* Fotoğraflar: Türk Tabipleri Birliği (TTB)
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İstanbul Tabip Odası (İTO), TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur-Fincancı'nın tutuklu yargılandığı davanın Cuma günü (23 Aralık) İstanbul'da görülecek ilk duruşması öncesinde bugün İTO'da bir basın toplantısı düzenledi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan İTO Genel Sekreteri Dr. Ertuğrul Oruç, "tüm hekimleri, sağlık emekçilerini, emekten yana tüm toplumsal kesimleri" 23 Aralık'ta Çağlayan Adliyesi'ne çağırdı:
"Biz nasıl toplum yararına davranmayan tüm iktidarlara karşı durduysak, bugün bu iktidara karşı da emekten yana mücadelemizi sürdüreceğiz.
"Biz buradayız, bizi susturamazsınız. Dr. Şebnem Korur-Fincancı'nın özgürlüğü, emek ve demokrasi mücadelemizin bir simgesi haline gelmiştir.
"Bu nedenle tüm meslektaşlarımızı, sağlık emekçilerini, emekten yana tüm toplumsal kesimleri 23 Aralık'ta Çağlayan Adliyesi'ne çağırıyoruz."
TTB ve İTO, duruşma başlamadan önce saat 8:30'da İstanbul Adliyesinin önünde bir basın açıklaması da düzenleyecek.
"Politik saikli kararlar"
Basın toplantısında İTO Genel Sekreteri Oruç'un ardından söz alan TTB Genel Sekreteri Dr. Vedat Bulut da Şebnem Korur-Fincancı'nın hakkında soruşturma açıldığını öğrenmesi üzerine yurtdışından döndüğünü, hakkındaki suçlamanın tutukluluk gerektirmediğini söyledi:
"Tutukluluğun bir eziyete dönüştürüldüğünü, meslek örgütlerini yıldırma ve bezdirmenin amaçlandığını görüyoruz.
"Buna ilaveten birtakım hukuki kararların politik olarak motive edildiğini de görüyoruz. Sansür yasası gibi Türkiye'de demokrasiyi zedeleyen düzenlemelerin hayata geçirildiğini görüyoruz. Biz, emek-meslek örgütleri olarak tüm bu engelleri mücadele ile aşacağız."
"Şebnem hoca, haksız şekilde tutuklandı"
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul İl Koordinasyon Sekreteri Seyfettin Avcı da basın toplantısında yaptığı konuşmada, Şebnem Korur-Fincancı'nın mesleki sorumluluğu gereği yaptığı yorum gerekçe gösterilerek tutuklanmasına tepki gösterdi:
"Biz Şebnem hocamızın haksız şekilde tutuklandığına inanıyoruz. Meslek odalarına yönelik saldırıların karşısında duracağız, susmayacağız, mücadele etmeye devam edeceğiz."
"Saldırılar doruk noktasına ulaştı"
Oruç, Bulut ve Avcı'nın konuşmalarının ardından ortak açıklamayı okuyan İTO Başkanı Dr. Nergis Erdoğan, özetle şöyle konuştu:
"TTB'ye yapılan saldırıların hedefi ne yazık ki tüm meslek birliklerinin, yöneticilerin istediği şekilde hareket etmesini sağlamaktır.
"Demokratik ülkelerde en geniş yetkilerle donatılan, mesleki bağımsızlıkları güvence altına alınan meslek örgütleri, ülkemizde ise toplumun ve kitlesinin yararına davrandıklarında her yolla güçsüz, etkisiz kılınmaya çalışılmaktadır.
"Bunun en belirgin örneği 1980 askeri darbesi döneminde yasa değişiklikleri ile TTB'ye yönelik mali, mesleki kısıtlamalar getirilmesi ve yasada var olan yetkilerinin uygulanmasında bürokratik engeller çıkarılmasıdır.
"Gerekçesi ne olursa olsun bugün TTB Başkanı Şebnem Korur-Fincancı'nın haksız, hukuksuz bir şekilde tutuklanmasıyla meslek örgütlerine yapılan saldırılar doruk noktasına ulaşmıştır.
"Ancak bilinmelidir ki; hekimlik değerlerinin, mesleki bağımsızlığın, halkın sağlık hakkının savunucusu olan TTB ve tabip odaları, bu engellere ve birçok baskıya karşı verdiği haklı mücadelelerle bugünkü gücüne ulaşmıştır.
"Bugünden sonra da halkın sağlığı, toplumun yararı için doğruyu söylemekten asla vazgeçmeyecektir. Hekimlik Andımızda topluma söz verdiğimiz gibi; 'Tehdit ediliyor olsak bile, tıbbi bilgimizi, insan haklarını ve bireysel özgürlükleri çiğnemek için kullanmayacağız.'
"Hekimler susmaz, TTB susturulamaz!"
Ne olmuştu? |
Medya Haber'e konuşan Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur-Fincancı, TSK'nın askeri operasyonlarda kimyasal silah kullandığı iddialarına ilişkin görüntüleri incelediğini belirtti: "Belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik-zehirli kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda. Her ne kadar kullanılması yasak olsa da çatışmalarda kullanıldığını görüyoruz." Bağımsız heyetlerin bölgede inceleme yapmasının uluslararası sözleşmeler gereği zorunlu olduğunu belirten Prof. Dr. Şebnem Korur-Fincancı, "Uluslararası sözleşmelerin uygulanması ve kimyasal silahların kullanımını yasaklayan Cenevre Sözleşmesi kapsamında böyle bir iddia ortaya çıktığında nasıl bir araştırma yapılacağı da Minnesota Protokolü'nün ilkelerinin ele alınması gerekiyor" dedi. Korur-Fincancı bu açıklamalarının ardından iktidara yakın medya kuruluşlarınca hedef gösterildi. Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Savunma Bakanı Hulusi Akar da kimyasal silah iddialarını yalanlayan açıklamalar yaptı. Ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında "Terör Örgütü Propagandası Yapmak", "Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama" suçlamalarından soruşturma başlattığını açıkladı. Korur-Fincancı'nın soruşturma kapsamında ifade vermesi bekleniyordu. Fakat 26 Ekim'de polisin evine yaptığı baskınla gözaltına alındı ve Ankara'ya götürüldü. Şebnem Korur-Fincancı, 27 Ekim'de "örgüt propagandası" suçlamasıyla tutuklandı. İddianamede ne var?Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nun hazırlanan iddianamede, Korur- Fincancı'nın "basın yoluyla örgüt propagandası" yaptığı (Terörle Mücadele Kanunu 7/2) iddiasıyla üst sınırdan 7 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep edildi. İddianamede, Milli Savunma Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün 20 Ekim 2022 tarihinde Korur- Fincancı hakkında "örgüt propagandası" yaptığı iddiasıyla suç duyurusunda bulunulduğu ve adli soruşturma başlatıldığı ifade edildi. Korur-Fincancı'nın "kimyasal silah kullanılması" iddialarına ilişkin bilimsel değerlendirme yaptığı Medya Haber TV'nin "PKK ile irtibatlı olduğu" belirtildi. Ayrıca iddianamede, Korur- Fincancı'nın "videoyu izleyerek" yaptığı bilimsel değerlendirmenin "kuvvetli bir suç unsuru teşkil ettiği" iddia edildi. İddianame daha sonra Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Yetkisizlik kararı veren Mahkeme, dosyayı İstanbul'a gönderdi. Dosyayı kabul eden İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi, 23 Aralık'a duruşma günü verdi. |
(SD)