Fotoğraf: Evrim Kepenek / bianet
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı, Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, hak örgütlerinin raporlarında da vurguladığı üzere “sokağa taşınan işkence” durumunda, işkencenin belgelenmesine dair bianet’e bilgi verdi.
“Cezasızlık politikasına karşı” belgeleme
Son olarak dünkü Onur Yürüşü’nde dün tanık olduğumuz polis şiddetinin ardından, buna maruz kalanların yaşadıklarının belgelenmesinin, “cezasızlık politikasının önüne geçmek için önemli olduğunu” vurgulayan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, gözaltına alınanların muayeneleriyle ilgili şunları söyledi:
“Gözaltı muayenesinde kamu hastaneleri kullanılıyor ve maalesef bu muayeneler acil servislerde yapılıyor. Poliklinik hizmeti düzgün işlemediğinden, hastalar muayene olmak için acil servislere başvurmak durumunda kalıyor, bu da acil servislerde yoğunluk oluşturuyor. Dolayısıyla günde binlerce hastayla karşı karşıya olan hekimler bu yoğunluk içerisinde gözaltı muayenesi yapıyorlar ve adli olgulara öncelik verildiği için servislerde gerginlikler yaşanıyor. Bu gerilim ve çatışmalar arasında muayeneler çok hızlı şekilde yapılıyor. Ve maalesef bazen de, çok nadir de olsa meslektaşlarımız kuralları bilmedikleri veya önemsemedikleri durumlarda da tam bir muayene yapılamıyor.”
TİHV temsilcilikleri
Şebnem Korur Fincancı, işkence ve kötü muamelenin belgelenemediği bu gibi durumlarda, maruz kalanlar için Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) temsilciliklerini başvuru adresi olarak gösterdi:
“Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın, polis şiddetinin daha sıklıkla yaşandığı kentlerde temsilcilikleri bulunuyor, bu kentlerde işkenceye maruz kalanlar TİHV temsilciliklerine başvuruda bulunabilir. Saldırı olacağı tahmin edilen ya da kamu otoritesinin açıkça yasaklandığını beyan ettiği eylemler sırasında, başvuru hekimlerimiz vakıfta nöbetçi olarak kalıyorlar.”
TİHV’in 2009 – 2020 arasında başkanlığını da yürütmüş olan Şebnem Korur Fincancı, “TİHV’in İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır, Cizre ve Van’da temsilcilikleri var” dedi ve işkence ve kötü muameleye maruz kalanların bu temsilciliklere başvurabileceğini belirtti.
İstanbul Protokolü’nün 2022 baskısının Türkçe çevirisinin tanıtıldığı etkinliğe, Şebnem Korur Fincancı’nın yanı sıra BM İşkenceye Karşı Komite’nin önceki Başkanı Jens Modvig, BM İşkence Görenler İçin Gönüllü Fonu önceki Başkanı Vivienne H. Nathanson, İnsan Hakları İçin Hekimler Örgütü’nden Vincent Iacopino ile Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Kurucular Kurulu Üyesi Türkcan Baykal katılmıştı.
İstanbul Protokolü güncellendi
Ayrıca, İstanbul Protokolü’nün güncellenen versiyonunda da, sağlık kurumlarında özellikle bu tür ihlallerin zor koşullarda değerlendirildiği durumlarda dikkat edilmesi gerekenlere dair ayrıntılı bilgilendirme yapıldığını ekledi.
TIKLAYIN – “İşkence sadece maruz kalanı ve yakınlarını değil, tüm toplumu etkiliyor”
TIKLAYIN – “İstanbul Protokolü, mücadelede ısrarın yansıması”
BM İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı, Aşağılayıcı Muamele veya Cezaların Etkili Biçimde Soruşturulması ve Belgelendirilmesi için El Kılavuzu (İstanbul Protokolü) 51 ülkeden 180’den fazla uzmanın çalışmasıyla geçen yıl güncellendi. Protokolün güncel hali, 29 Haziran 2022’de Cenevre’de kamuoyuyla paylaşıldı. TİHV, işkencenin araştırılması ve belgelenmesi için BM patentli bir kılavuz olma niteliği taşıyan İstanbul Protokolü’nün yeni edisyonunun Türkçesini yayına hazırladı.
Şebnem Korur Fincancı, protokoldeki güncellemelerden de bahsetti:
“Protokolün ilkeleri, prensiplerimiz başından beri aynı, hiç değişmedi. Bütüncül bir değerlendirmeye olan vurgu, protokolün temelini oluşturuyor. Yani, sadece bedensel değil ruhsal bir değerlendirmenin gerekliliği, başından beri ilkemiz. Belki de dünyada ilk kez işkence değerlendirmesinde böyle bir yaklaşım, İstanbul Protokolüyle birlikte açıkça bir kılavuzda yer almış oldu.
Güncellenen versiyonda ise, İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesine Ek İhtiyari Protokol ve buna bağlı olarak ulusal önleme mekanizmalarının kurulması gibi hukuki yönden yeni gelişmeler yer alıyor.
Protokol bu hukuki gelişmelere dair bir kılavuz olarak da tanımlanmış oldu. Avrupa Konseyi İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT) gibi uluslararası kurumlar, özgürlüğünden alıkonulanlara dair ziyaretlerinde, protokoldeki ilkelere göre değerlendirme yapıyor.
Ayrıca etik ilkeler kısmı geliştirildi, devletlerin görevlerine dair ayrıntılı bilgilendirmeler kılavuzda yer alıyor.
Son dönemde artan şekilde çocukların çatışma ortamlarında kalması ya da çatışmalarda kullanılması durumlarına dair özel olarak ayrıntılı tanımlamalar yapıldı.
LGBTİ+’ların ayrımcılığa maruz kalmasına dair de protokolde varolan değerlendirme bölümü daha ayrıntılandırılarak geliştirildi.”
TIKLAYIN - Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı kimdir?
İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezaların Etkili Biçimde Soruşturulması ve Belgelendirilmesi için El Kılavuzu’nun (İstanbul Protokolü) Türkçe çevirisine buradan ulaşabilirsiniz.
(AS)