bir yaralı görüp müdahale etmemesi Türk Ceza Kanunu’nda ‘suç’ olarak düzenlenmiş durumda.”
“Sağlık Bakanlığı, Gezi eylemlerinde sorumluluğunu yerine getirmedi”
Avukat Eyüboğlu, aksine bakanlığın kendi görevini yerine getirmediğini ifade etti:
“Sağlık Bakanlığı Gezi eylemleri döneminde üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmedi, sağlık hizmeti sunmadı, yeterince ambulans ve sağlık çalışanı görevlendirmedi.
“Dahası, kendi hastanelerine, kamu kurum ve kuruluşlarına gönderdiği yazılarla eylemlerde yaralanıp hastaneye başvuranların ayrı şekilde kaydedilmesini ve kendine iletilmesini istedi. Bu nedenle de insanlar sağlık kuruluşlarına başvurmaktan imtina ettiler.
“Pek çoğumuzun hafızalarında tazedir, gönüllü sağlık çalışanları sadece Gezi Parkı çadırlarında değil, sokaklarda, apartman girişlerinde, cami içinde akla gelebilecek her yerde acil sağlık hizmeti sundular. Hepimiz biliyoruz ki onlar olmasaydı çok daha fazla kişi yaralanabilir, daha fazla kişi hayatını kaybedebilirdi.
“Sağlık Bakanlığının görevini yapmadığı, sadece tanık ifadelerinde ve hafızalarımızda değil, Türk Tabipleri Birliği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’na yapılan başvurular, oluşturulan bilimsel raporlarda yer alıyor. Ayrıca Uluslararası Af Örgütü de hak ihlalleri ve sağlık hizmetine erişimi kapsayan bir rapor açıklamıştı.
“Ayrıca, elimizde Bakanlığın o dönem kaç ambulans görevlendirdiğine, kaç kişinin o dönem sağlık kurumlarına başvurduğuna, kaç kişinin Türk Tabipleri Birliği ve gönüllülere başvurduğunu gösteren veriler de var. Tüm bunları mahkemeyle de paylaştık.”
Bakanlıktan meslek örgütlerine dava üstüne dava
Bu davanın meslek örgütlerine bakanlık şikayetiyle açılan birçok davadan biri olduğunu da belirten Eyüboğlu, şu bilgileri verdi:
“Bizim açımızdan davanın esası, ihtiyacı olan herkese ve tabii ki Gezi eylemcilerine de acil sağlık hizmeti sunmanın hem hekimlik görevinin bir parçası olduğunu anlatmak hem de o dönemde bu hizmeti Sağlık Bakanlığı sunmadığı için bunun kaçınılmaz olarak yerine getirildiğini ortaya koymaktı.
“Sağlık Bakanlığı, Eczacılar Odasına, Diş Hekimliği Odasına, İstanbul’un yanı sıra Ankara ve Hatay tabip odalarına da birçok benzer dava açtı. bakanlık bu davalarla meslek örgütleri üzerinde denetim ve baskı kurmaya çalışıyor.
“Bizim için davanın reddedilmesi yeterli değil, gerekçesi de önemli. Bu nedenle de duruşmalarda esasa ilişkin tartışma yürüttük, seçilmiş kurulların değişmesinden bahsetmedik. Buna uygun gerekçeli bir kararla da bakanlığın, her vesileyle meslek örgütlerine fütursuzca dava açmaktan vazgeçeceğini düşünüyoruz.”
Mahkemenin ret kararının gerekçesi önümüzdeki günlerde açıklanacak.
Bakanlığın “barış talebine” açtığı ikinci dava sürüyor
Sağlık Bakanlığı, Gezi direnişinde yaralılara acil sağlık yardımı yapılmasını “izinsiz sağlık hizmeti” olarak tanımlamıştı. Bakanlığın avukatları, İstanbul Tabip Odası’nı “amacı dışında faaliyetlerde bulunmakla” itham ederek dönemin (2012-2014) Yönetim Kurulu ve Onur Kurulu üyelerinin görevden alınmasını talep etmişti.
Avukat Meriç Eyüboğlu, yine Sağlık Bakanlığının, İstanbul Tabip Odasının seçilmiş kurullarının görevden alınması talebiyle açtığı ikinci davanın ise sürdüğünü söyledi.
İkinci davanın gerekçesi ise İstanbul Tabip Odası Başkanı Selçuk Erez’in, 4 Eylül 2016’daki Barış Mitingi'ne davet için yaptıkları açıklamada “Kürt sorunu barış ve müzakere yoluyla çözülmeli” demesiydi. (AS)