Fotoğraf: Kronos haber
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı, adli uzmanı, insan hakları savunucusu Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında "örgüt propagandası" yaptığı iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması 23 Aralık Cuma günü İstanbul Adliyesi 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.
TTB eski Başkanı Eriş Bilaloğlu, meslektaşı Korur- Fincancı hakkında açılan davayı bianet'e değerlendirdi.
TIKLAYIN-"Şebnem'e yapılan yargısız infaza karşı sesimizi yükseltmeliyiz"
"Hekimlerinin sesini kısma çabası"
Bilaloğlu, Korur- Fincancı'nın tutuklanmasını "iktidarın güç gösterisi" ve "baskı" olarak yorumladı:
"Bu uygulamalar ülkemizde iktidarın 'siyasal hesapları', güç gösterisi, baskı ile hedeflerine ulaşmak için bahane yaratması gibi nedenlerle açıklanabilir. Hekimlerin -olası seçimler öncesi- 20 yıllık bir iktidarın sağlık alanın da yaptıklarına karşı yükselebilecek muhalif sesini kısma çabası diye de okumak mümkün."
Bilaloğlu, Korur- Fincancı hakkında üst sınırdan istenen 7 yıl hapis cezasını için de "Ülkenin içinde bulunduğu hukuksuzluğa ilişkin güncel bir kanıt, asla kabul edilemez" dedi.
TIKLAYIN-"Şebnem Hoca tutuklanacağını bile bile Türkiye'ye döndü..."
"En geniş birlikteliği oluşturmalıyız"
23 Aralık'ta görülecek duruşmaya çağrı yapan Bilaloğlu, konuşmasının şöyle noktaladı:
"Ülkedeki her hukuksuzluk gibi Şebnem'in yaşadığı hukuksuzluğa da karşı çıkmak, dayanışma içinde olmak bir sorumluluk, sorumluluğumuz. Şebnem'in meslektaşımız, daha ötesi Merkez Konseyi Başkanımız olması ayrıca özel olarak bir duyarlılık gerekçemiz.
"20 yıldır hekimlere, hekimlik değerlerine, sağlık hakkına çok fazla zarar vermiş olan iktidarın uygulamalarına karşı güçlü bir çıkış yapmalıyız. Layık olduğumuz bir ülkenin kapısını aralama mücadelesi için en geniş birliktelikleri oluşturmamız gereken günlerdeyiz.
"Şebnem’in derhal serbest bırakılması buna da katkı sunacak, Şebnem de buna katkı sunacaktır. Bütün meslektaşlarımız bu sorumlulukla orada olmalıdır."
TIKLAYIN-Kimi "muhalifler" söylediklerime katılmıyorlarmış!
Ne olmuştu? |
19 Ekim'de Medya Haber'e konuşan Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur-Fincancı, TSK'nın askeri operasyonlarda kimyasal silah kullandığı iddialarına ilişkin yayınlanan görüntüler üzerinden bilimsel bir ön değerlendirme yaptı ve "Belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik-zehirli kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda. Her ne kadar kullanılması yasak olsa da çatışmalarda kullanıldığını görüyoruz" dedi. Bağımsız heyetlerin bölgede inceleme yapmasının uluslararası sözleşmeler gereği zorunlu olduğunu belirten Prof. Dr. Korur-Fincancı, şöyle devam etti: "Uluslararası sözleşmelerin uygulanması ve kimyasal silahların kullanımını yasaklayan Cenevre Sözleşmesi kapsamında böyle bir iddia ortaya çıktığında nasıl bir araştırma yapılacağı da Minnesota Protokolü'nün ilkelerinin ele alınması gerekiyor." Korur-Fincancı bu açıklamalarının ardından iktidara yakın medya kuruluşlarınca hedef gösterildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Savunma Bakanı Hulusi Akar da kimyasal silah iddialarını yalanlayan açıklamalar yaptı. Ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 Ekim'de Prof. Dr. Korur Fincancı hakkında "Terör Örgütü Propagandası Yapmak", "Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama" suçlamalarından soruşturma başlattığını açıkladı. Korur-Fincancı'nın soruşturma kapsamında ifade vermesi bekleniyordu. Fakat 26 Ekim'de polisin evine yaptığı baskınla gözaltına alındı ve Ankara'ya götürüldü. Şebnem Korur-Fincancı, 27 Ekim'de "örgüt propagandası" suçlamasıyla tutuklandı. |
(RT)