“Sulukule ve Başıbüyük mahallelerinde yaşayan insanların yerleştirildikleri veya yerleştirilecekleri konutlar neo-liberal dönemde artması muhtemel sınıfsal çatışmaların taraflarından ‘bazılarını’ kontrol altına alınmasının örnekleridir.”
Doç. Dr. Hatice Kurtuluş İstanbul Üniversitesi (İÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde (SBF) düzenlenen “Kentsel Dönüşüm: İstanbul’da Sosyo-Mekansal Değişim” sempozyumunda yaptığı “Kentsel Dönüşümün Gelişim Süreci” başlıklı sunumda İstanbul’un yaşadığı kentsel dönüşüm sürecinin geldiği noktayı bu sözlerle anlattı.
16. yüzyılda İstanbul’un Avrupa’nın en büyük nüfuslu şehirlerinden biri olduğunu hatırlatan Kurtuluş bu unvanın 19. yüzyılın sanayileşen Avrupa’sında başka şehirlere geçtiğini söyledi.
20. yüzyılda gelişen Keynesçi ekonomi politikalarıyla gelen kamusal ve mekansal yatırımların banliyöleri doğurduğunu belirten Kurtuluş, konut sorununun, küresel ölçekte kamusal bir barınma ve sağlıklı yaşam sorunundan uzaklaşıp sınıfsal bir ayrışmanın zemini haline geldiğine dikkat çekti.
Bu sınıfsal ayrışmanın sırtını dayadığı meşru zeminin de yaratıldığını ifade eden Kurtuluş yoksulluğun mekandaki radikal dışlanmasının sağlanması için mitler yaratıldığını sözlerine ekledi ve yaratılan mitleri şöyle sıraladı:
"Bütün yoksullar suç işler": Kim bu yoksullar? Formel ya da enformel örgütsüz hizmet işçileri ve işsiz gezen emekçiler. Bu tanımdan yola çıkarsak 1 Mayıs’ta yaşananların ardından bazı yöneticilerin yaptığı ‘çoğu zaten işsiz değildi’ açıklamaları da zeminsizdir.
“Kentte güvende değilsiniz”: Miti yaratan yapı şirketlerinin reklam tanıtım metinleri ve medyanın servis ettiği haber ve görüntüler. Örneğin kapkaça maruz kalmış bir kadının görüntüsünün defalarca ekrana getirilmesi bu hissin yaratılması içindir.
Mite inanan sınıfsal kimliklerini mekanda kristalize etmek isteyen yeni orta sınıflar ve katlanmış burjuvazi.
İstanbul’daki yapılanma anlayışını yamaya benzediğini, bunu görmek için havadan şehre bakmanın yeterli olacağını söyleyen Kurtuluş “İstanbul’daki şehircilik anlayışının mekanın yeniden üretilmesi ile sermaye döngüsünün önünü açmak ve toplumsal sınıfların mekandaki direncini kırmak üzere ‘güvenlik söylemi’ni meşrulaştırılan otoriter bir kent yönetimi” olduğunu ifade etti.
Özden gün boyu sürecek panellerde "nasıl bir kentte yaşamak istiyoruz" ve "tüm sınıfların bir arada yaşayabilecekleri kentler mümkün mü" sorularına yanıt arayacaklarını vurguladı.
İÜ SBF’de gün boyu süren panellerde konuşacak akdemisyenler ve sivil toplum örgütü temsilcileri isimler şöyle:
Doç. Dr. Sevim Budak, Prof. Dr. Ahmet V. Çobanoğlu, Neşe Ozan, Doç. Dr. İclal Dinçer, Doç. Dr. Asuman Türkün, Dr. Şükrü Aslan, Adem Kaya, Ziya Çelik, Yrd. Doç. Dr. Pınar Özden, Prof. Dr. İhsan Bilgin, Yrd. Doç. Dr. Binnur Öktem ve Dr. Jean Francois Perouse.
Panellerin ardından Yaşasın Sulukule Çocuk Perküsyon Grubu, Yaşar Morpınar yönetiminde kısa bir ritim performansı yaptı. (BÇ/EÜ)