Gazeteci Ahmet Şık ve Nedim Şener'in evlerine yapılan baskın ve gözaltına alınmalarına tepki gösteren çoğu gazeteci yaklaşık 2 bin kişi bugün Taksim tramvay durağında toplanarak Galatasaray'a kadar yürüdü. Yürüyüşe katılan gazeteci, sanatçı ve hak savunucuları, gazetecilere yönelik baskılar ve yıldırma politikalarına karşı öfkeliydi.
Celal Başlangıç (Gazeteci-Yazar): Ergenekon, Gazeteciler Cemiyeti'nde, Gazeteciler Sendikası'nda, araştırmacı gazeteciliğin içindeymiş. Ergenekon davasını ne hale getirdilerse, armutla elmayı bir araya topluyorlar. Bugün de hiçbir zaman bir araya gelmeyecek gruplar yan yana yürümek zorunda kaldı.
Sırrı Süreyya Önder (Gazeteci- Yönetmen): Ergenekon çuvalına artık solcu, sosyalist, yoksuldan yana olan, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) bu manipülasyon politikalarını teşhir eden kim varsa atacaklar. Ne kadar örgütlü karşı çıkabilirsek o kadar bariyer oluştururuz.
Ferai Tınç (Hürriyet): Gazetecilerin üzerindeki baskıların, tutuklanmaların ortadan kalkmasını istiyoruz. Buna sebep olan yasaların değiştirilmesi için hükümete çağrıda bulunuyoruz. Demokrasi hepimize lazım. Basın özgürlüğü olmayan yerde halkın gerçekleri öğrenme ve karar verme hakkı ipotek altına alınmıştır.
Nejat Yavaşoğulları (Müzisyen): AKP, demokrasiyi kendi amaçları uğruna kullanıyor. Muhalif her ses yavaş yavaş susturulmaya çalışılıyor. Bu yaşananlar 2011 Türkiye'sine hiç yakışmıyor.
Mete Çubukçu (NTV): Şık ve Şener'in hedef alınmasıyla Ergenekon sürecinin yakından, uzaktan ilgisi yok. Bu iki isim karşı oldukları bu yapılanmanın deşifre edilmesi için çaba sarf ediyorlardı. Gazeteci, her türlü araştırmayı yapabilir, her konu hakkında kitap yazabilir. Bu operasyon tamamen göz korkutma amaçlıdır. Ahmet'in de dediği gibi, "dokunma yanarsın" operasyonudur.
Hakan Tahmaz (Barış Meclisi Üyesi): Hayatı boyunca darbelerle, hak ihlalleriyle mücadele etmiş biri olan Şık'ın darbecilerle birlikte gözaltına alınması Ergenekon sürecinin sona erdiğini gösteriyor. AKP bence yanlış hesap yaptı. Fettullah Gülen cemaati Emniyet içinde, yargı içinde at koşturuyor. Ancak bu tehlikeli bir süreç ve bu ateş AKP'yi de yakar. Doğu Perinçek ve ekibi her fırsattan yararlanmaya çalışıyor. Bugün onlarla hiçbir şekilde yan yana gelmek istemeyen insanlarla dolu. Biz burada Ahmet'in, Nedim'in haklarını savunurken onlar Perinçek'i, Kerinçsiz'i aklamaya çalışıyorlar.
Ethem Özgüven (Bilgi Üniversitesi): Arap ülkelerinde Türkiye'deki demokrasiye özenildiği söyleniyor. Eğer buraya özeniyorlarsa, hiç bu işe başlamasınlar. Bu iktidar önceden eleştirdiği iktidarların aynısı. Bundan sonra gelecek olanlar da aynısını yapacaklar. Bizim demokrasi anlayışımızda, güçlünün güçsüzle olan ilişkisinde çok tuhaf problemler var. Bu ülkede bölünebilecek herkes bölünmüş. Laik-dinci, solcu-sağcı, Sünni-Alevi herkes birbirine girmiş. Bu ülke kadın-erkek olarak da birbirine girmiş durumda. Yani cinsiyetimize kadar, her noktada ayrışmış durumdayız. (EKN/NV)