Görsel: Alex Shadyuk, haberde konuşan kişilein gerçek isimlerini güvenlik sorunları nedeniyle kullanmadık.
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Çok eski değil Haziran’da Onur Ayı’nda “LGBTİ+denizciler vardır” etiketiyle sosyal medyada görünürlüklerini, var oluşlarını hatırlattılar. Şöyle dediler:
"LGBTİ+’ları düşmanlaştırma çabalarına karşı gemideyiz, limandayız, sokaktayız…dönmeyiz, buradayız! Tüm LGBTİ+’ların onur ayı kutlu olsun..."
Transpasifik, Atlantik, Deniz, Marine Spice…
Uçsuz bucaksız denizleri aşan, okyanuslar arasında yolculuk yapan, deniz işçileri…
Erkek egemen olarak bilinen deniz taşımacılığı sektöründe LGBTİ+ olarak çalışıyorlar. Peki neler yaşıyorlar? Hangi sorunlarla karşılaşıyorlar? Kimliklerini gizlemek zorunda kalmak onlara ne hissettiriyor?
LGBTİ+ denizciler, bianet'e anlattı: "Ben, quir varoluşumla bu sistemi parçalayan bir dalgakıranım. Hissettiğim yağan yağmurda, kıyıyı döven dalgada denizin üstünde açan umut dolu bir gökkuşağıdır."
“Dayanışmamız örgütlülüğümüzdür”
Deniz işçileri arasında LGBTI+’lar örgütlü mü?
TransPasifik:
Örgütlülük ne olduğundan pek emin olmayarak cevap veriyorum ki; kısmen evet, kısmen hayır. Şu zamana kadar birbirini tanımayan, saklanmak zorunda kalan LGBTI+ deniz işçileri artık birbirleri ile tanışıyor, yalnız olmadıklarını hissediyorlar.
Dünyanın her yerinde, her meslek grubunda olduğu gibi bizler de maruz bırakıldığımız ayrımcılığı birbirimizle olan dertleşmelerimizle, gullümlerimizle aşmaya çalışıyoruz. Bence bu dayanışma bir örgütlülüktür.
Atlantik:
Bildiğim kadarıyla değiliz.
Deniz:
Ülkemizde deniz işçileri arasında LGBTİ+ların çoğu kendilerini gizlemekte bu yüzden herhangi bir örgütlenme durumu gözlemlediğim kadarıyla oluşmamaktadır.
Marine Spice:
Hayır, henüz örgütlü değiliz.
“Alanlarımız sınırlı”
Siz kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz? Birbirinize nasıl ulaştınız?
TransPasifik:
Kendimi Quir olarak tanımlıyorum. Denizcilik dedikodunun ve ayrımcılığın çokça olduğu bir sektör. Bu yüzden birbirimizi bulmada öncelikle bir güven ortamı yaratılmasını önemli buluyorum.
Bu noktada Deniz İşçileri Platformu da birbirimizi tanımada bir katalizör görevi görüyor. Çevremdeki LGBTİ+ denizcilerle Deniz İşçileri Platform ile bağlantılı olarak tanışma fırsatı buldum.
Platformun yayını olan MayDay dergisinde LGBTİ+ denizcilerin yaşadığı ayrımcılığa dair yazılar yazıyorum ve yazılar, paylaşımlar, sosyal medya üzerinden bizim gibi insanlara ulaşmaya çalışıyoruz.
Atlantik:
Kendimi gay olarak tanımlıyorum. Sosyal medya vasıtasıyla tanıştım.
Deniz:
Henüz sürece başlamamış bir trans erkek bireyim. LGBTİ+ meslektaşlarımla sosyal medya yoluyla tanıştım.
Marine Spice:
Kendimi queer ya da lubunya olarak tanımlıyorum.
Homofobik ve transfobik bir ortamda çalışıyor musunuz? Çalışma koşullarınıza dair ne söylemek istersiniz?
TransPasifik:
Evet, LGBTİ+ düşmanlığı olan bir ortamda çalışıyorum. Gemi hem iş yerimin hem de özel yaşam alanımın dip dibe olduğu bir alan. Kendim gibi olabilmek için maalesef ki çok sınırlı bir alanım var. Maalesef ki bazı ülke limanları LGBTİ+lar için sıkıntılı olabiliyor. Yanaştığımız limanlarda devletler kamaralarda arama yaptıkları için LGBTİ+ olduğumu anlamamaları adına her eşyamı yanıma alamıyorum.
Atlantik:
Rengimi belli etmediğim için ve konu bahsi pek konuşulmadığı için kesin bir ifade kullanmak doğru olmaz. Ayrıca kaptan olduğum için ve yabancı personel ile çalıştığım için arada bir mesafe oluyor ister istemez. Ama fobi yok değil diyemem. Nadiren de olsa fobi içeren ifade ve tutumlar oluyor.
Deniz:
Böyle bir ortamda şu ana kadar çalışmadım mürettebat ve gemide sağlanan koşullar eşit yönde şu anda kadın görünümümde ve maskülen bir yapıda olmama rağmen hiçbir ayrımcılık gözetmedim.
Marine Spice:
Homofobik/transfobik ortamlarda da çalıştım, bazen de tam tersi LGBTİ+ ally ortamlarda da çalıştım. Cehalet çağımızın sorunu ve her yerde karşımıza çıkabiliyor. Bazen çok zorlayıcı olabiliyor. Eril toplum bireyleri problemleri kendileri çıkardığını göremeyip, karşı cinsi ya da azınlıkları suçlamayı, özeleştiri vermek yerine daha kolay buluyor ve bir an kendini bir varoluş mücadelesi içinde bulabiliyorsun. Bazen sesli, bazen de sessizce.
“Sıkıntı yaşamamak adına susmak zorundayım”
En çok hangi sorunlarla karşılaşıyorsunuz?
TransPasifik:
Ayrımcı dil ile sık sık karşılaşıyorum. Sık sık dedikodum yapılır. Yüzüme karşı feminenliğimi bir alay konusu olarak kullanıp taklidimin yapıldığı çok oldu. Kimi yerlerde söylediklerim kaideye alınmadı. İki defa fiziksel tacize maruz bırakıldım. Maalesef ki, iş bulmada sıkıntı yaşamamak adına susmak zorunda kaldım.
Atlantik:
Kendimi olduğum gibi ifade edemiyorum.
Deniz:
İster istemez görünüşümle ilgili yanılmalar söz konusu olabiliyor. Benim için büyük büyük bir sorun teşkil etmese de sorgulamaları içten içe anlayabiliyorum.
Marine Spice:
En çok diyemem ama en başta cinsiyet eşitliği konusunda çok problematik söylemleri, kişisel algılamam gereken bir söylem olamasa dahi, sadece dinlemek zorunda kalmak çok can sıkıcı.
Sizin için Onur ayı ne demek? Neler yapıyorsunuz o gün?
TransPasifik:
Onur ayı görünürlüğümüz için önemli. Fakat gemide bu görünürlük şu an için çok mümkün olamıyor. Onun yerine sosyal medyada görünürlüğü arttırmaya çalışıyorum. Tıpkı Onur ayında LGBTİ+ deniz işçileri burada dediğimiz gibi, 25 Haziran denizciler gününde de, 28 Şubat LGBTİ+ denizciler gününde de, 1 Mayıs’ta da varoluşumuzu dillendirmeye, dayanışmayı büyütmeye devam ediyoruz.
Atlantik:
Genelde gemide oluyorum. Gemide olmadığım zamanlarda tatilde. Henüz Onur ayında bir etkinliğe katılmış değilim.
Deniz:
Bence Onur ayı büyük bir önem temsil ediyor. Bizim farklı olduğumuzu değil de eşit olduğumuzu haykıracağımız bir ay olarak görüyorum. Böylelikle bu ayda yalnız olmadığımızı da anlamak büyük mutluluk ve gurur getiriyor bana. Fakat maalesef Türkiye’de görünürlüğümüzü desteklemeyen ve bununla birlikte üzülerek söylüyorum ki amacı dışı eylem yapan birçok birey veya topluluk bu güne engel oluyor.
Marine Spice:
Onur ayını barınma, eğitim, çalışma, sağlık ve güvenlik, yani temel yaşam haklarına varoluşlarından dolayı erişemeyen LGBTİ+ bireyler için hak arama mücadelesi olarak görüyorum.
“Bu sistemi parçalayan bir dalgakıranım”
Deniz işçisi ve LGBTİ+ olmak ne hissettiriyor?
TransPasifik:
Normları çatırdatan bir güç gibi hissediyorum. Heteroseksizm tüm denizciliğin üstüne çöken lanet bir fırtına ve ben, quir varoluşumla bu sistemi parçalayan bir dalgakıranım. Hissettiğim yağan yağmurda, kıyıyı döven dalgada denizin üstünde açan umut dolu bir gökkuşağıdır.
Atlantik:
Gemide çalışmanın yanında yaşıyoruz. Kamaradan çıkınca kaptan, sadece kamarada iken kendim olduğum bir kısır döngüsü içindeki deniz yaşamı.
Deniz:
Deniz işçisi olmak benim en büyük hayalim ve sevdam diyebilirim. Bu işi yapmak gurur veriyor. Fakat ileriki zamanlarda elbette ki kaygılarım bir trans birey olarak var diyebilirim. Görebileceğim etik olmayan davranışların, dışlanmaların veya farklı görülmemin en kötüsü ise kendi ülkemin şirketlerinde kabul görülmememin görülse dahi mürettebatın nasıl bakacağını bilmediğimden bu tür şeylerin kaygısını yaşamaktayım.
Marine Spice:
Deniz işçisi ve queer olmak, gemiye çıkarken bir parçamı karada bırakmak zorunda kalıyormuşum gibi hissettiriyor. Üstelik en sevdiğim parçamı.
“Nefrete inat yaşasın hayat”
Son olarak ne eklemek istersiniz?
TransPasifik:
Tüm LGBTİ+ deniz işçisi arkadaşları dayanışmayı büyütmeye örgütlenmeye çağırıyorum. Sömürüye, yıpranmaya, iş cinayetine, LGBTI+ düşmanlığına, nefrete inat yaşasın hayat!
Atlantik:
Ekleyeceğim bir şey yok.
Deniz:
Son olarak eklemek istediğim şey şu ki kendiniz olmaktan her nerede olursanız olun ne koşulda olursanız olun vazgeçmeyin. Sizin kimliğiniz, sizin yöneliminiz ve sizin gururunuz! Denizlerdeki gökkuşaklarını unutmayın. Renklerinizle onurlanın. Hiç kimse hiçbir yerde yalnız değil.
Marine Spice:
Son olarak #lgbtidenizcilervardır
(EMK)