"İşkence dünyanın neresinde olursa olsun insanlığa karşı suç olduğu için hepimizin sorunudur ve bu nedenle Gürcistan'daki işkence görüntüleri nedeniyle TİHV olarak çok üzgünüz. Ancak Gürcistan halkının işkence karşısında sessiz kalmaması ve bir bütün olarak görüntülere tepki göstermesi de hayli sevindirici."
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Sekreteri Metin Bakkalcı, Gürcistan'ın başkenti Tiflis Gldani hapishanesindeki işkence görüntülerinin ortaya çıkmasıyla oluşan halk tepkisini böyle değerlendiriyor.
Gürcistan'da 1 Ekim'de yapılacak parlamento seçimleri öncesinde işten atılan cezaevi gardiyanı Vladimir Bedukadze gardiyanların mahkumlara yaptığı işkenceleri kaydederek muhalefete yakın TV-9 kanalına verdi.
Görüntülerin yayınlanmasının ardından binlerce kişi sokaklara dökülerek işkenceyi ve iktidarı protesto etti.
Protestoları artınca Ceza İnfaz Bakanı Khatuna Kalmakhelidze istifa etti, 10 hapishane yetkilisi tutuklandı. Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili ise "Bir grup caninin aylardır işkence yaparak insanları küçük düşürdüğü ortaya çıktı. Soruşturmanın yalnızca birkaç hafta önce başlatılmış olması, birçok birimin başarısız olduğuna işaret ediyor" sözleriyle halktan özür diledi.
"Gürcistan'da işkenceye karşı eğitimler verdik"
Bakkalcı, bianet'e TİHV olarak 2005'ten itibaren Gürcistan'da işkencenin önlenmesi için özellikle hukukçular ve sağlıkçılarla işkenceye karşı hazırlanan İstanbul Protokolü çerçevesinde eğitimler verdiklerini açıkladı.
Bakkalcı Türkiye'de şiddetin sıradanlaştığını, işkence ve kötü muamele karşısında siyasilerin de toplumun da sessiz kaldığını söylüyor.
"Protokolün İstanbul'da olmasının nedeni bu ülkede işkenceye karşı çok yaygın duyarlılığın sonucudur. Suskunluğun yanı sıra bu ülke bu konularda önemli duyarlılıklar da sergilemiştir."
"İktidar 'rıza kültürü' yaratma gayretinde"
Bakkalcı savaşta-barışta hiç kimseye hiçbir yerde işkence yapılamayacağını söylüyor.
"Bu, yüzlerce yıllık mücadele sonucunda İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde 1948'de yer aldı. O yüzden işkence dünyanın her yerinde insanlığa karşı suçtur.
"Bizler BM'nin İstanbul Protokolü'nün ön açıcıları olduk. Ne yazık ki bugün Türkiye'de artan işkence ve kötü muameleden derin kaygı duyuyoruz.
"Bu konuda kritik nokta cezasızlıktır. İşkenceciler korunuyor ve kollanıyor. En son işkence yaptığı yargı kararlarıyla kanıtlanan Sedat Selim Ay, İstanbul'da terörle mücadeleden sorumlu emniyet müdürü oldu. Başbakan da 'Arkadaşımız çok değerli çalışmalar yapmıştır' dedi ve arkasında durdu."
"2005'ten sonra Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK), Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ve Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nda (PVSK) yapılan düzenleme ve uygulamaların sorumlusu iktidardır."
"Bugün şiddet her yeri kaplamış ve toplumu derin bir suskunluğa itiyor. İktidar toplumda bir rıza kültürü geliştirmeye çalışıyor. Burada popüler kültürün de basılı ve görsel basının da çok büyük rolü var. Buna karşı mücadele vermemiz lazım." (EKN)