Cenazesinde yüz binlerce insan yürüdü. Aradan geçen altı ayda cinayetin arkasındaki ilişkiler, çekişmeler eksik de kalsa ortaya çıktı. Karanlık, karma karışık bir resim ama her haberle birlikte bir şey çok daha berraklaştı: Bugün bu ülkede farklı olanın yaşama şansı yok edilmeye çalışılıyor.
Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin soruşturmanın eksik yapıldığını söylüyor. Cinayet sonrasında yaşananlar da en ufak bir iyimserliğe yer bırakmaksızın bu olayın "münferit" olmaktan çok uzakta kaldığını, bilakis bu topraklarda yaygın bir hissiyatın tezahürü olduğunu gösterdi. Yine de mücadele sürüyor, durmak zamanı değil.
İlk duruşma iki gün sonra, 2 Temmuz'da, İstanbul, Beşiktaş'ta.
Ne boğucu bir tesadüf ki, aynı gün 14 yıl önce Sivas'ta, Madımak Oteli'nde 37 kişi farklı oldukları için öldürülmüştü. Onlar Pir Sultan Abdal şenlikleri için kente gelen şair, yazar, karikatürist, oyuncu, çocuk, gazeteci ve müzisyenlerdi.
Ölenler, öldürenler çok farklı; zaman değişti. Aynı kalan, baskın olanın kendinden farklı olanları öldürebilme cesaretini hâlâ bu kadar rahat bulabiliyor olması. Adaletsizlik norm olunca, boşlukları doldurmak kolaylaştı.
Önce mahkemeye sonra mitinge
Hrant Dink cinayeti davası saat 09:30'da, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, Beşiktaş'ta. Dink'in ailesi, arkadaşları, meslektaşları, sevenleri "bu davanın tanığıyız, mağduruyuz, takipçisiyiz" diyerek orada olacak. Helsinki Yurttaşlar Derneği'nden Sınır Tanımayan Gazeteciler'e kadar birçok örgüt adalet, ifade özgürlüğü ve çok seslilik için duruşmaya destek verecek.
Saat 18:00'de, Kadıköy'de, Sivas Katliamında öldürülenleri anmak üzere bir miting düzenlenecek. Alevi Bektaşi Federasyonu'ndan sosyalist parti ve gruplara; meslek odalarından sendikalara birçok örgüt bu mitingi birlikte düzenliyor.
Hepsi mitinge gitmeden önce Hrant Dink cinayeti duruşmasına destek vermek için mahkemenin önünde olacak. Anma programı 14:00'te Zincirlikuyu mezarlığına ziyaretle başlayacak.
Yılların ardından...
Hrant Dink: Ermeni kimliğini savunduğu, adalet ve insanca bir yaşam istediği ve bütün bunları dillendirmeye cesaret ettiği için 19 Ocak'ta öldürüldü.
Muhibe Akarsu, Muhlis Akarsu, Gülender Akça, Metin Altıok, Ahmet Alan, Mehmet Atay, Sehergül Ateş, Behçet Aysan, Erdal Ayrancı, Asım Bezirci, Belkıs Çakır, Serpil Canik, Muammer Çiçek, Nesimi Çimen, Carina Cuanna, Serkan Doğan, Hasret Gültekin, Murat Güneş, Murat Gündüz, Gülsüm Karababa, Uğur Kaynar, Asaf Koçak, Koray Kaya, Menekşe Kaya, Handan Metin, Sait Metin, Huriye Özkan, Yeşim Özkan, Ahmet Öztürk, Ahmet Özyurt, Nurcan Şahin, Özlem Şahin, Asuman Sivri, Yasemin Sivri, Edibe Sulari, İnci Türk, Kenan Yılmaz: Farklı inançları olduğu için, farklı inançları olanlarla yan yana yaşayabilecekleri insanca bir yaşam istemeye cesaret ettikleri için 2 Temmuz 1993'te öldürüldüler.
2 Temmuz 2007 Pazartesi'nin geleceği, 14 yıl öncesinden belliydi. Hep beraber izledik ve şimdi onları birlikte anacağız ve adalet isteyeceğiz.
Ne korkunç tesadüf!(EÜ/TK)