Rapor kadınların toplumdaki yerini ele alıyor.
Ay başında yayınlanan raporu bianet'e değerlendiren Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Yeşim Arat "Raporun amacı sorun özetlemekten çok Türkiye'ye kadın konusunu kullanarak ilgi çekmek; bence bunu da çok iyi yapıyorlar" dedi.
Raporda Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kadın sorunlarına duyarlı davrandığına dair bir tespit var. Bu ifadeye katılıyor musunuz?
Özel bir duyarlılığı olduğunu düşünmüyorum. Rapor bu konuyu çarpıtıyor. Şu da bir gerçek ki Ceza Kanunu, AKP zamanında çıktı ve sonuçta kadınlar hemen hemen bütün istediklerini yaptırdılar.
Bunun nedeni AKP'nin beklenmedik duyarlılığından çok Avrupa Birliği dinamikleri, AKP'nin merkeze hitap etme isteği olabilir.
29 Nisan Çağlayan Mitingine katılanların çoğunun kadın olması sizce kadınların politik kimlik edinmeye başladığının mı göstergesi?
Bence bir bölüm kadının politik kimliklerinin kamusal alanda daha belirgin daha görünür olmasının göstergesi. Kadınların da farklı politik kimlikleri var. Mesela İslami kimlikle siyasal alana katılan kadınlar...
Rapor 1920'lerde yapılan reformlara kadınlar devrimci elit bir erkek kitle sayesinde kavuştu diyor. Buna meydan okuyan kadınların ortaya çıkışının yıllar aldığı tespitine katılıyor musunuz?
Raporu bağlamında değerlendirmek gerek. Cımbızlarsak aynı fikirde olmayacağımız, daha karmaşık olduğunu bildiğimiz çok şey çıkacaktır.
Ben de indirgeyerek konuşacak olursam reformların çok başarılı olduğunu, kadınların cumhuriyetin kurulması için mücadele ettiklerini ileri sürebilirim. Ama son cümleye katılırım. Bu tartışmalar 1980 sonrası daha yoğunlaştı.
Rapor hangi konulara değiniyor?
Rapora göre Türkiye'de kadın hakları reformları iki dönemde yoğunlaşıyor. 1920'ler çok eşliliğin yasakladığı, laik kurumların temellerinin atıldığı ilk döneme tekabül ediyor.
2001 süreci ise Medeni Kanunda yapılan değişikliklerle kadının evlilik, boşanma, mal sahipliğinde erkekle eşit haklara sahip olması, yeni Ceza Kanununda yapılan değişiklikler ve kadın cinselliğinin birey hakları kapsamına alınmasıyla başlıyor.
Rapora göre, 2001 yılından itibaren yapılmakta olan değişikliklerle Türkiye en azından kağıt üzerinde ataerkil düzeni geride bırakmış görünüyor.
"Ancak Türkiye'nin hala kat etmesi gereken çok yol var. 2006 sonlarında yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre Türkiye, cins temelli eşitsizlikler konusunda 115 ülke arasında 105. sırada geliyor."
Türkiye kadın erkek eşitsizliği alanında AB standartlarını en geride takip eden üye ülkenin bile çok gerisinde. (GG/EÜ)