* Duruşma sonrasında mağdur aileler ve avukatları adliye önünde fotoğraf çektirdi.
Haberin Kürtçesi için tıklayın
Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde 24 yıl önce 11 kişinin zorla kaybedilmesine dair davanın 11. duruşması bugün Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Davanın tek sanığı, tutuksuz yargılanan emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk’ün avukatlarının, dava dosyasının askeri mahkemeye gönderilmesi talebine karşı, mağdur avukatlarından Erkan Şenses’in itiraz dilekçesi mahkeme sunuldu.
Ertürk’ün avukatları bu talebi, 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu’nda yer alan “valiliğin çağrısıyla düzenlenen operasyon esnasında işlenen suçların askeri mahkemede yargılanacağı” ibaresine dayandırdı. Savcı da mütalaasında, talebin kabul edilmesini ifade etmişti.
Avukat Şenses ise bianet’e yaptığı açıklamada, Ertürk’ün Kulp’ta düzenlediği operasyonunun Genelkurmay emriyle yapıldığını daha önce kendilerinin de mahkemede söylediğini, ayrıca “11 kişinin öldürülmesi suçunun görev kapsamında sayılamayacağını” belirtti.
Mahkeme de Genelkurmay Başkanlığı’na yazı yazılarak, operasyonunu kimin emriyle yapıldığının sorulmasına karar vererek, gelecek cevabın beklenmesine hükmetti. Mahkeme, Genelkurmay’dan gelecek yanıta göre, 25 Nisan 2017’degörülecek bir sonraki duruşmada dosyanın nakledilip nakledilmeyeceğine karar verecek.
Savcı: Askeri suç sayılır
Savcı, 31 Ekim 2016 tarihli duruşmadaki mütalaasında şu görüşleri dile getirmişti:
“Yapılan yargılama ve toplanana delillere göre, sanığa müsnet suçtan 14 Temmuz 2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 6722 Sayılı Kanun’un 12. maddesinin açık hükmü gereği, askeri suçlardan sayılması sebebiyle görev hususunda kamu düzenine ilişkin olduğundan, yargılamanın askeri mahkemede yapılması gerektiği, bu sebeple Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 3/1, 4/1 maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verilerek dosyanın yetkili ve görevli askeri mahkemeye göndeirlmesi talep olunur.”
“11 insanı öldürmek görev kapsamında değil”
Avukat Erkan Şenses’in mahkemeye sunduğu itiraz dilekçesinde, savcının atıf yaptığı 6722 Sayılı Kanun’un 12. Maddesinin, 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu’na eklenen 11. madde olduğu ifade edildi:
“Bu maddede ise anılan suçların, askeri mahkemede yargılama konusu yapılacağına dair hiçbir hüküm bulunmuyor.”
Eklenen 11 madde şöyle: “Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin bu fıkra kapsamındaki faaliyetleri askerlik hizmet ve görevlerinden, bu faaliyetler sebebiyle işlendiği iddia edilen suçlar ise askeri suç sayılır.”
Avukat Şenses ise dilekçesinde, talebe şu itirazda bulundu:
“Operasyona çıkan bir birliğin iddianameye konu fiili, yani 11 insanı öldürdüğü iddiası görev kapsamında değildir. Dolayısıyla askeri suç sayılamaz. Aksinin kabulü halinde askerlerin sivil mahkemelerde yargılanması imkansız hale gelecektir.”
Ertürk: Genelkurmay emriyle yaptık
Avukat Şenses ayrıca, 22 Ekim 1993’teki operasyonun, sanık Ertürk’ün de 3 Temmuz 2014’teki duruşmada belirttiği gibi Genelkurmay emriyle yapıldığının sabit olduğunu yazdı.
Ertürk, duruşmada operasyonu yönettiği birlikle ilgili şunları söylemişti:
“Genelkurmay Başkanlığının emriyle Bolu Komando Tugayı olağanüstü hal bölgesinde iç güvenlik harekatında OHAL Valiliği emrinde görev yapmak üzere görevlendirilmiş bir birliktir.”
İtiraz dilekçesi “cezasızlık” vurgusu
Şenses, ayrıca, dosyanın neden askeri mahkemeye gönderilemeyeceği ile ilgili şunları belirtti:
“24 yıldır devam eden ve zamanaşımının dolması yakın olan bir ceza davasında usul kurallarının değiştirilerek dava dosyasının askeri mahkemeye gönderilmek istenmesi, devletin yaşam hakkı ihlallerini etkili soruşturma ödevinin de ihlali sonucunu doğurur.
“Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde (AİHS) güvence altına alınan yaşam hakkının usuli korunması anlamındaki etkili soruşturma, devlete bir ölüm olayını çevreleyen koşulların kapsamlı, tarafsız ve dikkatli bir şekilde incelenmesi sorumluluğu yükler.
“AİHS’in 13. maddesi, yaşam hakkının ihlal edenlerin tespit edilerek cezalandırılmasına yönelik derin ve etkili araştırmalar yapılmasını şart koşar.
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında, bu eksikliklerin cezasızlığa yol açtığı, cezasızlığın başkaca ihlalleri mümkün kılacağı ifade edilir.”
1993 yılı 8-25 Ekim tarihleri arasında Diyarbakır’ın Kulp ilçesi ve Muş kırsalında düzenlenen askeri operasyon esnasında alıkonulan 11 köylüden bir daha haber alınamadı.
Bolu 2. Komando Tugayı Komutanı emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk, hazırlanan 11 Ekim 2013 tarihli iddianameyle “birden fazla kişiyi aynı sebeple öldürmek, halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik, cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturmak” suçlarından yargılanıyor. (AS)
Kulp davasının geçmişi, 8 Ekim -25 Ekim 1993 arasında Kulp’ta neler yaşandığına, gözaltına kaybedilen 11 kişi hakkında bilgiye, AİHM kararına buradan ulaşabilirsiniz.