Kadına Yönelik Şiddete Karşı Kadın İnsiyatifi'nden yaklaşık 350 kadın Taksim Meydanı'nda gezici sergilerini açarak "Kadın cinayetleri politiktir", "Erkek vuruyor, devlet koruyor", "Bağır herkes duysun, erkek şiddeti son bulsun", "Dayağın çıktığı cenneti istemiyoruz", "Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir" sloganları attı ve kadınlara yönelik erkek şiddetini protesto etti.
Dün gerçekleştirilen eylemle açılan sergide, katledilen kadınların fotoğrafları ile haberlerinin yanı sıra, yastık, testere, bıçak, kelepçe gibi şiddet ve cinayet aletleri de yer aldı. Grup daha sonra İstiklal Caddesi'nde yürüyüşe geçti ve Mis Sokak'ın girişinde toplanarak, sergiyi buraya taşıdı. Caddede "İnsanız, kadına şiddete karşıyız" yazılı afişle yürüyen Ezilenlerin Sosyalist Platformu'ndan bir grup erkek de sergiye alkışlarla destek verdi.
Kadınlar daha sonra üstlerinde mor önlükleri, ellerinde pankartlar ve mor bayraklarla, sloganlar ve şarkılar eşliğinde Galatasaray Meydanı'na yürüdü. Burada gruba katılan Demokratik Toplum Partisi (DTP) milletvekili Sabahat Tuncel bir konuşma yaptı.
Hayatın her alanında, hem erkek hem devlet şiddetiyle örgütlü mücadele içinde olacaklarını, sokağa çıkmanın seslerini duyurmak için önemli olduğunu anlatan Tuncel, şöyle konuştu:
"Sizlerin sesini parlamentoda duyurmaya çalışıyoruz. Bugün ısrarcı olduk ve mecliste kadına yönelik şiddet konuşuldu. Erkek egemen sistem ortadan kalkmadığı sürece şiddet bizim yaşamımızdan gitmeyecek. Eşitlik sağlanmadığı sürece ne yazık ki özgür olmayacağız. Biz özgür olmadığımız sürece de erkekler özgür olmayacak. Mücadele edelim, örgütlenelim. Özgürlük için hep birlikte sesimizi yükseltelim."
Platformun 18.00'de Türkçe ve Kürtçe olarak okunan açıklamasında, "Bu şiddeti bir grup dengesiz, sapık, cani, barbar, maganda, suça yatkın adamın uyguladığı bizlere yutturulmaya çalışılıyor. Oysa biz biliyoruz ki, erkek şiddeti münferit veya tesadüfi değildir, erkek egemen sistemin bir ürünüdür. Bu şiddet, adalet sisteminden ve yasalardan besleniyor" denildi.
Platform taleplerini şöyle sıraladı:
"Bedenimize ve kimliğimize yönelik tartışmaların erkekler ve erkek egemen zihniyet tarafından yapılmasını reddediyoruz. Bedenimize ve kimliğimize ait söz bizimdir.
Kılık kıyafetimiz yüzünden eğitimden ve kamusal alandan dışlanmayı, cinselliğimizin denetlenmesini, namus algısını reddediyoruz! Yasalar buna göre yeniden düzenlenmeli.
Erkek egemen yargının vermiş olduğu kadın düşmanı kararlara karşı çıkıyoruz.
Namus cinayetleri madde 82'deki nitelikli insan öldürme olarak sınıflandırılmalı ve 'haksız tahrik'e ilişkin tüm maddeler gerekçeden çıkartılmalıdır.
Devletin açma yükümlülüğü olan kadın sığınak sayısının ve kapasitelerinin artırılmalı, koşulları iyileştirilmeli.
Siyasal alanda mücadele eden kadınlara uygulanan baskı ve gözaltındaki işkenceler, taciz ve tecavüzler son bulmalı." (YC)