*"Wild Longings" Curious
İklim krizine duyarlılığıyla bilinen İngiltereli grup Coldplay, 2019'un sonlarına doğru albümünün tanıtımını Ürdün'ün başkenti Amman'da seyircisiz olarak vereceği, YouTube'dan canlı yayımlanacak iki konserle yapma kararı almıştı.
TIKLAYIN - Coldplay Karbon Salınımına Yol Açmamak için Turnesini İptal Etti
Aynı dönemde Massive Attack grubu ise müzik endüstrisinin karbon ayak izini azaltmanın yollarını aramak için Manchester Üniversitesi'nin Tyndall İklim Değişikliği Araştırma Merkezi ile bir işbirliğine başlamıştı.
Kültür-sanat dünyasındaki bu gibi gelişmeleri, girişimleri ve dünyadaki iklim krizinin boyutlarını dikkate alan İstanbul Kültür Sanat Vakfı-Kültür Politikaları Çalışmaları da yeni raporunun konusunu bu yönde belirledi: "Ekolojik Dönüşüm için Kültür ve Sanat."
Raporun yazarı Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hande Paker ve İKSV Kültür Politikaları Çalışmaları Direktörü Özlem Ece raporu anlattı.
Kültür-sanat ve ekolojik ayak izi
Kültür-sanat sektörü, kurumları kendi ekolojik ayak izini nasıl küçültebilir? Salgın süreci bunu nasıl etkiledi?
Hande Paker: Kültür sanat kurumlarının, festivallerin, turnelerin, mekanların, prodüksiyonların kendi ekolojik ayak izini küçültmek için yapabileceği pek çok şey var. Bunları enerji, atık, su kullanımı, seyahat alışkanlıkları gibi birkaç ana başlık altında toplayabiliriz. Enerji kullanımını azaltmak ve enerjiyi yenilenebilir kaynaklardan elde etmek iklim krizinin en önemli sebebi olan karbon salınımını düşürüyor. Atıkları azaltmak ve mümkün olduğu kadar döngüselleştirmek (yeniden kullanmak) ekolojik ayak izini azaltan başka bir önlem. Ayrıca su kullanımını azaltmak ve plastik kullanımına son vermek de önemli. Raporun sonunda bu ve benzeri pek çok somut öneri yer alıyor. Ayrıca seyahat alışkanlıklarını yeniden düşünmek ve yerele yönelerek, örneğin yerel zanaatkarlarla bağlar kurarak çalışmak, sanatsal üretimin ekolojik ayak izini azaltmak için önerilebilir.
Özlem Ece:Pandemi tüm dünyayı altüst ederken, kültür-sanat alanını da hayatta kalma mücadelesine zorladı. Türkiye'nin krizlere ve belirsizliklere talimli kültür-sanat aktörleri eski alışkanlıklara dönmeye çalışmak yerine, özellikle sürdürülebilirlik konusunda yeni yaklaşımlar, politikalar ve dönüştürücü pratikler üzerinde düşünmeye başladı.
21 kurum ve ağ haritası
Öte yandan, hepimizin insanlığın bir parçası olarak birbirimizle bağlı olduğumuz gerçeğini daha çok hissettiğimiz sosyal mesafeli bu günlerde, uluslararası işbirliklerine de dijital ağlar ve platformlar aracılığıyla kurulacak yeni bağlara da her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğunu anladık.
Rapor için yapılan araştırmanın ana ekseninde Hollanda ve İngiltere'den çeşitli kültür kurumları, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler ve özel sektör temsilcileriyle yapılan mülakatlar yer alıyor. Kültür-sanat kurumları, inisiyatifleri ve sanatçılar sürdürülebilir bir gezegene doğru dönüşüm için çalışırken ve müşterekler, katılımcılık, yerellik benzeri yeni pratikleri hayata geçirirken ağ kurmaya oldukça önem veriyor. Böylelikle beraber öğrenme, yaratıcı kapasiteleri harekete geçirme ve topluluk oluşturma yoluyla yaptıkları etkiyi katlamaları mümkün oluyor. Biz de bu bağlantıları gösterebilmek için rapor kapsamında görüştüğümüz 21 kurumu ve birbirleriyle nasıl ilişkilendiklerini gösteren bir ağ haritası hazırladık, harita herkese açık bir web sitesi üstünden görüntülenebiliyor. Bu ağın raporla birlikte Türkiye'den kurumlarla daha da genişlemesini umuyoruz.
Adaleti merkezine koyan ekolojik bir dönüşüm
Ekolojik dönüşüm için kültür-sanat alanında neler yapılabilir, rapor neler öneriyor? Raporun hedef kitlesi kimdir, hedefi nedir?
Hande Paker: Raporda kültür-sanat alanının ekolojik dönüşümde oynadığı rol iki ana eksen üzerinden belirleniyor. Birincisi demin de bahsettiğimiz kültür sanat kurumları ve sanatçıların kendi ekolojik ayak izini azaltmak için aldıkları tedbirler. İkincisi ise kültür sanatın yaratıcı kapasitelerinin ve iletişim gücünün ekolojik dönüşüm için harekete geçirilmesi. Kültür sanat aktörleri sanatın hikâye anlatıcılığını, yeni tahayyüller yaratma gücünü ve kültürel dönüşümü başlatacak diyalogları kurma kapasitesini ortaya koyuyor. Böylelikle yeni anlamlar yaratma, benimsenmiş olanın ötesinde yeni değerleri keşfetme, ekolojik krizi insanlarda yankı uyandıracak yollarla anlatma ve insan ile doğa arasındaki bağı tamir etme açısından pek çok şey yapıyorlar.
Rapor hem ekolojik ayak izini azaltmak için yapılabileceklerden bir seçki sunuyor, hem de daha kapsamlı kültürel ve siyasal bir dönüşümü hızlandıracak yeni ve yaratıcı pratiklerin örneklerini aktarıyor. Böylece öncelikle kültür sanat paydaşları arasında ama aslında tüm kamuoyunda bir tartışma başlatmayı hedefliyor. Bu tartışma çerçevesinde kültür sanat aktörleri, çevre ve ikilimle ilgili çalışan STK ve hareketler ve yerel yönetimler arasında bağlar kurmayı ümit ediyor. Özet olarak rapor sınırları dikkate alan, öncelikleri doğru tartan ve adaleti merkezine koyan ekolojik bir dönüşüm için gereken diyalog ve eyleme kültür-sanat perspektifinden katkı sunmayı umuyor.
Ekolojik dönüşüm sanatın diliyle anlatılabilir
Kültür kurumlarının yanı sıra grup, sanatçı, oyuncu gibi bireysel olarak ne gibi adımlar atılabilir ekolojik dönüşüm için?
Özlem Ece: Çevre krizi, acil, küresel ve çok boyutlu bir mesele. Kültür-sanat dünyası ise bu kriz içinde giderek daha görünür hale geliyor çünkü yaratıcı ifade, en karmaşık konuları bile anlaşılır, bağ kurulabilir hale getirme gücüne sahip. Bilimsel veriyi izleyiciyi/dinleyiciyi kalbinden yakalayacak bir biçimde sunabilme becerisine sahip olan sanatçılar, farklı bir dünya düşünmek ve tartışma başlatmak için vesile olabilirler. Müzikten, filmden, tiyatrodan, tasarımdan, güncel sanattan, edebiyattan yardım alarak, ekolojik dönüşümü sanatın diliyle anlatabilirler.
Dünyadaki örneklere baktığımızda, İngiliz müzik grubu Coldplay'in 2019'da yeni albümleri için dünya turnesi yapmayacağını duyurmasının, canlı müzik alanında büyük ses getirdiğini görüyoruz. Grup, ancak karbon ayak izini sıfırlamanın yolunu bulduğunda yeniden konser düzenleyeceğini açıklayarak online konserlere yöneldi. Massive Attack grubu ise müzik endüstrisinin iklim değişikliği üzerindeki etkisini araştırmak ve karbon ayak izini azaltmanın yollarını aramak için Manchester Üniversitesi'nin Tyndall İklim Değişikliği Araştırma Merkezi ile bir işbirliğine başladığını açıkladı. Araştırmaları, turne ve kayıt süreçlerinde karbon salınımına sebep olan üç ana alanı inceleyecek: grup seyahati ve prodüksiyon, izleyici ulaşımı ve mekân.
Çocuklar daha çok farkındalığa sahip
İKSV Kültür Politikaları Çalışmaları geçen yıl da erken çocukluğa dair bir rapor yayınlamıştı. İklim grevleri başlatan çocuklar artık ekoloji alanında da söz sahibi. İki rapor bu anlamda birbirlerini destekler mi, nasıl ilişkilenir?
Özlem Ece: Çocuklar ve gençler iklim krizine dair önceki nesillerden daha yüksek farkındalığa sahip. Araştırmalar sanatla uğraşmanın sorgulama, araştırma, hayal gücünü kullanma, yaratıcı ve eleştirel düşünebilme gibi becerileri kazandırma potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor. Sosyal problemler sanat yoluyla odağa alındığında, çocukların içinde yaşamak istedikleri çevreyi daha iyi düşünmeleri ve toplumsal sorumluluk duygularının artması mümkün oluyor. Çocukların ve gençlerin serbest zamanlarında spor, sanat, bilim etkinliklerinde düzenli yer almaları toplumsal sorumlulukları daha fazla yerine getirdiklerini ortaya koyuyor. Bu toplumsal sorumluluk duygusu da iklim krizi karşısında en büyük güçlerimizden biri.
Avrupa'nın en genç nüfuslu ülkesi konumunda bulunan Türkiye'de 0-17 yaş arasındaki çocuklar toplam nüfusun yüzde 28'ini oluşturuyor. Çocukların ve gençlerin iyi olma halini güçlendirecek ve gelişim süreçlerine katkı sağlayacak adımların atılması, kültür politikalarının öncelikli konuları arasında olmaya devam edecek. İKSV Alt Kat: Öğrenme ve Etkileşim Alanı'nda çocukların ve gençlerin yaşadığı çevreyi farklı açılardan düşünebileceği, ekolojik kriz üzerine çözümler üretebileceği sanat atölyeleri tasarlıyoruz.
Hollanda ve İngiltere örneği
Raporda Hollanda ve İngiltere'den örnekler var. Neden bu iki ülke seçildi? Hangi kurumlarla görüşüldü?
Hande Paker: Temelde raporda anlattığımız ekolojik dönüşüme örnek oluşturan pratiklerin yoğunlaştığı ülkeleri mercek altına aldık. Hollanda ve İngiltere'den çeşitli kültür kurumları, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler, özel sektör temsilcileri, sanatçılar ve değişime yön verenlerle mülakatlar gerçekleştirildi.
Hollanda'da son yıllarda sürdürülebilirlik ve iklim kriziyle ilgili çalışan kültür-sanat aktörlerinin sayısının artığını görüyoruz. Bu girişimler döngüsellik, yerellik, doğa-insan ilişkileri gibi çözüme yönelik yeni pratikleri hayata geçiriyor. Ayrıca belediyeler de yerelde başlayan dönüşüme destek veriyor. Başta Amsterdam olmak üzere pek çok belediye, iklim ve sürdürülebilirlikle ilgili politikalar geliştiriyor, altyapıların değişmesine destek veriyor ve kültür-sanat aktörleriyle ağlar kuruyor.
Sürdürülebilirlikle ilgili eylem planı
Saha çalışması için Hollanda'da faaliyet gösteren DutchCulture ve Het Nieuwe Instituut'ün işbirliğiyle düzenlenen (Dijital) Uluslararası Ziyaretçi Programına katıldık. Program kapsamında Boekman Vakfı, Bureau 8080, Amsterdam Belediyesi, Waag, Blue City, Jan van Eyck Academie, Warming Up Festivali, Casco Art Institute, Afrikaanderwijk Kooperatifi ve Zone2Source sayılabilir. Bu görüşmelerin dijital olarak yapılması ekolojik ayak izini de önemli ölçüde azalttı.
İngiltere ise kültür-sanat alanında ekolojk dönüşüme nasıl katkı verebileceğine dair çalışmalar yapan pek çok öncü kurum ve sanatçıya ev sahipliği yapan bir ülke. Ayrıca İngiltere'de kültür sanat aktörleriyle sıkı bağları olan aktif bir iklim hareketi var. İngiltere 2008'de İklim Değişikliği Yasası çıkardı. Bir diğer önemli bilgi ise İngiltere Sanat Konseyi'nin fon sağladığı 850 kuruma sürdürülebilirlikle ilgili eylem planlarını raporlamayı şart koşmuş olması. Bu ulusal bir fon kuruluşu için dünyada bir ilk. İngiltere'de Julie's Bicycle, İngiltere Sanat Konseyi, British Council, Artsadmin, The Climate Story Lab ve Creative Carbon Scotland ile görüşüldü.
(AÖ)