Türkiye Psikiyatri Derneği, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü'nde hükümetten ve farklı toplumsal kesimlerden sorumluluklarını yerine getirmelerini istedi.
Dernek, 2000'li yıllarda yapılan çeşitli araştırmalardan derlenen bilgileri hatırlattı:
* Hayatı boyunca eşinden en az bir kez fiziksel şiddet görmüş kadınların oranı Türkiye genelinde yüzde 35, Doğu Anadolu genelinde ise yüzde 40.
* En az bir kez fiziksel şiddete maruz kaldığını söyleyenlerin Türkiye genelinde yüzde 49'u, doğu genelinde ise yüzde 63'ü bu durumdan daha önce hiç kimseye söz etmemiş.
* Kadınlar kendileri için güvenli sayılan evlerinde şiddete uğruyor. Kocalarından boşanmış veya ayrılmış kadınlarda fiziksel şiddet deneyimi yüzde 78'e varıyor.
* Eğitim düzeyi arttıkça fiziksel şiddet gördüğünü söyleyen kadınların oranı azalıyor (okuma yazma bilmeyen kadınlar arasında yüzde 43, yüksek öğrenim görmüş kadınlar arasında yüzde 12). Yüksek öğrenim görmüş altı erkekten biri eşine fiziksel şiddet uyguluyor.
* Hane geliri 2500 YTL'nin üzerinde olan her dört ailenin birinde fiziksel şiddet var. İllerde oturanlar ilçelerde oturanlara göre yaklaşık yüzde 42 daha fazla fiziksel şiddet görüyor. Kadınların yüzde 14'ü en az bir kez "istemediği zamanlarda cinsel ilişkiye zorlandığı"nı belirtiyor. Cinsel ve fiziksel şiddet yüzde 67 oranında bir arada yaşanıyor.
Derneğin Türkiye'de kadına yönelik şiddetle mücadele için önerileri şöyle:
* Kadına yönelik şiddete karşı ciddi ve kapsamlı bir eylem planı hızla hayata geçirilmeli.
* Kadına yönelik şiddetle mücadele uzun soluklu, sistemli ve tavizsiz olarak gündemde yer almalı; aile içi cinayetler mercek altına alınmalı. Bir yakınının şiddetine maruz kalma riski yüksek olan gruplar erken devrede saptanmalı ve müdahale edilmeli.
* Şiddet yaşadığını bildirenlere tıbbi rapor, yasal başvuru olanakları ve şiddetsiz bir yaşam sağlamak için önlemler geliştirilmelidir.
* Klinik deneyimlerimiz arasında da görünmez konumda olan namus cinayetleri konuya duyarlı kadın kuruluşlarının çabalarıyla ile daha iyi tanınır olmuştur. Sivil Toplum Kuruluşları'nın talepleri karşılanmalı, onlara destek verilmeli.
* Ceza Kanunu'ndaki "Haksiz Tahrik" ve kadına karşı şiddet davalarında uygulanan "haksız tahrik indirimleri" kaldırılmalı, TCK'nin 29. maddesi uygulanmamalı.
* Mağdurların kamusal sağlık ve sosyal destek sistemlerine ulaşmaları sağlanmalı.
* Kadın sığınma evleri ile ilgili sorunlar hızla aşılmalı ve risk gruplarına, şiddetle sık karşılaşan meslek gruplarına ve kamuya yönelik eğitim ve bilgilendirme çalışmalarına hız verilmeli. (YC)
* Derneğin öneri ve tespitlerinin tamamına ulaşmak için tıklayın.