Sivil Toplum Kuruluşları'na (STK) yönelik kadınların insan hakları semineri İstanbul Grand Öztanık Hotel'de yapıldı. Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki kadın derneklerinden temsilcilerin katıldığı seminer üç gün sürdü.
21-23 Eylül'de gerçekleşen seminer İstanbul Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Raoul Wallenberg İnsan Hakları ve İnsancıl Hukuk Enstitüsü işbirliğiyle ve İsveç Kalkınma ve İşbirliği Ajansı'nın mali desteğiyle düzenlendi.
Türkiye'de Kadının İnsan Haklarına Karşı Saygının Güçlendirilmesi Projesi kapsamında STK'ler için düzenlenen seminer öncesinde bir başka seminer de 77 barodan 100'e yakın avukata verilmişti. Proje 2005 yılında başladı.
Proje kapsamında STK'lere yönelik bir seminer daha düzenlenecek.
"Kadına karşı şiddeti önlemek için adım atılmalı, yaptırım yetersiz"
Yaptığı sunumda devletin işyaşamında cinsiyet temelli eşitsizliklerin oluşmaması için Anayasanın 10. maddesi uyarınca önlem alma zorunluluğu olduğunu vurgulayan İstanbul Teknik Üniversitesi, İşletme Fakültesi Hukuk Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Kadriye Bakırcı, işyerinde taciz meydana geldince yaptırım uygulamasının yetersiz olduğunu, gelmemesi için önlem alınması gerektiğinin altını çizdi.
Koç Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bertil Emrah Oder, anayasa taslağında devlete eylemli eşitlik ödevi yüklenmediğini ifade etti.
" Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Komisyonu'nun (CEDAW) eşitlik vurgusu 82 Anayasası'ndan daha kapsamlı. Anayasa taslağıysa çok daha geride. Kadınlar engelliler ve çocuklarla birlikte tanımlanıyor. Acaba kadınlara ilişkin önlemler sadece korumacılık mı olmalı? Korumacılığın tanımı nedir? Geleneksel roller çerçevesinde mi okunmalı?"
"CEDAW'a başvurmadan iç hukuk yolları tüketilmeli"
Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) diğer hukuklardan farklı olduğunu anlatan İstanbul Bilgi Üniversitesi, Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Asuman Aytekin İnceoğlu, "diğer hukuk dallarının yaptırımı para cezasıyken, TCK hürriyeti kısıtlar" dedi.
CEDAW başvurmak için iç hukuk yollarının tüketilmesi gerektiğini ifade eden İstanbul Bilgi Üniversitesi, Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Dolunay Özbek, ayrım yasağının bağımsız değil diğer maddeleri tamamlayıcı olduğunu kaydetti.
Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KA-DER) Genel Başkanı Avukat Hülya Gülbahar Türkiye'de hukuk sisteminin hala geleneksel rollere göre karar verdiğini belirtti.
Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü, Bölüm Başkanı Prof. Dr. Feride Acar, devletin CEDAW'a taraf olarak kendi kendini sınırladığını ve eğer CEDAW'a aykırı davranırsa "ciddi devlet imajı"nın zedeleneceğini anlattı.
İstanbul Teknik Üniversitesi, Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği Yrd. Doç. Dr. İpek İlkkaracan, CEDAW'a sunulan devlet raporunun yanı sıra STK'lerin de gölge rapor sunabileceğine değindi.
Kimler katıldı?
Antalya Kadın Dayanışma Merkezi, Mersin Bağımsız Kadın Derneği, Türkiye Aile Planlaması, İris Eşitlik Gözlem Grubu, Amargi, Filmmor, Van Kadın Derneği, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu Sağlık ve Sosyal Emekçiler Sendikası, Gökkuşağı Kadın Derneği, KA-DER, İmece Kadın Kooperatifi, Kadın Yurttaş Derneği, Kadınlarla Dayanışma Vakfı, Türkiye Kadın Girişimciler Derneği, Kırkhörük Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Platformu, Mor Çatı, Tunceli Anafatma Kadın Dayanışma Derneği, bianet (GG/NZ)