Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İnsan Hakları Derneği (İHD), Prof. Dr. Şebnem Korur-Fincancı'nın tutuklu yargılandığı davanın 23 Aralık'ta görülecek duruşması öncesi dayanışma çağrısı yaptı.
TİHV ve İHD, bugün yayınladıkları ortak açıklamada, Korur-Fincancı'nın "uzmanlık alanına ilişkin bir soruya verdiği yanıt nedeniyle tutuklanmasının keyfi ve hukuk dışı olduğunu" söyledi ve "akıl ve vicdanın sesini dinleyen herkesi" İstanbul Adliyesi'ne duruşmayı izlemeye davet etti.
Şebnem Korur-Fincancı'nın "iyi hekim, dünyaca tanınırlığa ve saygınlığa sahip bir bilim insanı ve insan hakları savunucusu olduğunu" hatırlatan İHD ve TİHV, "İnanıyoruz ki, bu büyük yanlış mutlaka düzeltilecek, İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nde saat 9.30'da görülecek olan ilk duruşmada hakkında beraat kararı verilerek özgürlüğüne kavuşacaktır" dedi.
İHD ve TİHV'in ortak açıklaması özetle şöyle:
"Soruşturmanın hiç başlatılmaması gerekiyordu"
"Aslında sevgili Şebnem'in, uzmanlık alanına ilişkin kendisine yöneltilen bir soruya, dünyaca tanınırlığa ve saygınlığa sahip bir bilim insanı ve insan hakları savunucusu olarak yılların birikimi ve deneyimiyle verdiği yanıt gerekçe gösterilerek hakkında böylesi bir soruşturmanın hiç başlatılmaması gerekiyordu.
"Ayrıca ifade vermek istediğini belirten dilekçesine rağmen bir sabaha karşı operasyonuyla hukuk dışı biçimde gözaltına alınmaması, apar topar Ankara'ya götürülüp tutuklanmaması ve böylesi içi boş, zorlama bir iddianameyle yargı konusu dahi edilmemesi gerekiyordu.
"Zira bir bilim insanı sorumluluğu ile yürütülen faaliyetler ve yapılan açıklamalar ancak bilimsel özgürlük kapsamında bilimsel kamuoyunca tartışılabilir, bir başka deyişle doğası gereği bu tür eylemler yargının bir konusu olamaz.
"Ağır bir yargısal tacize maruz bırakıldı"
"Sevgili Şebnem, Türkiye'nin de imzacısı olduğu Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi'nde açıkça belirtildiği gibi sürdürdüğü insan hakları savunuculuğu faaliyetleri nedeniyle, her türlü karalama, damgalama, keyfi soruşturma ve yargılamalara karşı bizzat kamu gücü tarafından korunması gerekirken ağır bir yargısal tacize maruz bırakıldı.
"Bu vesile ile bir kez daha siyasal iktidarı ve diğer tüm yetkilileri, Şebnem Korur-Fincancı'ya ve onun şahsında Türkiye'deki tüm insan hakları savunucularına yönelik -yargısal da dahil- her türlü tacize son vermeye çağırıyoruz.
"Ancak her şeye karşın şurası çok iyi bilinmeli ki, Şebnem Korur-Fincancı hiçbir şekilde yalnız olmadı ve yalnız değildir.
"İlk günden itibaren gerek ülke içinde ve gerekse ülke dışında, hukuksuzluğun giderilmesi ve sevgili Şebnem'in bir an önce özgürlüğüne kavuşması amacıyla umut ve heyecan verici muazzam bir dayanışma ortamı oluştu.
"İyi hekimliğe sahip çıkmanın tam zamanı"
"Dayanışmanın onarıcı, değiştirici ve dönüştürücü gücüne inanıyoruz. Şimdi bu dayanışma ortamını daha da büyütmenin zamanıdır. Yani iyi hekimliğe, bilme, insan hakları, hukuk ve demokrasi değerlerine sahip çıkmanın tam da zamanıdır.
"O nedenle, saygın bir bilim insanı ve kararlı bir insan hakları savunucusu olarak ömrünü sadece ülkemizde değil tüm dünyada halkın sağlığını korumaya ve başta işkence olmak üzere insan hakları ihlalleriyle mücadeleye adayan sevgili arkadaşımız Prof. Dr. Şebnem Korur-Fincancı'nın -mutlaka beraat ederek özgürlüğüne kavuşacağına olan inancımızla- hakkında açılan davanın 23 Aralık 2022 tarihinde İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nde saat 9.30'da görülecek olan duruşmasını izlemek üzere akıl ve vicdanın sesini dinleyen herkesi Çağlayan Adliyesi'ne davet ediyoruz.
"İnsan hakları savunucuları gücünü haklılığından, umudunu dayanışmadan alır..."
Ne olmuştu? |
Medya Haber'e konuşan Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur-Fincancı, TSK'nın askeri operasyonlarda kimyasal silah kullandığı iddialarına ilişkin görüntüleri incelediğini belirtti: "Belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik-zehirli kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda. Her ne kadar kullanılması yasak olsa da çatışmalarda kullanıldığını görüyoruz." Bağımsız heyetlerin bölgede inceleme yapmasının uluslararası sözleşmeler gereği zorunlu olduğunu belirten Prof. Dr. Şebnem Korur-Fincancı, "Uluslararası sözleşmelerin uygulanması ve kimyasal silahların kullanımını yasaklayan Cenevre Sözleşmesi kapsamında böyle bir iddia ortaya çıktığında nasıl bir araştırma yapılacağı da Minnesota Protokolü'nün ilkelerinin ele alınması gerekiyor" dedi. Korur-Fincancı bu açıklamalarının ardından iktidara yakın medya kuruluşlarınca hedef gösterildi. Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Savunma Bakanı Hulusi Akar da kimyasal silah iddialarını yalanlayan açıklamalar yaptı. Ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında "Terör Örgütü Propagandası Yapmak", "Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama" suçlamalarından soruşturma başlattığını açıkladı. Korur-Fincancı'nın soruşturma kapsamında ifade vermesi bekleniyordu. Fakat 26 Ekim'de polisin evine yaptığı baskınla gözaltına alındı ve Ankara'ya götürüldü. Şebnem Korur-Fincancı, 27 Ekim'de "örgüt propagandası" suçlamasıyla tutuklandı. İddianamede ne var?Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nun hazırlanan iddianamede, Korur- Fincancı'nın "basın yoluyla örgüt propagandası" yaptığı (Terörle Mücadele Kanunu 7/2) iddiasıyla üst sınırdan 7 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep edildi. İddianamede, Milli Savunma Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün 20 Ekim 2022 tarihinde Korur- Fincancı hakkında "örgüt propagandası" yaptığı iddiasıyla suç duyurusunda bulunulduğu ve adli soruşturma başlatıldığı ifade edildi. Korur-Fincancı'nın "kimyasal silah kullanılması" iddialarına ilişkin bilimsel değerlendirme yaptığı Medya Haber TV'nin "PKK ile irtibatlı olduğu" belirtildi. Ayrıca iddianamede, Korur- Fincancı'nın "videoyu izleyerek" yaptığı bilimsel değerlendirmenin "kuvvetli bir suç unsuru teşkil ettiği" iddia edildi. İddianame daha sonra Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Yetkisizlik kararı veren Mahkeme, dosyayı İstanbul'a gönderdi. Dosyayı kabul eden İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi, 23 Aralık'a duruşma günü verdi. |
(SD)