Porto Alegre'de PT'nin adayı Raúl Pont yüzde 46.6 oy alırken, Jose Fogasa ise yüzde 53.3 oy aldı. Sağcı partilerin oy oranlarını yükseltmesi, eski başkanlardan Fernando Cardoso'nun kurucusu olduğu Sosyal Demokrat Parti'nin Sao Paulo'nın yönetimini alması, analizcilerin Ignacio Luiz Da Silva'nın desteği kaybettiği ve 2006'daki başkanlık seçimlerinde yeniden seçilme şansının azaldığı şeklinde yorum yapmalarına neden oldu.
Gazetelerde Porto Alegre'deki seçim sonucuna ilişkin, "PT'nin vizyonunu kaybettiği" yorumu yapılırken, Fogaso'nun "Porto Alegre'nin Dünya Sosyal Forumu'nda oynadığı rolün minimalize edileceği" açıklaması, seçim sonuçlarının daha derin anlamlar içerdiğinin işareti.
Seçimler neyi gösteriyor?
Sao Paulo, PT'nin geleneksel tabanının oluşturan metalürji işçilerinin yoğun olarak yaşadığı, ülke endüstrisinin en çok yoğunlaştığı şehir. Bu anlamda, bir süredir "sağa kaydığı" için partisi içerisinde de eleştirilen Lula, halkın da desteğini yitiriyor.
Bununla birlikte IPS Ajansı'na yorum yapan Rio De Janerio Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nden Profesör Jairo Nicalou'nun tespitlerine de bakmak gerek:
"Bu seçimlerin yalnızca belediye seçimleri olmayacağı çok açıktı. Toplum nezdinde kutuplaşma arttı, Sao Paulo'da 2002 seçimlerinde Lula'nın en büyük karşıtlarından Jose Serra'nın yüzde 54.86 oyla başkan seçilmesi bunun açık kanıtı. Serra'nın en büyük destekçisi Geraldo Alckmin'in şu anda Sosyal Demokrat Parti'nin en etkin ismi olması da, Lula'nın sosyal-demokratlar karşısında yenildiği yorumunu yapmaya yeter delil sunuyor."
Dünya Sosyal Forumu'na mekan olan Porto Alegre'deki durum ise, PT'nin hem vizyonuna hem de alternatif belediyecilik anlayışıyla sunduğu deneyime desteğin azaldığını gösteriyor.
Partinin diğer kentlerden çok Porto Alegre'ye ilişkin ilk açıklamasında, "Kent halkı PT ile mutlu, çok az bir oy farkı var" denmesine, hatta Sosyal Demokrat Parti'nin seçimi kazanmak için illegal tutumlar aldığının ileri sürülmesine rağmen değişmeyen gerçek, Porto Alegre'de seçim mağlubiyeti ve daha da önemlisi Dünya Sosyal Forumu'nun geleceğine dair soruların oluşması...
Porto Alegre'de seçim kaybedildi, çünkü Demokratik Sosyalizm Hareketi'nin (DS) kurucuları arasında yer alan Raul Pont, PT içerisinde Lula'yı en çok eleştiren isimler arasında yer alıyordu. Ayrıca, kentin kırsal bölgelerinde tarımla uğraşanlarla, kent politikasını yürütenler arasındaki ilişkinin bozulması ve ülke genelinde Lula'ya olan eleştirilerin artması da seçim sonuçlarını etkiledi.
Herkesin ortak kanısı, 16 yıl içerisinde PT yönetimindeki Porto Alegre gelişti, halkın -en azından bir kısmının- partiye ve kentteki alternatif belediyecilik anlayışına destekleri sürüyor. Ancak, Lula'nın seçim vaatlerinin birçoğunu yerine getirememesi, Sao Paulo gibi orta sınıfın gelişkin olduğu bölgelerde, Lula karşıtı kampanyanın daha etkili olmasına neden oldu, ki seçimlerden sonra parti içerisinde, yeni alternatif sol programlar yaratılması gerektiğine ilişkin tartışmalar da bunun kanıtı.
Tam da bu nokta da PT ile sosyal demokrat PSDB arasında ülkedeki bütün seçimler tarihi boyunca yaşanmış iki ilginç noktaya dikkat çekmek mümkün: Diktatörlükten sonra 1964'de yapılan seçimlerde PT büyük bir oy patlaması yapmış, yine 1985'de ülkenin finansal krizin eşiğinde olduğu bir dönemde sosyal demokratlara yönelik tepki oyları PT'ye kaymıştı.
PT'nin ve Lula'nın geleceği
2002'de PT seçimleri kazanırken hem toplumun değişik sınıfsal katmanlarından oy almış; hem de -belirli mutabakat noktaları gözetilerek- PT dışındaki muhalif sol kesimlerden belirli bir destek sağlamıştı.
Desteğini "kerhen", ülkenin selameti açısından sunan orta sınıf, Lula'nın politikalarını radikal bulurken Lula, partisi içinde ve Topraksız İşçi Hareketi (MST) tarafından da "sağda durmakla" eleştirildi. Bir bakıma Lula, kaygan zemindeki desteklerini birer birer kaybetmeye başladı.
Dolayısıyla PT'nin Sao Paulo'daki yenilgisi toplumun geniş katmanlarından aldığı desteğin yitimi; Porto Alegre'deki yenilgisi de, mutabakat içerisinde olduğu varsayılan radikal gruplardan aldığı oyların yitimi olarak okunabilir.
Zaten Porto Alegre'de PT'nin adayı olan Pont'un Demokratik Sosyalizm Hareketi, bir süredir, Lula'nın "sağ" politikalarını eleştiren açıklamalarda bulunuyordu. Yine Komünist Parti'den kopan Sosyalist Halk Partisi'nin (PPS) Pont'a değil de Fogaco'ya destek verdiği bir seçim atmosferinde PT'nin şansı çok azdı.
Pazar günkü seçimleri ajanslar "sosyal demokratların zaferi" olarak duyurdular. Sao Paulo'yla birlikte, Santos gibi nispeten endüstrinin yoğunlaştığı; Cuiaba gibi kırsal nüfusun yaşadığı yerlerde sosyal demokratların iktidara gelmesi, bu zafer haberlerinin göstergeleri olarak değerlendirildi.
Seçim sonuçlarına bakılarak, geleceğe ilişkin söylenebilecekler ise şunlar:
PT, 2002'deki mutabakat ortamından aldığı desteği yitirdi. Parti içinde bir süredir devam eden ve ihraçlara kadar varan ayrılıklar daha da derinleşecek. Yerel yönetimlerde, özellikle Sao Paulo ve Porto Alegre'de, işbaşına gelen sosyal demokratların Lula muhalefetinin dozu artacak. Sosyal demokratlar bu eleştirilerini 2006'daki başkanlık seçimlerinde de kullanacaklar. MST'nin simgelediği ve Lula'dan toprak reformunu da içeren talepleri olanlarla, PT arasında bir yol ayrımı başlayacak.
Kısacası, bundan sonra Brezilya'da, PT içerisinde, Porto Alegre dolayımıyla Dünya Sosyal Forumu'nun geleceği, Lula'nın politikalarına bağlı.
Lula'nın Arjantin'de yayımlanan Clarin gazetesine, "Porto Alegre, ideolojik bir yer (feria diyordu, yani bir nevi pazar yeri) oldu" demesi, Dünya Sosyal Forumu'nun geleceği açısından pek de hayırlı bir durum yaşanmayacağının ilk işareti. (NK)