*Fotoğraf: Sosyal medya
Mesleki ömrünü işkenceyle mücadeleye adadı ve Türkiye’nin bu konuda kilometre taşlarından biri oldu. Türkiye’de işkencenin yaygın olduğu ve işkencenin üstünün örtüldüğü 1990 yıllarda işkenceyi saptayan raporlar verdi. Hazırladığı raporlar nedeniyle devletin baskı ve engellemeleriyle karşılaştı.
Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) 72. ve 74. Büyük Kongresi'nde Etkin Demokratik TTB Grubunun seçimi kazanmasıyla TTB Merkez Konseyi Başkanı seçildi.
TIKLAYIN-"Bu karanlık günler geçecek, biz Şebnem'in yanında olalım"
TTB Merkez Konseyi Başkanlığı süresince hekimler, sağlık çalışanları ve toplumun sağlık hakkı için mücadelesini sürdürdü. TTB olarak yaptıkları her eylem iktidarı rahatsız etti.
19 Ekim’de Medya Haber’e uzmanlık alanında yaptığı bir ön değerlendirme nedeniyle de hedef gösterildi, hakkında soruşturma başlatıldı. Gözaltına alındı, 27 Ekim’de tutuklandı.
“Örgüt propagandası” yaptığı iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması ise; 23 Aralık’ta görülecek.
TIKLAYIN-"İktidarın güç gösterisine karşı Şebnem ile dayanışma içinde olmalıyız"
"Amaç TTB'yi baskı altına almak"
TTB eski Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, meslektaşı Korur- Fincancı’nın tutuklanmasını değerlendirdi.
Tükel, “Şebnem’in kendi mesleki alanına ilişkin yaptığı bir açıklamanın suç olarak görülmesi, ülkemizde temel hak ve özgürlüklerin durumunu göstermesi açısından anlamlı. Demokrasi ve insan hakları açısından karnemizin zayıflığının bir göstergesi adeta” dedi.
TIKLAYIN-"Şebnem'e yapılan yargısız infaza karşı sesimizi yükseltmeliyiz"
"Açıklama bahane edildi"
“Asıl hedefin TTB ve TTB’yi baskı altına almak olduğunu” belirten Tükel, Korur- Fincancı’nın açıklamasının “bahane edildiğini” söyledi:
“Siyasal iktidarın TTB’yi etkisizleştirmeye yönelik planlarını Şebnem’in açıklamalarını bahane ederek bir kez daha gündeme getirdiğini, TTB’nin kurumsal kimliğine ve yöneticilerine yönelik baskılarını artırdığı görüyoruz.
"Aslında burada baskı altına alınmak istenilenin TTB’nin hekimlik değerleri ve halkın sağlık hakkı için verdiği mücadele olduğunu görmek zor değil.”
TIKLAYIN-"Şebnem Hoca tutuklanacağını bile bile Türkiye'ye döndü..."
"Tüm hekimler Şebnem'in yanında yer almalı"
Korur- Fincancı, için 7 yıl hapis cezasını da değerlendiren Tükel, “İçinden geçtiğimiz döneme ait hukuksuzlukların bir parçası olarak görülebilir, kabul edilmesi mümkün değil. Hukuksuzluğun son bulması, Şebnem’in ilk duruşmada serbest bırakılması gerekiyor” dedi.
23 Aralık’ta görülecek duruşmanın önemine dikkat çeken Tükel, son olarak şunları söyledi: “TTB’ye yönelik baskılar hekimlerin dayanışması karşısında etkisiz kalmaya mahkûm. Duruşma günü, tüm hekimlerin Şebnem’in yanında yer almasını bekliyorum.”
TIKLAYIN-Şebnem Korur-Fincancı dosyası kabul edildi | İlk duruşma 23 Aralık'ta
"Haberin veriliş biçimine eleştirim var" |
Korur-Fincancı, Medya Haber’de yaptığı değerlendirmeler ile ilgili bianet’e şu açıklamayı yapmıştı: “Yayınlanan görüntülerde, kasılmaları ve istemsiz hareketleri olan insanlar görülüyor ve kimyasal silah kullanıldığı iddia ediliyor. Ben, katıldığım yayında bu istemsiz hareketlerin sinir sistemini tutan bir kimyasalın etkisiyle olabileceğini belirttim ve bir kimyasal kullanıldığı iddiası varsa da bununla ilgili etkili bir soruşturma yapılması gerektiğini ifade ettim. “Ölüm meydana gelmişse; Minnesota Protokolü'ne göre tıbbi bir araştırma yapılması gerektiğini, bağımsız kurumlar tarafından da bir soruşturma yapılmasının zorunluluk olduğunu çünkü bunun Cenevre Sözleşmesi kapsamında savaş suçu olarak değerlendirildiğini söyledim. Ancak haber, benim bu olayı kanıtladığım şeklinde yansıtılmış, yani pek doğru yansıtılmadı.” TIKLAYIN - Şebnem Korur- Fincancı: Susmadığımı defalarca kez kanıtladım |
Ne olmuştu? |
Medya Haber'e konuşan Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur-Fincancı, TSK'nın askeri operasyonlarda kimyasal silah kullandığı iddialarına ilişkin görüntüleri incelediğini belirtti: "Belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik-zehirli kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda. Her ne kadar kullanılması yasak olsa da çatışmalarda kullanıldığını görüyoruz." Bağımsız heyetlerin bölgede inceleme yapmasının uluslararası sözleşmeler gereği zorunlu olduğunu belirten Prof. Dr. Şebnem Korur-Fincancı, "Uluslararası sözleşmelerin uygulanması ve kimyasal silahların kullanımını yasaklayan Cenevre Sözleşmesi kapsamında böyle bir iddia ortaya çıktığında nasıl bir araştırma yapılacağı da Minnesota Protokolü'nün ilkelerinin ele alınması gerekiyor" dedi. Korur-Fincancı bu açıklamalarının ardından iktidara yakın medya kuruluşlarınca hedef gösterildi. Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Savunma Bakanı Hulusi Akar da kimyasal silah iddialarını yalanlayan açıklamalar yaptı. Ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında "Terör Örgütü Propagandası Yapmak", "Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama" suçlamalarından soruşturma başlattığını açıkladı. Korur-Fincancı'nın soruşturma kapsamında ifade vermesi bekleniyordu. Fakat 26 Ekim'de polisin evine yaptığı baskınla gözaltına alındı ve Ankara'ya götürüldü. Şebnem Korur-Fincancı, 27 Ekim'de "örgüt propagandası" suçlamasıyla tutuklandı. |
(RT)