Kuş Gribi kitabının yazarlarından Nalçacı, kuş gribiyle ilgili Türkiye'de yaşananları, toplumsal eşitsizlikler ve sağlık hakkı bağlamında, bianet'e değerlendirdi.
"Eşitsizlikler, toplumsal sağlık düzenini de belirler. Bu yalnız kuş gribi için değil, tüberküloz, hepatit, çocuk ölümlerinde de geçerli."
Nalçacı, sınıfsal, kültürel ve bölgelerarası eşitsizliklerin hastalığa karşı savunmasız grupları oluşturduğunu, sağlığa erişim hakkının ihlal edildiğini düşünüyor.
"Hastalıklardan esas etkilenen emekçi kesimler. Özellikle kır emekçileri ve Türkiye'nin doğu bölgeleri daha çok etkilenmiş görünüyor. Eşitsizlik kendini yoksulluk, bilgi eksikliği, tarım sektöründeki gerilikle gösteriyor."
"Paniğe değil, toplumsal, siyasi bir akla ihtiyaç var"
Kuş Gribi kitabı, temel bilgilerin yanı sıra, yaşananların toplumsal boyutunu, sağlığa erişim hakkı açısından da inceliyor.
Nalçacı, Dr. Aslıhan Çakaloğlu'yla birlikte yazdıkları kitabın, akademik bir kaygıyla hazırlanmadığını söylüyor.
"Bir panik ortamı vardı. İnsanlar sağlıklı bilgi almakta zorluk çekiyorlardı. Dolayısıyla, tehlikenin boyutunu algılamaları ve koruma yöntemlerini anlamaları için halka yönelik olarak hazırlandı.
"Bunun sosyal boyutları da var. AKP iktidarının uygulamaları, ilaç şirketlerinin etkinlikleri, toplumsal eşitsizlikler belirleyici oldu. Sonuçta, paniğe gerek olmadığını, toplumsal, siyasi bir akla ihtiyaç olduğunu anlatan bir kitap bu."
"Patent hakkı halk sağlığının önüne geçti"
Nalçacı, kuş gribinin bütün dünyayı etkileyecek salgın bir hastalığa dönüşme riski varken, ilaç şirketlerinin azami kâr elde etmeyi amaçladıklarına dikkat çekiyor ve Tamiflu ilacının sahibi Roche şirketini örnek veriyor.
"Bu tür durumlarda, sağlık hizmetlerine erişimdeki güçlükler çok önemli. Özelleşme eğilimleri, kamusal sağlık hizmetlerini büyük ölçüde geriletti. Bunda dolaylı olarak tekellerin ve ilaç şirketlerinin de etkisi var.
"Tamiflu ilk 48 saatte verildiğinde başarı şansı olan bir ilaç. Riskin büyüklüğü ortadayken, ilaç şirketleri patent hakkını paylaşmak istemiyor; ilacı pahalıya satıyor. Oysa patent hakkı paylaşılsa, dünyanın birçok ülkesinde yeterli sayıda ilaç üretilebilirdi. Bu sağlığa erişim hakkında kısıtlama anlamına geliyor. Patent hakkı, halk sağlığının önüne geçiyor."
Nalçacı, ilaç şirketlerinin devletlere ve uluslararası kuruluşlara yaptığı ilaç bağışlarının da bir haklılık payının olmadığını düşünüyor.
"Bağış miktarı o kadar küçük, önemsiz bir miktar ki. Sorunun çözümü olamaz. Sonuçta ilaç şirketi için bir reklam, halkla ilişkiler aracı."
"AKP'nin yaptıkları suç oluşturuyor"
Nalçacı, AKP hükümetinin kuş gribiyle ilgili yaptıklarının "suç oluşturduğunu" söylüyor.
"Hükümetin sağlık politikalarının halk düşmanı bir yanı var. Çünkü özelleştirme eğilimindeler.
"Tavuk ölümlerinin Doğu Anadolu'da ekim ayında başladığını yeni öğreniyoruz. Olayların kamuoyunca duyulmasıysa 4 Ocak'ta. Hâlâ kuş gribinden kaynaklanan ölümleri saklama eğilimindeler.
"Asla saklamamaları gerekirdi. Olay duyulur duyulmaz tüm toplumun bilgilendirilmesi, hazırlıklı olunması gerekirdi. Türkiye zaten kuşların göç yolları altında; bu bilinirken çok geç kalındı."
"Bilimsel yöntem sorunu olduğunu düşündüren olaylar da var" diyor Nalçacı.
"Manisa'daki enstitünün masraflar nedeniyle kapatılması, Hıfzısıhha başkanının kriz sırasında hacca gitmesi, kurban bayramı zamanında ülke içinde taşınan hayvanlara dair önlem alınmaması gibi sorunlar bunlar."
Çocuklar en savunmasız grup
Nalçacı'nın kuş gribiyle ilgili sağlık politikaları önerileriyse şöyle:
* Türkiye, kendi aşısını, ilacını üretebileceği bağımsız bir konumda olmalı. Bunun için politika gerek.
* Toplumsal sağlığı ve hayvancılığı kucaklayan kamusal ağ oluşturulmalı. AKP döneminde ilçelerdeki veterinerliğe odaklanan tarım teşkilatı çökertildi. Hayvan sağlığıyla ilgili kamu görevlileri yok edildi. Bu ayak sağlam olmadığı zaman, doğal felaketler Kamusal tarım örgütü yeniden kurulmalı.
* Çocuklar, bağışıklık sistemlerinin güçsüzlüğü nedeniyle, biyolojik olarak daha savunmasızlar. Ayrıca hijyene çok daha az duyarlılar. Çocuklara yönelik özel alt politikalar geliştirilmeli. (TK/AD)