"Şu an Ankara'da iki tecavüzcü elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Aramızdalar. Hiç birimiz güvende değiliz."
FeministBiz'den kadınlar, Ankara'da bir kadını kaçırıp tecavüz eden ve yedi aylık tutukluluğun ardından "mağdurun ruh sağlığının bozulup bozulmadığına dair Adli Tıp Kurumu Raporunun gecikeceği" bahanesiyle serbest bırakılan iki sanığın bugünkü duruşmada da tutuklanmamasına tepki gösterdi.
Tecavüz suçu sabit
FeministBiz üyeleri, davada tecavüz suçunun "sabit", mağdurun ruh sağlığının bozulduğuna dair üniversite hastanelerinden alınmış raporların mevcut olduğunu vurguladılar.
"İstanbul Adli Tıp Kurumundan gelecek rapor, kadın arkadaşımızın tecavüze uğradığı gerçeğini değiştirmeyecek, yalnızca kadının uğradığı tecavüz neticesinde ruhsal sağlığının bozulup bozulmadığını değerlendirecek. Ruh sağlığı bozulmuşsa tecavüzcüler en az 10 yıl, bozulmamış ise en az 7 yıl ceza alacak" diyen kadınlar, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını eleştirirken, mahkeme heyetinin tutumunun yerleşik erkek egemen sistemle ilişkisine de atıfta bulundular:
"Bu dava diğer tecavüz davalarından aslında çok da farklı değil, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi heyetindeki kadın üyeler de, tecavüzcülerin kadın avukatı da, maalesef erkek egemen sistemden azade değil. Erkek egemen sistem her gün bizi tecavüze maruz bırakıyor. Her gün yeni bir haberle, yeni bir yorumla tekrar tekrar tecavüze uğruyoruz!
Orhan Çeker diyor ki, dekolte giymişseniz ve tecavüze uğramışsanız siz suçlusunuz! Aliye Kavaf diyor ki, dekolte giyen kadın tacize uğruyorsa suçludur, ama tek sebep dekolte değildir! Yargıtay diyor ki, tecavüzcüye çok ceza verdin, indirim yap! Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti diyor ki; 13 yaşındaki N.Ç. 27 erkeğin tecavüzünü istese engelleyebilirdi! İstanbul Adli Tıp Kurumu diyor ki; 14 yaşında iken Hüseyin Üzmez'in tecavüzüne uğrasan da ruhen sağlıklısın!
Ve bugün, Sincan Davasında tecavüzcüler mahkeme başkanının karşı oyuna rağmen oyçokluğu ile tutuklanmıyor. Ankara'da iki tecavüzcü elini kolunu sallayarak dolaşıyor.
Her gün kadın cinayetlerine kurban gidiyoruz. Her gün evde, sokakta, işyerinde tacize tecavüze maruz bırakılıyoruz. Devlet bizi değil katilleri, tecavüzcüleri koruyor. Madem bu ülkede tecavüzcüler mağdur sayılıyor, madem bu ülkede yargı erkekten yana, madem bu ülkede 13 yaşındaki bir çocuğa toplu tecavüz olağan sayılıyor, madem bu ülkede kadınlar her daim suçlu, madem bu ülkede tecavüzcüler serbest kalıyor, öyleyse bizi tutuklayın!!!"
Ne olmuştu?
19 Mart 2010'da Ankara'nın merkezinde, saat 20:00 sularında ODTÜ'lü bir kadın öğrenciyi iki erkek kaçırmış ve tecavüz etmişti. Tecavüzcüler olayın ertesinde tutuklanmış ve yedi ay süreyle tutuklu yargılanmıştı.
İki kadın ve bir erkek üyeden oluşan Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Ekim 2010'da, tecavüz suçunun işlendiği tüm delillerle sabit iken, kadının ruh sağlığının bozulduğuna dair raporun Adli Tıp Kurumundan geç geleceğini gerekçe göstererek, tecavüzcülerin tutuksuz yargılanmasına karar vermişti. O sırada İstanbul Adli Tıp Kurumundan randevu tarihi bile alınmamıştı.
Karar alındığında dosyada kadının darp ve cebire uğradığını gösteren Adli Tıp raporu, tecavüzcülerin cinsel ilişkiye girmediklerini beyan etmelerine rağmen tecavüzcülere ait sperm örnekleri mevcuttu. Ayrıca kadının tecavüz sonucunda ruh sağlığının bozulduğuna dair Numune Hastanesi'nden, Ankara ve Gazi Üniversitesi hastanelerinden alınmış raporlar da mevcuttu. (BB)
* FeministBiz'in yaptığı basın açıklamasının tam metnine ulaşmak için tıklayın.